Plantinga’nın NKEA (Naturalizme Karşı Evrimsel Argüman)’ı bir kişinin hem metafiziksel naturalizme hem de evrim kuramına aynı anda tutarlı bir biçimde inanamayacağını göstermeye çalışan bir argümandır. NKEA, naturalizmin yanlış olduğunu iddia etmez (1), o yalnızca bu yaklaşımın evrim kuramıyla beraber tutarlı bir biçimde inanılamayacağını savunmaktadır. (2) Buna ek olarak NKEA, evrim kuramının da yanlış olduğu veya rasyonel bir biçimde inanılabilir olmadığını iddia etmez.
Plantinga, bir kimsenin Natüralizm ve evrim kuramının bir arada doğru olduğunu epistemik olarak kabul edemeyeceği sonucuna ulaştıran biçimsel bir argüman sunmaya çalışır.
Argüman aşağıdaki gibidir [3]:
- 1. Eğer natüralizm ve evrim teorisi aynı anda doğruysa, o halde bilişsel yetilerimizin güvenilir olma ihtimali düşük veya bilinemezdir. (4) (“Kavranılamazlık Tezi”)
- 2. Eğer bilişsel yetilerimizin güvenilir olma ihtimali düşük veya bilinemezse, o halde bilişsel yetilerimizin güvenilirliliği inancına dair bir çürüten (defeaters) vardır. (Güvenilirlik Çürüteni)
- 3. Kişinin bilişsel yetilerinin güvenilirliği gerçeğine dair bir çürüten varsa, o halde tüm inançları için de bir çürüten vardır.
- 4. Eğer kişinin tüm inançları için bir çürüteni varsa, o zaman naturalizm ve evrim kuramına olan inancı için de bir çürüten vardır (Naturalizm Çürüteni)
- 5. Sonuç: Eğer natüralizm ve evrim teorisi aynı anda doğruysa, o zaman bir kimse, natüralizmin ve evrim teorisinin doğruluğuna olan inancından dolayı bir çürütene sahiptir.
İşte tam da bundan dolayı Plantinga’nın bu argümanına göre, naturalizm ve evrim kuramına olan inancın kendi kendini çürüttüğünü görebiliriz. Plantinga güvenilir bilişsel yetilere sahip olmadığımızı savunmamaktadır. Mesele, eğer natüralizm ve evrim teorisinin her ikisi de doğru ise, bilişsel yetilerimizin güvenilir olup olmadığı konusunda ne yapacağımızdır.
Plantinga metafizik natüralizm ile ilgilenmektedir. En temelde metafiziksel naturalizm doğa üstü şeylerin varlığını reddeden bir tezdir. Plantinga ayrıca metafiziksel naturalizm ile materyalistleri aynı kefeye koyuyor, çünkü o çoğu naturalistin aşağı yukarı materyalist olduğunu söylüyor. Yani bu yaklaşımlara göre biz insanlar yalnızca fiziksel vücutlarız/beyinleriz.
İlk öncül anahtar öncüldür. Plantinga bu öncülün neden doğru olduğunun uzunca üstünde durur. Öncelikle Plantinga bu öncül için sezgisel bir sebebimiz olduğunu, Darwin, Dawkins ve Churcland gibi insanlardan alıntılar yaparak evrimin nasıl kör olduğunu ve onun yalnızca hayatta kalmayla ilgili olduğunu; zihinlerimizin daha aşağı türden hayvanların zihninden evrimleştiği için ona nasıl güvenebileceğimizi görmenin de zor olduğunu düşünür. (5) İyi düşünülürse, bir kişi hem natüralizmin hem de evrimin doğruluğunun kabul edilmesinde gerçekten de epistemik bir problem olduğunu görebilir.
Plantinga daha sonra evrimin doğru inançlar meselesi ile ilgili olmadığını tartışmaya devam eder. Tam tersine evrim tamamen hayatta kalmakla ilgilidir. Ve kişi doğru inançlara sahip olmasa da hayatta kalabilir. Kişinin yanlış inançlar hatta saf iç güdülerle (yani inanç olmadan da) hayatta kalabileceği düşünülürse, bunlar Plantinga’nın ilk öncülüne dair epey destek sunar. (6) Plantinga daha sonra, kişinin hayatta kalmak için doğru inançlara sahip olmasının zorunlu olması gerekmediğine göre, gerçeklikle ilgili herhangi bir inanca sahip olmanın fark yaratmadığını ifade eden “farksızlık/kayıtsızlık ilkesi”ne başvurur. Öyleyse her inancın doğru olma olasılığı %50’dir.
