Bu yazıya toplam acı miktarını azaltmaya yönelik vejetaryen/vegan argümanların doğru olduğu kabulüyle başlayacağız. Yani acı hissedebilen canlıların sağlık için ya da keyfi sebeplerle öldürülüp tüketilmesinin, dünyadaki toplam kötülük miktarını artırması sebebiyle ahlak dışı veya tercih edilmemesi gereken bir eylem olduğunu varsayıyoruz.
Bir Hayvanın Ölümü
Bir dananın dört farklı ölümünü düşünelim.
- (1) Açlıktan ölmek üzere olan bir aile, danayı kesip tamamını tüketiyor.
- (2) Et yemek isteyen bir aile, danayı kesip tamamını tüketiyor ve kullanıyor.
- (3) Et yemek isteyen bir aile, danayı kesip belirli bölümlerinden kıyma yapıp tüketiyor.
- (4) Evde değişiklik isteyen bir aile, danayı kesip derisinden dekor yapıp kalanını çöpe atıyor.
Dört örnekte de dananın büyüdüğü yerin ve yetiştirilme şartlarının tamamen doğal olduğunu, dananın acısız bir şekilde öldüğünü varsayalım. Bu şekilde (1) ve (4) arasında toplam kötülük miktarı açısından bir fark görünüyor. Bir canlının yaşam hakkını elinden alırken bunu estetik kaygılar sebebiyle yapmak ahlaki açıdan problemli olsa da bir ailenin hayatta kalmasını sağlamak bariz bir şekilde olmasa da kötülük miktarını azaltıyor gibi görünüyor. Dolayısıyla bir canlı öldürülecek olsa bile yarattığı fayda bakımından kötülük miktarı hiyerarşisi kurabilmek makul gözüküyor.
Tüketim Alışkanlıkları
Çoğu tüketim alışkanlığımız gibi et ve tavuk tüketim alışkanlıklarımız da son 50 yılda epey değişti. Eskiden, özellikle de kırsalda, kesilen bir hayvanın neredeyse her parçası kullanılırken günümüzde hayvanın çoğu bölümünü tüketmiyoruz. Herhangi bir restorana gittiğinizde veya eve yemek siparişi vereceğiniz zaman seçenekleriniz bol gibi gözükse de aslında kesilen hayvanın belirli bir kaç bölgesinden yapılan yemeklerle karşılaşıyorsunuz. Taleplerin belirli hayvan bölgelerine yoğunlaşması doğal olarak daha fazla hayvan ölümüne sebep oluyor. Örneğin bir danadan ortalama 10 kg antrikot, 6 kg ciğer, 2kg böbrek çıkarken tüketimde bu şekilde bir oran gözlemleyemiyoruz. Bir çok sakatat türünün de ABD ve Avrupa’da yasak olması da bu iddiamızı destekliyor. Eğer kullanılmayan sakatatlar yasadışı bir şekilde beslenmemize tekrar dahil oluyorsa farklı bir sağlık tartışması olması sebebiyle bunu es geçiyoruz.
Sonuç
(2) ve (3) arasındaki kötülük miktarı farkını endüstriyel tüketim kültürünün artmasıyla gözlemleyebiliyoruz. Eğer (2)’nin ahlaki açıdan makul olduğunu düşünüyorsanız tüketim alışkanlıklarınızın buna yakınsaması tutarlı olacaktır. Ömrünüz boyunca tükettiğiniz tüm etlerin toplamı 500kg pançeta 100g ciğer, 0g böbrek, 0g incik, 0 ayak paça vb. şekildeyse bilmelisiniz ki tükettiğiniz et miktarını sabit tutarak çok daha az hayvan ölümüne sebep olabilirdiniz.