Pascal’ın Kumarı: Tanrı’ya İnanç İçin Pragmatik Bir Argüman – Liz Jackson

Bir Tanrı'nın var olduğuna inanmalı mısınız?

/
4085 Okunma
Okunma süresi: 9 Dakika

Buna cevap vermek için teizmin (ilk neden ve tasarım argümanı gibi) ve ateizmin (kötülük problemi gibi) argümanlarını inceleyebiliriz. Bu argümanlar, Tanrı’nın varlığı lehine ve aleyhine kanıtlar sunacaktır.[1]

Blaise Pascal (1623-1662) tarafından önerilen Pascal’ın Kumarı, daha pragmatik bir yaklaşım benimsemektedir. Pascal, kanıtların Tanrı’nın var olup olmadığı sorusunu çözemeyeceğini düşünür ve bu yüzden de (kazancınız büyük kaybınız küçük olacağından) Tanrı’nın var olduğuna yönelik bir kumar oynamanızı önerir.[2]

Bu makale Pascal’ın Kumarı’nı açıklamakta ve bu akıl yürütmeye getirilen üç itirazı ele almaktadır.

1.Temel Argüman

Kumarın temel formu şu şekildedir:

Tanrı varsa ve ben Tanrı’ya inanıyorsam, cennete giderim, ki bu sonsuz derecede iyidir. Tanrı varsa ve ben Tanrı’ya inanmıyorsam, cehenneme giderim, ki bu sonsuz derecede kötüdür. Tanrı yoksa, bu durumda Tanrı’ya inansam da inanmasam da kazancım ya da kaybım sonlu olacaktır. Bu yüzden, Tanrı’ya inanmalıyım.

Tanrı’nın varlığından emin olmadığımızda kullandığımız bu argüman, Tanrı’ya inanmanın beklenen değerine bağlıdır.[3] Aşağıdaki karar matrisi, argümanı betimler:

Pascal’ın Bahsi için temel karar matrisi.

Tanrı’nın var olduğu ihtimali küçükte olsa, sıfırdan büyük olduğu sürece inanmanın beklenen değeri sonsuz olacaktır. Grafiğin değerlerini, beklenen en yüksek değeri seçmemiz gerektiği varsayımıyla birleştirirsek, Pascal’ın kumarındaki sonuca ulaşırız.

Söz konusu kumarın savunucuları olsa da, bu argümana getirilen birçok itiraz da vardır. En önemlilerden bazılarını gözden geçirelim.

2. Birçok Tanrı İtirazı

İlk itiraz, Pascal’ın kumarının çok basit olmasına yöneliktir. Birçok din vardır ve bir dinin tanrısına inanmak bizi diğer bir dinin sonsuz kazançlarından menedebilir.

Bu itirazı daha iyi anlamak için, yalnızca iki dini (Hristiyanlık ve İslam) karar matrisine ekleyelim. Hristiyanlık’ın, İslam’ın ve Ateizm’in olasılıklarını sıfırdan büyük varsaydığımızda kafa karıştırıcı olan değerlere ulaşıyoruz. Buna “birçok tanrı” itirazı denir ve karar matrisi ile betimlenişi şu şekildedir:

“Birçok tanrı” itirazı için karar matrisi.

Yukarıdaki tablodan ulaştığımız sonuç şudur: Hristiyanlık’ın ve İslam’ın beklenen değerlerinin eşit olmasından dolayı Pascal’ın kumarı, bir dini diğerine tercih etmek için bize bir neden veremiyor.

Karar matrisinin bize her iki dine de inanmanın, ateizme inanmaktan daha iyi bir kumar olduğunu söylediğini düşünebilirsiniz. Fakat her ne kadar pek mümkün olmasa da, ateistlerin cennete teistlerin ise cehenneme gitme ihtimali vardır. Bu olasılığı “0” olarak belirlemediğimiz sürece, ateizmi seçmek bir dine inanmaktan daha kötü bir kumar olmayacaktır. Böylelikle, tüm seçenekler aynı beklenen değere sahip görünüyor.[4]

Birçok tanrı itirazına verilen genel yanıt iki kelimeyle özetlenebilir: olasılık önemlidir. Sonsuz değerler ile uğraşırken dahi önemlidir.