Bu örneği çoğaltırsak şöyle olur. Bütün bağımsız inançlarımı (örneğin 1000 inanç) %50 ile çarparsam o zaman inançlarımın çoğunun doğru olma olasılığının oldukça düşük olduğu görülür. [7] Ve eğer inançlarımın çoğu doğru değilse, o halde güvenilir bilişsel yetilere sahip olduğumu söylememin zor olduğu söylenebilir. Güvenilir bilişsel yetilere sahip olmak inançlarımın çoğunun, belki de %66-75’civarının, doğru olması gerektiği anlamına gelir. Plantinga, eğer natüralizm doğruysa, semantik *epifenomenalizmin, akla yatkın bir şekilde doğru olacağını iddia ettiğinde bu daha makul hale gelir, çünkü eğer naturalizm doğruysa insan hakkındaki materyalist iddia da muhtemelen doğrudur. (çev.not: fiziksel bedenleriz/beyinleriz) (8) Yani insanlar hakkındaki materyalist iddia doğruysa o zaman epifenomenalizm de (SE) doğrudur. SE, inançların nedensel bir rolü olsa bile (non-epifenomenalizm), inanç içeriğinin nedensel bir rolü olmadığı anlamına gelir. O halde SE muhtemelen doğru olduğu için (natüralizm ile), evrim doğru inançları seçmek de dahil olmak üzere inanç içeriğini seçemez.
Peki 1.Öncül’ü kabul edersek ne olur? Benim argümanla ilgili ana meselem burası. Hem natüralizm hem de evrim teorisi doğruysa bilişsel yetilerimizin güvenilir olma olasılığının gerçekten de düşük olduğunu söyleyebilirim. Ancak bu bizzat üzerine düşünülen her şey hakkında bilişsel yetilerimizin kendisinin güvenilir olma olasılığının düşük olmasını gerektirmez. (9) Belki de evrim teorisi ve doğalcılığa eklendiğinde, bilişsel yetilerinizin güvenilir olma olasılığının düşük olmadığını gösterecek başka bir önerme daha vardır. Veya en azından, Plantinga’nın her şeyi göz önüne alıp bilişsel yetilerimizin güvenilmez olma olasılığının düşük olduğunu gösterdiğini sanmıyorum. Mesela, Stephen Law “kavramsal kısıtlamalar”ın eksik halka olabileceğini savunmuştur. Kavramsal kısıtlamalar varsa, bilişsel yetilerimizin güvenilmez olma olasılığı düşük değildir; aslında natüralizm göz önüne alınırsa bilişsel yetilerimizin güvenilir olma ihtimali bir hayli yüksektir. (ve dolayısıyla da kişi, hem natüralizmin hem de evrimin gerçekliğine hala aynı anda inanabilir.) (10)
Plantinga’nın diğer öncülleri hakkında fazla bir şey söylemeyeceğim, çünkü bu öncüllerle hiç katılmıyorum ve mantıklı bulmuyorum. (11) İkinci öncülü ele alalım. Kimileri düşük bir olasılıktan çürütenliğin çıkmayacağını iddia edebilir. (12) Ancak bu durumda sorgulamakta olduğumuz şeyin bizzat tüm inançlarımızı içeren ve üreten bilişsel yetilerimizin kendisi olduğu açıktır! Bu yüzden bu durumun nasıl bir istisna olduğunu anlıyor ve Plantinga’nın açıklamasının ispat yükümlülüğünü yerine getirdiğini düşünüyorum.
