Bilimciliğe Hakkını Vermek – Berat Mutluhan Seferoğlu

/
722 Okunma
1 min read

Bilimcilik felsefe popülerleştiricilerinin saldırmayı sevdiği hedeflerden biri. Dürüst olmam gerekirse ben de bilimcilikten pek hazzetmiyorum, ancak bilimciliğin hakkının yendiğini düşünüyorum. Özellikle de daha rafine bilimcilik türlerinin hak ettikleri ilgiyi felsefe popülerleştiricilerinden göremediklerini düşünüyorum.

Bu blog yazısında bilimciliğe yapılan en yaygın eleştirilerden ikisini neden ikna edici bulmadığımı ortaya koyacağım. Yazı çok kısa olacağı için terimleri tanımlamaya ve eleştirileri detaylı bir şekilde ifade etmeye vakit harcamadan hemen değerlendirmeye geçeceğim.

  • Eleştiri 1: Bilimcilik doğruysa bilimin neden güvenilir olduğunu, bilimin dayandığı kavramların makuliyeti gibi şeyleri bilimle göstermemiz gerekir. Ama bunu yaparsak bilimin makuliyetini göstermek için yine bilimi göstermiş oluruz. Bu döngüsel akıl yürütmedir ve kabul edilemezdir.

Cevap: Hemen hemen bütün gerekçelendirme kaynakları buradaki türden döngüsellikten muzdarip. Duyuların güvenilirliğini kanıtlamak için duyulara, aklın güvenilirliğini kanıtlamak için akla, tümevarımın güvenilirliğini kanıtlamak için tümevarıma, hafızanın güvenilirliğini kanıtlamak için hafızaya… muhtacız. Bilimcilik diğer gerekçelendirme kaynaklarının güvenilirliğini kabul etmekten daha fazla döngüsel değil.

  • Eleştiri 2: Günlük bilgi edinme kaynaklarımız bilimsel bilgiden farklı. Hafızaya, tanıklığa, algıya vs. dayanan günlük bilgi, bilimsel bilgi olmasa bile, bilgi. Bilimcilik bilginin tek kaynağı olarak bilimsel yöntemi görüyorsa doğru olamaz.

Cevap: Burada dikkat çekmek gereken bir nokta bilimciliğin günlük bilgiye uygulanmasının gerekmediği. Gördüğüm kadarıyla bilimciliğin hiçbir savunucusu, söylediklerini iyi niyetli bir şekilde yorumlarsak, gündelik bilgiyi reddetmiyor. Bilimcilik savunucuları evrenin temel yapısına ve işleyişine dair tek güvenilir rehberimizin bilimsel yöntem olduğunu kabul ediyor gibi daha çok. Bu bilimcilik türü, bilimciliği genel olarak kabul etmeyen çoğu kişinin de makul bulabileceği “sınırlandırılmış” bir tür.

Sonuç: Döngüsellik suçlaması en azından genelde öne sürüldüğü şekliyle makul değil. Gündelik bilgiden yola çıkan argüman da aynı şekilde. Bu bilimciliğe yapılabilecek makul eleştiriler olmadığı anlamına gelmiyor elbette. Ancak en yaygın eleştirilerden ikisinin başarısız olması yapacak çok iş olduğu anlamına geliyor.

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

Önceki Gönderi

Ahlaki Realizm, Ahlakın Objektifliği ve Ahlakın Rasyonelliği – Berat Mutluhan Seferoğlu

Sonraki Gönderi

Açık Sınırlara Karşı Hayekyen Bir Argüman – Berat Mutluhan Seferoğlu

En Güncel Haberler Analitik Felsefe:Tümü