Gerçekliği İnsan Zihni mi Yaratıyor? – Paul Ratner

///
1323 Okunma
Okunma süresi: 5 Dakika

Fiziksel evren bizden bağımsız bir gerçeklik mi, yoksa bilim insanı Robert Lanza’nın söylediği gibi zihinlerimiz tarafından mı yaratılmaktadır?

  • Yeni bir çalışma, fiziksel gerçekliği belirlemekten gözlemci ağlarının sorumlu olduğunu iddia ediyor.
  • Bilim insanları, gözlemcilerin zaman ve mekan yapılarını yarattığını/oluşturduğunu ileri sürüyor.
  • Bu çalışma, kuantum mekaniğini ve genel göreliliği birleştirmeye çalışan Tanrı Denklemi’ne dair daha çok şey öğrenmemize ve iç görü edinmemize yardımcı olabilir.

Bizden bağımsız fiziksel bir gerçeklik var mıdır? Peki objektif gerçeklik diye bir şey? Yoksa zaman ve mekan da dahil olmak üzere her şey, onu gözlemleyenlerin algıları tarafından mı yaratılır/inşa edilir? Bu son sorudaki iddia, Journal of Cosmology and Astroparticle Physics’te yayınlanan yeni bir makalenin ezber bozan savıdır.

Söz konusu bu makalenin yazarları arasında, bilincin evrenin varoluşunun lokomotifi olduğunu savunan “Biyomerkezcilik Teorisi”yle ünlü kök hücre ve rejeneratif tıp uzmanı Robert Lanza yer alıyor. Lanza, algıladığımız fiziksel dünyanın bizden ayrı ve bağımsız bir şey olmadığına, onu gözlemledikçe zihnimiz tarafından üretildiğini/yaratıldığını düşünüyor. Biyomerkezci yaklaşıma göre uzay ve zaman, zihnimiz tarafından tutarlı ve anlamlı bir deneyime dönüştürülen kafamızdaki “bilgi sarmalının” bir yan ürünüdür.

Lanza’nın kuantum kütle çekimi ve kuantum kozmolojisi teorisyenleri olan Dmitriy Podolskiy ve Andrei Barvinsky ile birlikte kaleme aldığı son makalesi, gözlemcilerin gerçekliğimizi (gerçeklik algımızı) nasıl etkilediğine işaret ediyor.

Lanza ve meslektaşlarına göre, gözlemciler hem mikroskobik hem de geniş uzay-zamansal ölçeklerin “gözlenebilir niceliklerin davranışını” önemli ölçüde etkileyebilirler. Lanza, aslında, Big Think ile yaptığı bir röportajda “olağan gündelik dünya görüşümüzde köklü bir değişim” gerektiğini söylemişti: Evren, bizim dışımızda oluşmakta olan bir şey değil, yalnızca bizatihi kendi kendine var olan bir şey. O, “Nihayetinde gözlemciler, fiziksel gerçeklik yapısının kendisini belirler” demişti.

Gözlemciler, Fiziksel Gerçekliği Nasıl Yaratır?

Peki bu nasıl olmaktadır? Lanza, bir gözlemciler ağının var olmasının zorunlu olduğunu ve bu gözlemci ağının “gerçekliğin yapısının doğasında yer aldığını” savunuyor. Onun açıklamasına göre, gözlemciler – yani siz, ben ve herhangi bir kişi – kuantum kütleçekimsel bir evrende yaşamakta olup; uzay-zamanın özelliklerine dair bilgi alışverişinde bulunarak gerçekliğin “küresel olarak üzerinde mutabık olunmuş bilişsel bir modeli” ile var olmaktadır. “Çünkü bir şeyi bir kez ölçtüğünüzde” diyor Lanza, “zaten araştırılmakta olan fiziksel niceliğin aynı değerini ölçmek için olasılık dalgası ‘yerelleşir’ veya tamamen ‘çöker/bozulur’. Gerçeklik de tam olarak bu şekilde hepimiz için tutarlı bir gerçek olur. İlk ölçümün sonucunu bilerek, bir miktarı (yani niceliği, quantity’i) tekrar tekrar ölçmeye devam ettiğinizde de sonucun değişmediğini göreceksiniz.

