Singer’ın Kararsız Metaetiği – Michael Huemer

Burada Peter Singer’ın aktarmış olduğu meta-etiksel görüşler ile ilgili belli başlı sorunları ortaya koyacağım. [Peter Singer Under Fire, ed. Jeffrey Schaler kitabında “Singer’s Unstable Metaethics” bölümündendir (Open Court, 2009), pp. 359-79.]

/
138 Okunma
Okunma süresi: 10 Dakika

I. Singer’ın Görüşleri

Ahlak Felsefesi

Peter Singer günümüzde yaşayan en ünlü etikçidir. Evrendeki tercih edilen şeylerin tatmininin en yüksek seviyede olmasını amaçlayan eylemin her zaman doğru eylem olduğunu ön gören tercih faydacılığı görüşünü savunması ile bilinir.

Aşağıda uygulamalı etik içerisine savunduğu birkaç tartışmalı görüş bulunmakta:   

  1. Kıtlığın önüne geçilmesi adına bir bağış yapılmaması ahlaken öldürmekle eşdeğerdir.
  2. Hayvanlar insanlarla eşit derecede ahlaki değere sahiptir.
  3. Hayvanlarla cinsel ilişkiye girmek hayvana zarar vermediği sürece kabul edilebilirdir.
  4. Yeni doğan bebeklerin yaşama hakkı olmadığından dolayı ciddi derecede engele sahip olan bebeklerin öldürülmesine izin verilebilir.

Birinci Görüş Baz Alınarak: Singer gölette boğulan bir çocuğun görülmesi durumunda çocuğun kurtarılması uygunsuz bir duruma neden olacak ve giysileri mahvedecek olsa bile boğulmakta olan çocuğun kurtarılmasının ahlaki zorunluluk içerdiğini belirtir.

Singer bunun bir vakfa bağış yaparak gelişen dünyada fakir insanların kurtarılmasına yardım etmekle bağlantılı olduğunu düşünür. Birçok insan açlıktan ölen çocukların mesafe olarak bizden uzak olduğunu ve aslında onları göremediğimizi öne sürerek bağış yapmıyor. Fakat bu yalnızca üstesinden gelmemiz gereken bir önyargı; coğrafi mesafenin ve görülebilir olmanın kesinlikle ahlaki olarak bir bağlantısı yoktur.

Metaetik:

Singer meta-etik ile ilgili çok az şey söylemiştir fakat ahlaki görüşleri ile çatıştığını belirttiğim belli noktaların üzerinde durmuştur. Eski Singer aşağıda belirtilen görüşleri kendinden emin olmadan savunmuştur:

  • Hume’un Sebepler Teorisi: Herhangi bir bireyin bir eylemi gerçekleştirmesinin altında yatan tek sebebin öznenin sahip olduğu isteklerin doyurulması –ya da öznenin inancına göre bazı isteklerinin doyurulma ihtimalini artırması- olduğuna dayalı görüştür.
  • Bu durumda, eğer yalnızca ahlaklı olmak istersen ya da eylem istediğin başka bir şeyi elde etmende yardımcı olacaksa ahlaklı davranmak için bir nedenin olur.
  • Etik Üstücülük: “X yanlıştır” ya da “y iyidir” gibi etik yargı belirten ifadelerin önermeleri ifade etmediğini ve dolayısıyla yanlış ya da doğru olamayacağını belirten görüştür. Bunun yerine bu ifadeler konuşmacının duygularını ya da isteklerini belirtir ya da gizli zorunluluklar olarak ya da buna benzer bir biçimde rol alır. Bu nedenle “çalmak yanlıştır” demek “hırsızlığı yuhla!” ya da “çalma!” demekle benzerdir.

II. Sorunlar

Yeniden Yorumlanmış Ahlaki İfadelerin Anlaşılması

Etik üstücülük yola çıkarsak yukarıda Singer (1)-(4) arası kurmuş olduğu ahlaki ifadelerinde ne demek istiyor? Kendi öznel hislerini ve isteklerini ifade ediyor olmalı. Dolayısıyla:

1. Kıtlığın önüne geçilmesi adına bir bağış yapılmaması ahlaken öldürmekle eşdeğerdir.

Bu ifadesinde Singer, öldürmeye karşı gösterdiği onaylamama tutumu ile eşit derecede güçlü olan vakfa bağış yapılmamasına karşı beslediği hoşnutsuzluğunu belirtmiştir.

