Fizikçiler Felsefe Hakkında Aptalca Şeyler Söylemeye Son Vermeliler -Sean Carroll

//
1486 Okunma
Okunma süresi: 4 Dakika

Son birkaç yılda bir dizi önemli bilim insanının mikrofonu eline aldığını ve felsefenin değerini küçümsediğini görürüz. Stephen Hawking, Lawrence Krauss ve Neil deGrasse Tyson iyi bilinen örneklerdir. Dengeyi sağlamak için, fizik felsefecisi Wayne Myrvold bazı fizikçilerden felsefecilerle konuşmanın kendileri için neden gerçekten yararlı olduğunu açıklamasını istedi. Cevap verenlerden birisi bendim ve cevabımı buradan okuyabilirsiniz.[1] Burada cevabımı yeniden paylaşacaktım fakat bunun yerine aynı şeyi farklı kelimelerle anlatmayı denememe izin verin.

Kabaca söylersek, fizikçiler felsefeye üç tür tembel eleştiri getirmeye yatkındır: Biri tamamen salakçadır, biri sinir bozucu şekilde rahatsız edicidir ve diğeri ise derin bir şekilde acıklıdır.

  • Felsefe, evreni deneysel veriler toplamadan saf düşünce ile anlamaya çalışır.

Bu tamamen salakça bir eleştiridir. Evet, çoğu felsefeci (istisnalar olsa da)[2] gerçekten dışarıya çıkmaz ve veri toplamaz. Fakat buradan, felsefeyi dünya hakkında topladığımız deneysel enformasyonu tamamen görmezden geldiği için suçlamaya geçmek anlamsızdır. Bilim (ya da sağduyusal gözlemler) dünya hakkında ilgi çekici ve önemli şeyler ortaya çıkardığında, felsefeciler bunu açıkça göz önünde bulundururlar. (Bunun yanı sıra tabii ki her alanda kötü uygulayıcılar olduğu gibi her türlü aptalca şeyi yapan kötü felsefeciler de vardır. Yine de bolca olan iyi örnekler üzerine odaklanalım.)

-Aslında- felsefeciler çok düşünmeye meyillidirler. Bu kötü bir şey değildir. Bilimsel pratiğin tümü bir dereceye kadar “saf düşünce” barındırır. Model-kurucu fenomenolojistler verideki en son bozuklukla daha çok ilgiliyken felsefeciler, doğaları gereği, bununla daha az, temel sorularla ise daha çok ilgilidirler. Fakat en iyi hâlinde, fizik felsefesinin pratiği fiziğin kendi pratiğiyle süreklidir. En iyi fizik felsefecilerinin çoğu fizikçi olarak eğitilmiştir ve sonuç olarak en çok önemsedikleri problemlerin fizik bölümlerinde değerli olmadıklarını fark etmişlerdir, bu yüzden felsefeye geçmişlerdir. Fakat bu problemler -yani gerçekliğin nihai yapısının en derin seviyelerindeki temel doğası- gerçekten sadece fizik problemleridir. Ayrıca bir miktar titiz düşünce bu problemler üzerinde herhangi bir ilerleme için gereklidir. Susmak ve hesaplama yapmak yeterli değildir.

  • Felsefe, çalışan bir fizikçinin günlük işi için tamamen yararsızdır.

Şimdi sinir bozucu şekilde rahatsız edici bir eleştiriyle karşı karşıyayız. Çünkü: Yuh. Eğer ki “ilginç ve önemli” olma kriterinizi “çalışmamda bana işe yaraması”na düşürürseniz, entelektüel açıdan oldukça fakirleşmiş bir var oluşu yaşıyor olursunuz. Kimse fiziğin büyük çoğunluğunun felsefeden herhangi bir girdi almadan kusursuzca yapılabileceğini reddetmez. “(Bu döngü (loop) integrali hesaplamamız gerek. Bana çabuk bir felsefeci bul!”) Fakat fizik; ayrıca biyolojiden, tarihten veya edebiyattan herhangi bir girdi almaksızın da yapılır. Felsefe fiziğin işine yaradığı için değil, kendinde ilginç olduğu için ilginçtir. Bence felsefecilerin kendileri bu konu hakkında bazen çok savunmacı oluyorlar, felsefenin neden fiziğin işine yaradığına yönelik gerekçeler önermeyi deniyorlar. Kimin umurunda ki?

