Platon’un ilk diyaloglarından olan Euthyphron diyaloğu, din felsefesindeki önemli bir soru(nu)’na işaret eden ilk metinlerden biri kabul edilir. Sözünü ettiğimiz soru(n) şu:
Bir şey Tanrı emrettiği için mi doğrudur/ahlakidir yoksa doğru/ahlaki olduğu için mi tanrı emretmiştir?
Soru önemini ve güncelliğini bugün dahi korumakta, hatta sorunun formunu alıp modern sanata dair bir soruya dahi çevirebiliriz, şöyle ki: “Bir sanat galerisindeki eser, sanat eseri olduğu için mi sanat galerisinde; yoksa sanat galerisinde olduğu için mi biz O’na sanat eseri diyoruz?” Bu soru formunu neden-sonuç ilişkisi açık olmayan bütün durumlara uygulayabiliriz.
Soruya Yakından Bakmak
Bu yazının konusu Platon’un Euthyphron diyaloğunda ortaya atılan dindarlık tanımlarına yakından göz atmak ve metin içinde bu problemin nasıl çürütüldüğünü ortaya koymak (Sokratesin itirazları muhatabını ikna etmek/inandırmak üzerine kurulduğunu göz önünde bulundurmalıyız zira diyalog formunun kullanılma sebeplerinden birisi de bu gibi gözüküyor). Diyalogda kaç tanım olduğu konusu tartışmalı olmakla beraber (5 veya 7 tanım genellikle zikredilir) bu yazıda -aldığım notlardan yola çıkarak- 6 tanıma bakılacaktır. Kaç tanım yapıldığı hususunda farklılıklar, bazı tanımların, orjinal tanıma uymadıkları düşünüldüğü için farklılaşmaktadır. Bu önemli olmakla beraber üzerinde şu an için bizim ilgi alanımız kapsamın değildir.
Diyaloğun kimler arasında ve nerede geçtiğine kısaca bakıp tanımlara geçelim. Diyalog; babasını şikayet etmeye giden Euthyphron (Bahsi geçen olaya göre, ırgat bir hizmetkarı öldürmüş, Euthyphron’un babası ırgat’ın ellerini, ayaklarını bağlayıp bir çukura atmış) ile hakkında bir dava açılan Sokrates arasında mahkeme avlusunda geçiyor. Diyalog Euthyphron’un babasını şikayet etmesinin dindarlık olduğunu söyledikten sonra, Sokrates’in Euthyphron’dan dindarlık tanımını yapmasını istemektedir ve diyalog başlamaktadır.
Şimdi sözünü ettiğimiz 6 tanıma ve olası itirazlara bakalım.
1. Euthyphron kendi yaptığının dine uygun olduğunu söylüyor.
İtiraz 1: Bir şeyin tekil örnekleri tanım olarak kabul edilmez. Sokrates: Senden bir iki örnek vermeni değil O’nun özünde ne olduğunu söylemeni istiyorum diyerek itiraz eder.
2. “Tanrıların sevdiği şey dine uygun (dindarlıktır), sevmediği dine aykırıdır.”
- 2.1: Tanrılar birbiriyle kavga ediyor/tartışıyor. (Yunan mitolojisi)
- 2.2: Kavga/tartışma ölçülebilen konuda olmaz. (Mesela, bir şey bir kilo ise bir kilodur tartışma konusu olmaz)
- 2.3: Kavga/tartışma değer alanında (iyi/kötü, doğru/yanlış) olur.
- 2.4: Tanrılar tartıştıklarına göre değer alanında anlaşamıyor.
- 2.5: Bazı Tanrılar için doğru olan bazı Tanrılar için yanlıştır.
Şayet bu tanım doğruysa aynı şeyler hem dine uygundur hem de dine aykırıdır. yani bazı şeyler bazı tanrılar sevdiği için dine uygun iken, yine aynı şeyler bazı Tanrılar tarafından sevilmediği için dine aykırıdır. Bundan dolayı bu tanımı da kabul edemeyiz.
3. “Bütün Tanrıların sevdiği dine uygun bütün Tanrıların sevmediği ise dine aykırıdır.”