Bu şekilde hissettiği konusunda oldukça kuşkuluyum. Faydacılık görüşünü savunan birisine geçen sene vakfa bağış yapmadığını ya da yapması gereken miktardan daha az bağış yaptığını söylediğinizde geçen yıl birkaç defa insan öldürdüğünü belirttiğinizde vereceği tepkinin –tahmin ediyorum- aynısını vermeyecektir.

2. Hayvanlar insanlarla eşit derecede ahlaki değere sahiptir.

Burada insanlar için ortaya çıkan hislerin aynısının hayvanlar için de eşit derecede beslenmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

Tekrar belirtmem gerekir ki Singer’ın bu şekilde hissetmesi beni şaşırtırdı. Hayvanların isteklerinin insanların istekleri kadar değer görmesi gerektiğine inanması şaşırtıcı değil. Fakat kendi türü olan insanlar için beslediği hisleri ve hevesinin diğer türler için beslediği hisler ve hevesle aynı ise bu oldukça garip olurdu. Neredeyse kimse diğer canlılar ve insanlar için eşit derecede hislere sahip değildir.

3. Hayvanlarla cinsel ilişkiye girmek hayvana zarar vermediği sürece kabul edilebilirdir.

Burada hayvanlarla insanların cinsel ilişkiye girmesinin hoşgörü ile karşılanabileceğini ya da bu durumun insanlar tarafından engellenmesine karşı olan isteksizliğini belirtmiştir.

Belki bu Singer’ın tutumudur. Diğer birçok insan farklı hissedebilir dolayısıyla Singer’ın görüşü ile eşit derecede uygun olarak insanların hayvanlarla cinsel ilişkiye girmesini kabul edilebilir bulmuyor olabilirler. 

4. Yeni doğan bebeklerin yaşama hakkı olmadığından dolayı ciddi derecede engele sahip olan bebeklerin öldürülmesine izin verilebilir.

Singer bu ifadesinde ise yeni doğan bebeklerin önemli olmadığını belirtmektedir.

Tekrar belirtmek gerekir ki bu şekilde hissetmesi oldukça sıra dışı bir durum olurdu. Çoğu insan doğal olarak evrimsel nedenlerden dolayı yeni doğan bebeklere karşı sempati ve koruma itkileri hisseder.

Neden Singer Dikkate Alınmalı?

Diyelim ki Singer söylediği bütün kişilik özelliklerini taşıyor, bu onun dışındaki herhangi bir kişiyi neden ilgilendirsin? Peter Singer gerçekten sıradışı bir dizi istek ve hisse sahip. Geri kalanlarımız ise bu his ve isteklere sahip değil. Neden Singer gibi konuşmaya başlamıyor, onun bu garip tercihlerini açıklamıyoruz?

Ayrıca Hume’un Sebepler Teorisi’ne göre yalnızca isteklerimiz tarafından belirlenen eylemlerimizin nedenleri olabilir. Dahası doğru ya da yanlış istek diye bir şey yoktur. Dolayısıyla isteklerimize uyduğu takdirde davranışlarımızı değiştirmemiz için bir nedeni yok.

Benim görüşüm şu şekilde: Etik üstücülük Singer’ın ahlaki söyleminde olan biteni açıklama konusunda oldukça kötü bir iş çıkartıyor. Ancak Singer’ın birinci dereceden ahlaki söylemi ile ilgili herhangi bir yanlışlık bulunmuyor, sadece etik üstcülük yanlış. Singer’ın yapmaya çalıştığı kendi his ve isteklerimiz tarafından oluşan önyargılarımızı kırmak adına ahlaki inançlarımızı rasyonel bir biçimde düzenlemektir. Sanıldığının aksine yalnızca kendi his ve isteklerini belirtmez.