Lanza şöyle açıklıyor: “Benzer şekilde, eğer bir fiziksel niceliğe yönelik ölçüm sonuçlarını bir başkasından öğrenecek olursanız, sizin ölçümünüz ve diğerinin ölçümü birbirini etkiler – gerçeklik, bu uzlaşıya uygun olacak biçimde dondurulur. Gerçekliğin yapısına dair farklı düşünceler onun gerçek formunu tanımlar, altta yatan kuantum köpüğünü biçimlendirir.

Kuantum açısından konuşacak olursak, gözlemci gerçekliği dekoherans yoluyla etkiler ve bu, olasılık dalgalarının çökmesiyle ilgili çerçeveyi sağlar. Bu, gözlemcinin ömrü boyunca zihninde oluşturduğu bilişsel modelin civarına büyük oranda lokalize olmuş haldedir.”

Lanza, “Gözlemci ilk sebeptir; ve o yalnızca şimdiyi değil, geçmiş dediğimiz uzam-zamansal olaylar zincirini de çökerten oldukça önemli bir güçtür. Stephen Hawking, ‘Geçmiş de gelecek gibi (Ç.N.: deterministik anlamda) belirsizdir ve yalnızca bir olasılıklar yelpazesi olarak vardır.’ derken haklıydı.” diyor.

Evren Bir Simülasyon Olabilir mi?

Evrenimiz, bilinci olmayıp yapay zekaya sahip olan bir varlık tarafından hayal ediliyor/simüle ediliyor olabilir mi? Lanza, fizikçi Matej Pavsic ile beraber kaleme aldığı “The Grand Biocentric Design: How Life Creates Reality” adlı kitabında da ifade ettiği gibi, bu noktada biyolojinin önemli bir rolü olduğunu düşünüyor.

Bir makine muhtemelen bir gözlemci olabilir fakat Lanza, zaman-okunu oluşturmak/belirlemek için hafıza/zihin (memory) kapasitesine sahip bilinçli bir canlı varlığın var olmasının zorunlu olduğunu düşünüyor. Lanza, hafızasız/zihinsiz bir gözlemcinin, herhangi bir irade/özgürlük biçimi (veya düzeyi) aracılığıyla zamanı ve/veya kuantum bileşenleri arasındaki uyumun kaybolmasını deneyimleyemeyeceğini söylüyor. Bu, bizim de etrafımızda olduğunu görebileceğimiz sebep-sonuç ilişkilerine yol açar. Lanza, “Emin olarak söyleyebiliriz ki, yalnızca bilinçli bir gözlemci gerçekten de bir kuantum dalga fonksiyonunu çökertir” diyor.

Tanrı Denklemi

Robert Lanza’nın Big Think’e de yazdığı gibi, onun çalışmalarının bir diğer önemli yanı, Albert Einstein için bile henüz sonuca erdirilmemiş bir konu olan “Kuantum Mekaniği ile Genel Görelilik arasındaki usandıran uyumsuzluğu” çözüyor olmasıdır. (Michio Kaku’nun söz konusu uyumsuzluk ile bu iki teoriyi birleştirmek adına önerdiği Sicim Teorisi açıklaması için videoya bakın.)

Fiziksel dünyamızın bu iki izahı; yani moleküler ve atom altı seviyelere yönelik Kuantum Mekaniği ile galaksiler ve kara delikler gibi büyük kozmik yapılar arasındaki etkileşimlere dair Genel Görelilik teorileri, arasındaki uyumsuzluk gözlemcilerin özellikleri de işin içine katıldığında ortadan kalkar.

Tüm bu söylenenler epey spekülatif görünse de Lanza, öne sürdüğü fikirlerinin gelişkin MIT bilgisayarlarındaki Monte Carlo simülasyonları kullanılarak sınandığını ve yakında deneysel olarak da test edileceğini ifade ediyor.


Çevirmen Notu: Metnin çevirisinde sundukları katkılar için Doğan Göçmen, Çağrı Mert Bakırcı ve Efe Niğdelioğlu’na teşekkür ederim.


Paul Ratner– “Is human consciousness creating reality?“, (Erişim Tarihi: 13.06.2021)

Çevirmen: Taner Beyter

3 Yorum

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

Önceki Gönderi

Ahmet Özkaya’ya Konuk Olduk: Liberteryenizm Üzerine Söyleşi- Berat Mutluhan Seferoğlu

Sonraki Gönderi

Avrupa Sömürgeciliği Küçük Buzul Çağı’nı Hızlandırdı mı? – Dagomar Degroot

En Güncel Haberler Analitik Felsefe:Tümü