Yine de felsefi girdinin gerçekten işe yarar olduğu bazı fizik soruları vardır. Örneğin kuantum ölçüm problemi, zamanın oku, olasılığın doğası ve bunun gibi birçok temel sorularda. Öte yandan çalışan fizikçilerin büyük çoğunluğu bu sorular hakkında hiçbir zaman kaygılanmazlar. Fakat bazılarımız kaygılanır! Açıkçası eğer bu alanlarda yazan fizikçiler felsefecilerle konuşmaya daha çok çabalarsa, kendilerini birçok basit hata yapmaktan kurtarabilirler.

  • “Felsefeciler gözlemlenebilen ve hesaplanabilen şeylerle sınırlı kalmak yerine  daha çok kulağa derin gelen meta-sorularla ilgilenirler.”

Son olarak, derin şekilde acıklı bir eleştiri. Burada hırslı hayallere yönlendiren ve verimli çalışmaları kolayca niceliksel birimlere ufalayan akademi/eğitim sisteminde hayatlarını tüketenlerin talihsiz bir sonucunu görüyoruz. Görünüşe göre buradaki fikir dalga fonksiyonlarının gerçekten ne olduğu ve gerçekliği nasıl tükettiğini anlamaya çalışmanın sıkıcı bir zaman kaybıyken belirli dalga fonksiyonlarının ölçümü için yeni teknik geliştirmenin desteğe layık saygın bir girişim olduğu düşüncesidir. Kuantum mekaniğini günlük işlerinde kullanan fizikçilerin önemli bir kısmının kuantum ölçüm problemini anlamaya teşebbüs etmeye ilgisiz olduklarından ya da açıkça buna düşman olduklarından şüpheliyim.

Bu beni üzüyor. Diğer insanları bilmiyorum fakat ben kişisel olarak çocukken bilime aşık olmadım çünkü o zamanlar biraz daha yetkin hesaplama tekniklerini bulma çekiciliğine kapılmıştım. Beni yanlış anlamayın -daha yetkin hesaplama teknikleri bulmak hayati şekilde önemlidir ve ben başka bir şeye katkıda bulunabileceğimi düşünürken bunu keyifli bir şekilde yaptım.[3] Fakat amaç bu değildir -bu  amaca giden yolda bir adımdır.

Sanırım amaç doğanın nasıl işlediğini anlamaktır. Bunun bir parçası nasıl hesap yapacağımızı bilmektir fakat diğer parçası tüm bunların ne anlama geldiği hakkında derin sorular sormaktır. İşte bu benim bilime ilgi duymamı sağlayan şeydir. Ayrıca bu görevin bir parçası fiziksel dünya resmimizin temel yönlerini anlamaktır, sadece hesaplayabildiğimizde iyi giden şeylerin ötesindeki meseleleri derin bir şekilde araştırmaktır. Birçok fizikçinin iyi bir bilim felsefesinin bu arayışa nasıl katkı sağlayabileceğini görmemeleri bir utançtır. Evren olduğumuzdan çok daha büyük ve imgelemeye meyilli olduğumuzdan çok daha gariptir ve benim için onu anlamaya teşebbüs edebileceğimiz her yardım hoş karşılanır.


Sean Carroll– “Physicists Should Stop Saying Silly Things about Philosophy“, (Erişim Tarihi: 01.03.2021)

Çevirmen: Erim Bakkal

Dipnotlar

  • [1] http://www.rotman.uwo.ca/2014/why-talk-to-philosophers/
  • [2] https://en.wikipedia.org/wiki/Experimental_philosophy
  • [3] https://www.preposterousuniverse.com/blog/2014/03/06/effective-field-theory-and-large-scale-structure/

Bağlantılı İçeriklerimiz

Metafelsefe – Nicholas Joll (Internet Encyclopedia of Philosophy)

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden mezun oldu Bilkent Üniversitesi Felsefe Bölümü yüksek lisans öğrencisi. Genel olarak felsefeyle, özel olaraksa argümantasyon, informel mantık, metafelsefe ve genel bilim felsefesiyle ilgileniyor. Felsefe dışındaysa LoL oynamak ilgisini çekiyor.

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

Önceki Gönderi

Kimlik Tartışmalarında Kripke’nin Önemi – Stephan Law

Sonraki Gönderi

Bir Çocuk İçin Kaygısız Olmak İyi Yaşanmış Bir Hayatın Temelidir – Luara Ferracioli

En Güncel Haberler Analitik Felsefe:Tümü