Olasılığın neden önemli olduğunu görmek için, sonsuz iyi için %90 ve %10 şans arasında seçim yapabileceğinizi hayal edin. Şüphesiz %90 şansı değerlendirmelisiniz. Bunu Pascal’ın kumarına uygularsak şunu görüyoruz: büyük olasılıkla doğru olduğunu düşündüğünüz dine bahse girmelisiniz. Hristiyanlık ve İslam aslında aynı beklenen değere sahip değildir çünkü olasılığı daha yüksek olan dine bahse girmek size sonsuz iyi için daha fazla şans verecektir ve dolayısıyla daha yüksek beklenen değere ulaşacaksınız. Dahası, ateistlerin ve agnostiklerin (agnostikler Tanrı’nın var olup olmadığına dair bir yargıda bulunmazlar) cennete gitmesi ve teistlerin cehenneme gitmesi olası olmadığından, Pascal’ın kumarı, ateist veya agnostik olmanın mantıksız olduğunu da gösterir.[5]

3. İmkânsızlık İtirazı

İkinci bir itiraz, yalnızca yararları dolayısıyla bir şeye inanmayı seçemediğimizden dolayı, böyle bir kumar oynamanın imkânsız olduğudur. Eğer size 1+1=3 olduğuna inanmanız için 1.000.000$ teklif etsem, herhalde buna hâlâ inanamazsınız. Filozofların çoğu, inançlarımızı doğrudan kontrol edebileceğimiz görüşü olan inançsal iradeciliği (doxastic voluntarism) reddeder.[6]

Bu görüşe karşı olarak, Tanrı’nın varlığı açıkça doğru ya da yanlış (1+1=3’ün aksine) olmadığından, dini inançlarımız üzerinde daha fazla kontrole sahip olduğumuz iddia edilebilir. Bu kontrol, okuduğunuz haber kaynaklarını değiştirerek siyasi inançlarınız üzerinde uygulayabileceğinize benzer bir dolaylı kontrole benzer.

Pascal’ın kendisinin de tercih ettiği ikinci bir yanıt ise kumarı, inançtan çok eylem açısından çerçeveler. Kumar, doğrudan Tanrı’ya inanmanız için değil (kiliseye giderek, dua ederek ve kendinizi dini bir topluluğa dahil ederek) Tanrı’ya bağlanmanız için bir neden verir.[7]

4. Mantıksızlık İtirazı

Pascal’ın kumarını kabul etmek mümkün olsa bile, kumar, yarattığı inançların rasyonel olacağını (en azından delilci bir bakış açısından) garanti edemez. Görünüşe göre, bahse dayalı bir inanç oluşturmak, delilciliği, yani inançlarımızı kanıta dayandırmamız gerektiği görüşünü ihlal eder: Bir şeye, ona inanmamız için kanıtlara sahip olduğumuzdan dolayı inanmalıyız, ona inanmak yararlı olduğu için değil.

Bu itiraza yanıt olarak, eğer teizm için gerekçeniz biraz fazla müsamahakarsa   (yani bir teist, ateist ya da agnostik olmanın, sırf öyle olduğuna inandığınızdan rasyonel olduğunu düşünüyorsanız) Pascal’ın kumarını kabul edebilir ve yine de delilciliğe saygı duyabilirsiniz. Bunun nedeni, birden fazla inanç-tutumun kanıtlarınıza uymasıdır.[9]

Ayrıca, halen inançtan ziyade bağlılık konusunda Tanrı’ya bahse girebiliriz. Delilcilik eylem için değil de inanç için geçerli olduğundan, delilciliği ihlal etmeden bir kumar oynayabilirsiniz.