Birinin Plantinga’nın argüman tarzı ile iddiasını uygulayıp uygulayamayacağından ve rasyonel bir biçimde aynı anda hem Tanrı’ya ve hem bilişsel yetilere inanıp inanamayacağından emin değilim. Bu tartışmalar bir biçimde ** Descartes’in Kötü Cin’ine benzeyecektir. Biri, Tanrı’nın bize güvenilmez bilişsel yetiler vermek için ahlaken yeterli nedenleri olduğunu söyleyebilir. (13) Tanrı’nın güvenilmez bilişsel yetilere sahip olmamıza izin vermek için bir nedeni olup olmadığını değerlendirecek konumda değiliz. (14)
Diğer yandan düşünüyorum da, evrim kuramını kabul edip naturalizmin doğruluğu konusunda şüpheci olabilen biri var mıdır? Bu kişi bu durumda, hala metodolojik naturalist olabilir gibi görünüyor. Plantinga’nın argümanına tam olarak katılmasam da, bu argümanın ardında hala sağduyusal bir problem olabileceğini düşünüyorum. (15)
* Çevirmen notu: Zihin felsefesindeki Epifenomenalizm yaklaşımı, kabaca, zihinsel olanla fiziksel olan arasında nedensel bağlantıların bulunduğunu ancak bunun fiziksel olandan zihinsel olana doğru tek yönlü olduğunu savunur.
** Çevirmen Notu: Descartes’in “Kötü Cin Düşünce Deneyi” dış dünyanın gerçekliğine dair tüm duyu verisinin bir Kötü Cin veya Şeytan Tarafından çarpıtılarak kişiye ulaşıp ulaşmadığından nasıl emin olacağımızı sorgular. Descartes çözüm olarak Temelci/Kartezyen Epistemoloji anlayışını öne sürmüştür. “Cogito Ergo Sum” bu yaklaşımın en meşhur ifadelerinden biridir. Kötü Cin Argümanı’nın çağdaş bir formülasyonu, Brain İn a Vat (Kavanozdaki Beyin) argümanıdır. Bu konuyla ilgili şu yazımıza bakabilirsiniz.
Jonathan David Garner- “Plantinga’s EAAN and objections”, (Erişim Tarihi:20.06.2020), Erişim Kaynağı: https://jonathandavidgarner.wordpress.com/2017/06/29/plantingas-eaan-and-objections/
Çevirmen: Taner Beyter
Çeviri Editörü: Berk Celayir
Kaynakça
- [1] Although, Plantinga does believe naturalism is false.
- [2] Plantinga, Alvin. “Chapter 10: The Evolutionary Argument Against Naturalism.” In Where The Conflict Really Lies, 311-15. Oxford University Press, 2011.
- [3] Plantinga, Alvin. “Chapter 10: The Evolutionary Argument Against Naturalism.” In Where The Conflict Really Lies, 311-315. Oxford University Press, 2011.
- [4] Inscrutable=Unknowable. It does not simply mean “not known”. If something is not capable of being known, then we don’t know it. But the reverse isn’t necessarily true.
- [5] Plantinga, Alvin. “Chapter 10: The Evolutionary Argument Against Naturalism.” In Where The Conflict Really Lies, 316-324. Oxford University Press, 2011.
- [6] Plantinga, Alvin. “Chapter 10: The Evolutionary Argument Against Naturalism.” In Where The Conflict Really Lies, 311-50. Oxford University Press, 2011.
- [7] Plantinga, Alvin. “Chapter 10: The Evolutionary Argument Against Naturalism.” In Where The Conflict Really Lies, 325-338. Oxford University Press, 2011.
- [8] Plantinga, Alvin. “Chapter 10: The Evolutionary Argument Against Naturalism.” In Where The Conflict Really Lies, 325-338. Oxford University Press, 2011.
- [9] Ibid. 339-350
- [10] Law, S. (2012). Naturalism, evolution and true belief. Analysis, 72, 41–48.
- [11] Ibid. 339-345
- [12] Plantinga, Alvin. “Chapter 10: The Evolutionary Argument Against Naturalism.” In Where The Conflict Really Lies, 311-50. Oxford University Press, 2011.
- [13] Law, Stephen (2015). The Pandora’s box objection to skeptical theism. _International Journal for Philosophy of Religion_ 78 (3):285-299.
- [14] Ibid.
- [15] Inspired by Trent Dougherty’s work on the “Common Sense Problem of Evil”