- 3.1: Bir şey kendiliğinden sevimli olduğu için sevilen olmaz, (bir kişi) tarafından sevildiği için sevilendir.
- 3.2: Dine uygun olan bütün Tanrılar tarafından sevilendir.
- 3.3: Bir şey dine uygun olan ise dine uygun olduğu için sevilir, sevildiği için dine uygun olmaz.
- 3.4: Tanrıların sevdiği şey tanrılar sevdiği için tanrıların sevdiği şeydir ve sevilendir.
- 3.5: Tanrıların sevdiği tanrılar tarafından sevildiği için sevilen olurken, dine uygun olan ise sevilen olduğu için sevilir.
Bu durumda Tanrıların (özgür iradeleriyle) seçtiği şey dine uygun değildir, dine uygun olan da Tanrıların sevdiği şey değildir. Tanrıların sevdiği şeyler tanrının özgür iradesine(!) bağlı iken, dine uygun olan şeyler herhangi birisinin sevmesine gerek duymadan sevilen/iyi görülen şeylerdir. (Euthyphron dilemması bu tanım üzerine konuşmanın geçtiği bölümde geçmektedir.)
4. “Dindarlık, adaletin Tanrılara özen gösterme boyutudur”
- 4.1: Dine uygun olan her şey adildir.
- 4.2: Fakat Adil olan her şey dine uygun değildir.
- 4.3: Dindarlık Adaletin Tanrılara özen gösterme tarafıdır.
- 4.4: Tanrılara gösterilen özenle diğer konulardaki özen aynıdır. (Binicilik Atlara; çobanlık koyunlara özen gösterme sanatıdır.)
- 4.5: Dindarlık ve dine uygunluk Tanrılara özen gösterme sanatıdır.
- 4.6: Özen gösterme özen gösterilenin iyiliğini, yararını amaçlar ve onları daha iyi yapar .
O halde dindarlık ve dine uygunluk Tanrılara özen gösterme ise Tanrıların yararınadır ve Tanrıları daha iyi yapar (mı?)
5. “Dindarlık ve dine uygunluk Tanrılara hizmet etme sanatıdır.“
İtiraz 5.1: Hekimlere hizmet eden sanat sağlığın; mimarlara hizmet eden sanat ev yapımına hizmet eder
O halde Tanrıların bizi hizmetçi olarak kullanıp elde ettikleri iş nedir? (Bu soruya cevap olarak 6. tanım öne sürülecektir)
6. “Dindarlık ve Dine uygunluk kurban kesmenin ve dua etmenin bilgisidir.“
6.1: Kurban kesmek Tanrılara sunu sunmaktır; dua etmek Tanrılardan istekte bulunmaktır.
6.2: Tanrılara sunu sunmak doğru şekilde sunmak; istekte bulunmak ise doğru şekilde istemektir.
6.3: Öyleyse dindarlık Tanrı ve insan arasındaki değiş-tokuş sanatı olmalı.
6.4: Tanrıların bize verdikleri insanların yararınadır. Peki bizden aldıklarının tanrılara ne gibi yararı dokunur. (Burada Teolojik bir soru karşımıza çıkıyor: Tanrıların, insanların ibadetlerine muhtaç olmadığını biliniyorsa ibadet etmemiz gerekli mi?)
6.4’e Euthyphron’un yanıtı: Tanrılara verdiğimiz hediyeler, övgü, onur ve minnet içindir. (Tanrılar için değerli olan şeydir)
O halde Tanrılara verdiğimiz hediyeler değerli olan şey ise Dindarlık Tanrılar için değerli olandır (2.3’te yanlışlanmıştı). Ama sevgili Euthyphron bunun böyle olmadığını görmüştük. Tanrılar değer alanında anlaşamıyorlar. Euthyphron bir bahaneyle orayı terk ettiği için diyalog herhangi bir tanıma varmadan sonlanmış olur.
Kaynakça
- https://www.thoughtco.com/platos-euthyphro-2670341
- Plato, Euthyphro http://classics.mit.edu/Plato/euthyfro.html
- Platon, Euthyphron dindarlık üzerine. çev. Güvenç ŞAR, Kabalcı Yayınları
Yazar: Recep Güler
Site Editörü: Taner Beyter