5. Sonuç

Pascal’ın kumarının temel halini tartıştık ve buna getirilen üç itirazı inceledik. Kumar argümanının, bizi; kanıtlar, argümanlar, riskler ve ödüller dahil olmak üzere birçok inanç nedenini değerlendirmeye götürdüğü için özel bir argüman olduğunu gördük. Dahası, Tanrı’nın var olduğu argümanları başarılı olmasa dahi, yine de Tanrı’ya inanmak için nedenimiz olup olmadığını düşünmek ilginçtir.[10]

Notlar

[1] Bu argümanlardan bazılarına giriş için Marc Bobro’nun “Leibniz’s Principle of Sufficient Reason”a, Thomas Metcalf’ın “The Fine-Tuning Argument for the Existence of God”na ve “The Problem of Evil”ına yanı sıra “Philosophy of Religion” makale kategorisinde Tanrı’nın varlığı lehine ve aleyhine diğer argümanlara bkz. Ayrıca Tanrı lehine bir argüman olarak olmasa da, potansiyel kanıt kaynakları da vardır, ör. dini deneyimler.

Pascal’ın Kumarı bu yaklaşımlardan ayrılır. Kumar, Tanrı’nın varlığının doğru mu yanlış mu olduğuna odaklanmak yerine, Tanrı’ya inancın inanan için yararlı mı -ya da pragmatik- olduğuyla ilgilenir. Bu nedenle Kumar, “delilci” argüman olarak adlandırılmanın aksine “pragmatik” bir argüman olarak adlandırılır.

[2] Kumarın özgün halini görmek için bkz. Pascal (1662). Pascal’ın Kumarı, genellikle Bailie Peterson’ın “Attributes of God [Tanrı’nın Özellikleri]”nda incelenen genel bir tanrı kavramını varsayar.

[3] Genelde, ilgili olasılıklar hakkında kesin bilgiye sahip olmadığımızda eylemlerin beklenen değerine başvururuz. Kesinliğe sahip olsaydık, her eylemin gerçek değerini hesaplayabilirdik; bu yaklaşım, bize belirsizlik karşısında nasıl rasyonel davranacağımızı anlatır. Bu nedenle, Pascal’ın beklenen değer mantığı, Tanrı’nın var olduğundan ya da var olmadığından %100 emin olmayan herkes için geçerlidir. Beklenen değer kavramının oylamaya uygulanması için bkz. “Ethics and the Expected Consequences of Voting”, Thomas Metcalf.

[4] Bu itiraz hakkında daha fazla bilgi için bkz. Mougin and Sober (1994).

[5] Bu argümanın gelişimi için bkz. Jackson and Rogers (2019).

[6] İnançsal iradeci inanca karşı bir argüman için bkz. Alston (1988).

[7] Tanrı’ya bir taahhütte bulunmaya odaklanan kumarın çağdaş bir versiyonu için bkz. Rota (2016).

[8] Delilciliğin açıklaması ve savunması için bkz. Conee and Feldman (2004).

[9] “Hoşgörücülük (Permissivism)”, bir kanıt bütünü göz önüne alındığında, inanca yönelik olan tutumumuzun, bu inancı rasyonel yapabileceği görüşü için bkz. Titelbaum and Kopec (2016). “Permissivism”, her durumda kanıtlarınıza birden fazla tutumun uyduğu anlamına gelmez. Bazen tutumlar (1+1=2’ye inanmak gibi) kanıtlarımız tarafından rasyonel olarak istenir; ancak bazı konularda (Tanrı’nın varlığı gibi) kanıtlarımızın değerlendirilmesi daha zordur. Tanrı’ya olan inancının “permissivism”e hitap eden pragmatik bir argümanı için bkz. James (1896).

[10] Pascal’ın Kumarı üzerine daha fazlası için bkz. Hájek (2018).

Referanslar ve İleri Okuma

Alston, W. (1988). “The Deontological Conception of Epistemic Justification.” Philosophical Perspectives 2: 257–299.

Conee, E. & R. Feldman. (2004). Evidentialism. Oxford: Oxford University Press.

Hájek, Alan, “Pascal’s Wager”, The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Summer 2018 Edition), Edward N. Zalta (ed.), URL = <https://plato.stanford.edu/archives/sum2018/entries/pascal-wager/>.

Jackson, E. and A. Rogers. (2019). “Salvaging Pascal’s Wager.” Philosophia Christi 21 (1): 59–84.

James, W. (1896/1979). “The Will to Believe.” In The Will to Believe and Other Essays (F. Burkhardt et al., eds.), pp. 2–32. Cambridge, MA: Harvard University Press.