Singer’ın etik anlayışının radikal bir düzenleme içermesi asıl sorundur. Bir etik üstücünün nasıl yeniden yorumlamaya dayalı etik görüşlerinin olabileceğini anlamak zor. Belki de Singer yalnızca asıl isteklerimizdeki tutarsızlıklarımıza ve isteklerimizi mantıklı olarak yorumlamanın bir yoluna işaret ettiğini söyleyecektir. Fakat tutarsız isteklere sahip olmanın hiçbir yanlış tarafı yoktur. Tutarsızlık içeren inançların teşkil ettiği sorun onların yanlış olmasıdır. Ancak ahlaki yargılar ve doğru ya da yanlış istekler yoksa tutarsız isteklere sahip olmakta herhangi bir sorun yoktur. (Müzik zevkinizin “tutarsız” olmasının önemli olmaması gibi.) 

Geleneksel ahlaki yargılarda herhangi bir tutarsızlık bulunmamaktadır. Sizden uzakta yaşayan ve görmediğiniz insanların sizin için önemli olmaması durumunda herhangi bir tutarsızlık yok. Etik üstücülüğü benimseyen bir görüşe göre o insanların sizin için bir önemi olmadığını söylerken yaptığınız tek şey Peter Singer’ın herkesin sahip olduğunu gayet iyi bildiği asıl tutumunuzu dile getirmektir. Eğer sizden mesafe olarak uzakta yaşayan insanların yakın çevrenizde yaşayan insanlarla eşit derecede önem teşkil ettiğini söylüyorsanız yalnızca samimiyetsiz olursunuz.

Neden Ahlaklı Olunur?

Singer’a göre gelirimizin büyük bir kısmını vakıflara bağışlamak hepimizin zorunluluğudur. Faydacı görüşe göre ise hayatınızı idame ettirebilmek ve gelir kapasitenizin stabil kalması için sahip olmanız gereken en düşük miktarda parayı kendinize ayırabildiğiniz sürece aslında bağış yapmaya devam etmeniz gerekir.

Neden herhangi bir birey Singer’ın etik tavsiyelerine kulak vermeli?

Tekrar etmeliyim ki Hume’un teorisine göre herhangi bir şeyi yapmanızın tek nedeni kendi isteklerinizi doyurabilmenizdir. Yapılması akla yatkın olan tercih ettiğiniz şeylerin tatminini yüksek düzeyde sağlıyor olabilmektir.

Yalnız şu da açıktır ki kazancınızın büyük bir miktarını vakıflara bağışlamak sizin tercih ettiğiniz şeylerin ve isteklerinizin tatminini yüksek düzeyde sağlayamayacaktır. Dolayısıyla öyle gözüküyor ki Singer’ın gerçekleştirmekte zorunda olduğumuz eylemi yapmamız için herhangi bir sebebimiz yoktur. (Ya da başka bir deyişle daha ağır basan bir nedenimiz var, bu nedenle ahlaklı davranmak akla yatkın olan değil.)

Ayrıca etik üstücüler tarafından sıklıkla alıntılanan anahtar argümanlardan biri, etik üstücülüğün ahlaki yargıların gerçekleştirilecek eylemin sebeplerini doğal olarak ortaya çıkarttığı iddia edilen durumu açıklamasıdır. Dolayısıyla ahlaki yargılara göre davranmamız için herhangi bir sebebimizin olmadığı görüşüne katılmak Singer için iyi olmazdı.

Singer neden ahlaklı olmamız gerektiği üzerinde tartışmıştır. Etik bir hayat yaşamak insana mutluluğuna oldukça güçlü bir biçimde katkı sağlayacak olan anlam hissini verir. Hayatla ilgili yapılan diğer birçok planda –mesela kişisel varlığını artırmak- olduğu gibi bunun da önemsiz gelecek olmasında herhangi bir tehlike yok. Fakat

  1. Etik (faydacı) bir hayat yaşamak için ne denli şeyden feragat etmek gerektiği göz önünde bulundurulduğunda kesinlikle etik bir hayat yaşamaya değmez gözüküyor.
  2. Tatmin duygusuna ulaşmak istiyorsanız çok daha az şeyden feragat edeceğiniz birçok başka şeyi deneyebilirsiniz –mesela bir dini benimsemek, kendini bir aile kurmaya adamak, felsefe bloğu yazmaya başlamak gibi-.
  3. Faydacılık görüşüne dayanarak etik bir hayat yaşamaya çalışmak muhtemelen kimsenin hiçbir şekilde yapmayacağı kadar zor. Dolayısıyla etik bakış açısını benimserseniz çok büyük ihtimalle yalnızca kendinizi ahlak dışılıktan ötürü ayıplayacaksınız ki bu size pek bir mutluluk getirmeyecektir.
  4. Neden önemsiz ya da değersiz gözük(e)miyor? Etik üstücülük görüşüne göre etik olgular yoktur, yalnızca öznel tercihler vardır. Evrende bir değer ya da anlam yoktur. Eğer ahlaka uygun bir biçimde yaşamak istiyorsanız herhangi bir bireysel tercihten daha doğru olmayan ahlaka uygun yaşama tercihi yalnızca sizin kişisel tercihinizi yerine getirecektir.

