Kinizm (Felsefe Sözlüğü)

///
1482 Okunma
Okunma süresi: 2 Dakika

Kinizm (sinizm) hayatın anlamının, doğa (yalnızca yaşam için gerekli temel ihtiyaçlar anlamında) ile uyumlu erdemli bir hayat yaşamak olduğuna dayanan, Antik Yunanistan’ın Sokratik döneminden bir felsefe okuludur. Bu, sağlık, mal varlığı, güç ve ün için var olan tüm basmakalıp arzuları reddedip tüm mal-mülkten arınmış bir hayat yaşamak anlamına gelir.

Kinikler toplumun düşmanca tutumunun odağında yer alarak basmakalıp olmayan davranışları sebebiyle yüzleştikleri tüm hakaret ve suçlamalara kayıtsız kalmayı amaçladılar. İnsanlığın bekçi köpekleri olarak hareket etmeyi ve onları, özellikle acı çekmenin temel sebebi olarak gördükleri açgözlülüğün herhangi bir dışavurumunda takip etmek ve öğütlemeyi işlerinin bir parçası olarak gördüler. Fikirlerinin çoğu (daha fazla bilgi için Kinizm öğretilerine göz atın) daha sonra Stoacılık tarafından benimsendi ve devralındı.

Felsefi bir akım olarak Kinizmin kurucusu genellikle, M. Ö. 5. yüzyılda Sokrates’in en önemli öğrencilerinden biri olan Antisthenes olarak görülür. Yoksul hayat öğretisiyle bilinse de, Kiniklerin daha sonra odaklandığı teorik etiğin yanında, öğretileri ayrıca dil, diyalog ve yazını kapsıyordu.

Antisthenes’i, Atina sokaklarında bir fıçının içinde yaşayıp çiğ et yiyen ve Kinizmi mantıksal uç noktalarına taşıyan Sinoplu Diyojen takip etti. Diyojen Kinizm tarihinde en nüfuzlu figürdür ve arketipsel bir Kinik filozof olarak görülür. Hayatını kendine yetme (“autarkeia”), yaşamın sadeliği-tasarruf (“askesis”) ve utanmazlık (“anaideia”) üçlüsüne adadı ve iğneleyici yergileriyle ve ince esprileriyle ünlendi.

Atina’da yoksulluk içinde yaşamak uğruna büyük bir serveti bağışlayan Thebesli Crates ise dönemin nüfuzlu ve saygı duyulan diğer bir Kinik’i idi. Dikkate değer diğer Kinikler arasında Onesicritus, Hipparchia, Metrocles, Borysthenesli Bion, Menippus, Cercidas ve Teles yer alır.

Milattan Önce üçüncü yüzyılda Stoacılığın yükselişiyle önemli bir felsefi aktivite olarak Kinizm bir düşüş yaşadı ve Roma Dönemi’ne kadar Kinik bir canlanma ve yayılma olmadı. M.S. 1. yüzyılda Roma İmparatorluğunun yükselişiyle Kinizm yayıldı ve Kinikler, aşağılama ve saygı karışımı bir muamele gördükleri Roma İmparatorluğu’nun şehirleri boyunca dilenip vaaz verdi. O zamana kadar uzun bir düşüşte olan Stoacılığın aksine, Kinizmin Milattan Sonra Dördüncü Yüzyıl’a kadar geliştiği görülür. Dikkate değer Romalı Kinikler arasında Demetrius, Demonax, Oenomaus, Peregrinus Proteus ve Sallustius yer alır.

Kinizm, münzevi fikrileri ve retorik metotları ilk Hristiyanlar tarafından benimsense de, M.S. 5. yüzyılda ortadan kayboldu.


Cynicism” (12.06.2021)

 Çevirmen: Eylül Adıgüzel

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

Önceki Gönderi

Robert Nozick Niçin Liberteryendi? – Scotty Hendricks

Sonraki Gönderi

Bilinç: ‘Makinedeki Hayalet’ mi Yoksa O Kadar Özel Bir Şey Değil mi? – Peter Halligan & David A. Oakley

En Güncel Haberler Analitik Felsefe:Tümü