Kopec, M. and M. Titelbaum. (2016). “The Uniqueness Thesis.” Philosophy Compass 11(4): 189–200.

Mougin, G., and E. Sober. (1994). “Betting Against Pascal’s Wager.” Noûs 28: 382–95.

Pascal, B. (1662/1958). Pensees, trans. William Trotter. New York: J. M. Dent Co., fragments 233–241.

Rota, M. (2016). Taking Pascal’s Wager. Intervarsity Press.

Jordan, Jeff, “Pragmatic Arguments and Belief in God”, The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Spring 2018 Edition), Edward N. Zalta (ed.), URL = <https://plato.stanford.edu/archives/spr2018/entries/pragmatic-belief-god/>.

Jackson, Liz (video), “Answering the Most Challenging Objections to Pascal’s Wager”.

Jackson, Liz (video), “Philosophers on Pascal’s Wager”.

Jackson, Liz (video), “Evidentialism: What Should We Believe?”.


Yazar Hakkında

Liz Jackson, Ryerson Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde doçent olarak görev yapmaktadır. Notre Dame Üniversitesi’nde doktorasını tamamlamıştır. Ana felsefi ilgi alanı epistemoloji ve din felsefesidir. Liz-Jackson.comve https://www.youtube.com/user/lizjackson111


Çevirmen Notları

1) Bu argüman (Pascal’s Wager), Pascal’ın Bahsi, Pascal’ın Kumarı ve Pascal’ın Kumarbaz Argümanı adlarıyla bilinmektedir.

2) Evidentialism= delilcilik, inançlarımız kanıtlara dayandırılması gerektiğini savunan epistemolojik görüştür.

3) Doxastic voluntarism*= inançsal iradecilik, insanların kendi inançlarını seçtikleri felsefi bir görüştür. Yani, öznelerin inandıkları şey üzerinde belirli bir kontrolü vardır, böylece bir özne belli bir şeye inanıp inanmamayı seçebilir.


Liz Jackson– “Pascal’s Wager: A Pragmatic Argument for Belief in God“, (Erişim Tarihi: 24.07.2021)

Çeviren: Arda Mahir Ünlü

Çeviri Editörü: Alparslan Bayrak

Din Felsefesi’ne Dair Diğer İçeriklerimiz için Tıklayınız.

1 Yorum

  1. Bu aslında tamamen yanlış bir argüman.
    Yanlışlık en başından, modelin kuruluşundan başlıyor. Tanrıya inanmanın pasif bir eylem olduğu var sayımına dayanıyor, halbuki öyle değil, İnandığın Tanrının dinine ait tüm ritüelleri ve emirleri de yerine getirmelisin, yani ona hayatını adamalısın.
    Öyle inadım, hoop cenetteyim diye birşey yok.
    Bu durumda denklemin değişkenlerini tekrar ele alırsak. 1) Tanrıya inanmanın bedeli, bir tanecik olan hayatının tamamen uçup gitmesi. (yani sana göre, varlığına göre bunun maliyeti aslında sonsuz. 1’e karşı REST çekiyorsun, Rest diye çektiğin kendin oluyor.)
    Gerçi burada da PASCAL’ın yaptığı hatanın aynısını yapıyorum, PASCAL’ın aslında bahsettiği Tanrı inancı değil, Cennet – cehennem dediğine göre bir dine inanmaktan bahsediyor, bu da aslında problemi, hangi dinden bahsediyor olduğumuz gibi, bambaşka bir noktaya götürüyor..!
    Öyle yada böyle, Tanrıya inanmanın bir maliyeti olduğu sürece, PASCAL’ın çıkarımları tamamen yanlış…

Ali Arif için bir cevap yazın Cevabı iptal et

Your email address will not be published.

Önceki Gönderi

Devletler Covid-19 Krizi Sürecinde Epistemik Sorumluluklarını Nasıl İhlal Etti? – Eric Winsberg & Jason Brennan & Chris W. Surprenant

Sonraki Gönderi

Hangi Üniversitenin Felsefe Bölümünü Tercih Etmeliyim? (2021) – Taner Beyter

En Güncel Haberler Analitik Felsefe:Tümü