Singer sıklıkla bir kişinin ilgisinin bakış açımızda evreni referans aldığımız takdirde –ya da nesnel bir bakış açısından- başka bir kişinin isteğinden daha fazla ya da az önemli olmadığını belirtir. Fakat bu anti realizme göre, bakış açımızda evreni referans aldığımız takdirde –ya da nesnel bir bakış açısından- kimsenin ya da hiçbir şeyin ilgisi önem teşkil etmiyor.

Etik Metodoloji

Normatif etikte Singer somut durumlar hakkında etik sezgilere dayanmamamız gerektiğini söyler çünkü bu sezgiler basitçe taraflıdır, başka bir deyişle ahlaki olarak bağlantılı olmayan faktörlerden etkilenmiştir. Bunun yerine nesnel bir bakış açısından her bir kişinin ilgisinin önemli olduğu ilkesi gibi tartışmasız kabul edilen temel önermelere dayanmamız gerektiğini iddia eder.

Bu Singer’ın yukarıda belirtilen yeniden yorumladığı etik görüşlerine uyar. Fakat etik üstücü olmakla çelişir. Eğer etik üstücü iseniz bir durumun bir özelliğinin “ahlaki bakımdan alakalı” olup olmadığını söylemek ne anlama gelebilir? Ahlaki olgular değil, yalnızca öznel tercih ve tutumlar olduğundan dolayı bir durumun “ahlaki bakımdan alakalı” özellikleri yalnızca kişisel tercihlerimizi etkileyecek özellikleri olurdu. Bu nedenle tutumlarımızın ahlaki bakımdan alakasız özelliklerden etkilendiğini iddia etmek tutarsız olur.  

III. Sezgiciliği Deneyin

Etik sezgicilik Singer’ın normatif etikte yaptığının çok daha iyi anlaşılmasını sağlıyor. Nesnel etik gerçeklikler varsa hislerimiz ve öznel tercihlerimiz sıklıkla nesnel etik gerçeklikler dışına çıkabilir (aslında neredeyse kesin biçimde nesnel etik gerçeklikler dışına çıkar). Dolayısıyla kendi his ve tercihlerinizle ve başkalarının his ve tercihlerine uymayan etik savlar ortaya atmak oldukça akla yatkın gelir. Aynı zamanda bu his ve tercihlerle taraflı hâle gelmiş sezgilerden konuşmak da mantıklı olur.

Son olarak bu etik olgular isteklerimizden bağımsız olan eylemlerimizi nedenselleştirir. Ayrıca bağışta bulunmak sizin tercih ettiklerinizde genel bir tatmin sağlamasa bile kıtlığın önüne geçmek adına bağış yapmak için iyi bir neden olabilir.

Belki bu nedenle Singer son çalışmasında Sidgwick’i –alanında muhteşem olan bir sezgisel faydacı- takiben sezgiciliği savunmuştur.


Michael Huemer – “Singer’s Unstable Metaethics“, (Erişim Tarihi: 03.05.2024)

Çevirmen: Öykü Gündoğdu

Çeviri Editörü: Beyza Nur Doğan

Öncül Analitik Felsefe Dergisi, 19 Ocak 2018 tarihinde kuruldu. Sunum, söyleşi, makale, çeviri, canlı yayın gibi içerikler üreterek Analitik Felsefe’ye dair Türkçe veritabanını genişletmeye devam ediyor.

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

Önceki Gönderi

‘Ama Bunu Yapamazsın!’ Gayrı Ahlaki Eylemler Neden İmkansız Gibi Görünür? – Jonathan Phillips

Sonraki Gönderi

Gramsci ve Biz – Stuart Hall

En Güncel Haberler Analitik Felsefe:Tümü