Birçok insan Tanrı’yı mükemmel bir varlık olarak tanımlar.[1] Bazı filozoflarda, bu tanım üzerinden Tanrı’nın, eğer (ya da O) varsa, zorunlu olarak var olduğu sonucunun çıktığını ileri sürerler: Çünkü O, var olmalıdır. Bir varlığın var olmaması mümkün değilse, bu durum sezgisel olarak mükemmel veya etkileyici görünebilir, bu sebeple muhtemelen var olmama, bir tür zayıflık veya kusur gibi görünebilir ve buradan yola çıkarak her ne olursa olsun mükemmel bir varlık, var olmak zorunda kalacaktır.[2]
Bu noktaya kadar Tanrı’nın varlığını inkar eden ateistler bu konu hakkında teistlerle hemfikir olabilirler. Elbette eğer Tanrı (bu şekilde tanımlanmış) varsa, o zaman muhtemelen var olamaz. Ama bu onun gerçekten var olduğunu gösterir mi? Bazı düşünürler tam olarak böyle olduğunu iddia eder. Bu husus, Tanrı’nın varlığına ilişkin modal ontolojik argümanlar denilen şeyin sonucudur.[3]
1. Modal Argümanlar ve Ontolojik Argümanlar
Modal argümanlar, genellikle olasılık, zorunluluk ve imkansızlık ve farklı hakikat veya varoluş “modları” hakkındaki iddialara dayanan argümanlardır. “1+1=2”nin mutlaka doğru olduğunu veya kare bir dairenin olamayacağını söylemek, modsal (kipsel) bir iddiada bulunmak demektir. Benzer şekilde Tanrı’nın zorunlu olarak var olduğu iddiası da modsal (kipsel) bir iddiadır.[4]
Modalite, genellikle olası dünyalar ve temelde dünyanın olabileceği yollar açısından anlaşılır. Bir olası dünya, gerçek bir dünya olmakla beraber, ayrıca içerisinde yaşadığımız dünyadır. Eğer bir önerme gerçekten doğruysa, o zaman gerçek dünyada da doğrudur. Tüm olası dünyalarda doğruysa, o zaman mutlaka doğrudur ve dünya nasıl olursa olsun var olmuş olabilir. Herhangi bir olası dünya için doğru değilse, o zaman imkansızdır ve dünyanın onu gerçek kılacak olmasının hiçbir yolu da yoktur.
Şimdi Tanrı’nın varlığına ilişkin ontolojik argümanlara geçelim. Bu argümanlar, Tanrı’nın sözde mükemmelliği veya büyüklüğü ile ilgili bir şeyin Tanrı’nın var olmasını gerektirdiği şeklindeki teze dayanır.[5]
Bu kavramları birleştirmek için, modal ontolojik argümanlar ve olasılık veya zorunluluğu çağrıştıran ontolojik argümanlar kullanılır. Bu argümanlar, eğer varsa Tanrı’yı, zorunlu olarak var olmasını gerektirecek şekilde tanımlar ve sonuç önermesi, onun gerçekten zorunlu olarak var olduğu üzerine kurulur.
En iyi bilinen modal ontolojik argümanların yapısı, temel olarak şu şekilde formüle edilebilir:[6]
- (1) En azından Tanrı’nın var olması mümkündür.[7]
- (2) Tanrı’nın varlığı mümkünse, o zaman zorunlu olarak Tanrı vardır.
- (3) O halde zorunlu olarak Tanrı vardır.
Belirtildiği gibi, çoğu ateist bile başlangıçta (1)’i kabul edebilir ve (1) ve (2) doğruysa, o zaman (3)’ün de doğru olacağı açıktır.
Bu noktada gerçekten kafa karıştırıcı olan şey (2)’dir. Nitekim Tanrı’nın salt olası varlığı, neden onun zorunlu varlığını gerektirsin ki?
2. S5 Modal Mantık Teorisi
Modal mantığın popüler bir teorisine göre -“S5 teorisi”[8] olarak adlandırabileceğimiz bir teori- aşağıdaki iddia doğrudur:
Bir önerme zorunlu olarak doğru olabilirse, o halde zorunlu olarak doğrudur.
Dolayısıyla, S5 teorisini kabul etmekte haklıysak, bu durumda (2) numaralı önerme de geçerlidir. Çünkü Tanrı, zorunlu olarak var olan bir varlık olarak tanımlanıyorsa, o halde (2) numaralı önerme, bu S5 temelli iddianın bir örneğini bize gösterir. Yani bu durumda Tanrı zorunlu olarak var ise, o halde Tanrı zorunlu olarak vardır.
Peki S5 teorisi geçerli midir? Hangi olası dünyanın gerçek olduğu ortaya çıksa bile, bunun yerine başka herhangi bir olası dünyanın hala gerçek olabileceğine inanmakta haklı olmamız gerekir.[9] Bazı düşünürler, mümkün olanın, gerçek olana bağlı olmadığını düşünmeyi sezgisel bulsa da bu konu üzerinde tartışmalar halen devam etmektedir.[10]
3. Tanrı Var Olabilir Mi?
Bir kişi, Tanrı’nın mümkün olup olmadığını da sorgulayabilir.
Eğer Tanrı zorunlu olarak var olan bir varlık olarak tanımlanırsa, o zaman bir anlamda onun var olması, bizim gibi tek bir olası dünyada var olması gereken varlıklardan daha “zor”dur. Çünkü zorunlu bir Tanrı’nın var olması için, tüm olası dünyalarda onun var olması gerekir.
Ayrıca, Tanrı’nın sözde nitelikleri birbiriyle uyumsuz olabilir ve bu da O’nu imkansız kılabilir. Örneğin, Tanrı zorunlu olarak her şeye kadir ve ahlaki olarak mükemmel olarak tanımlanırsa ve bu nitelikler birbiriyle çatışırsa-“kare” ve “daire”nin birbiriyle çatıştığı gibi- bu durumda Tanrı, kare bir daire gibi imkansız olur.[11]
Buna karşılık modal ontolojik argümanların bazı eleştirmenleri, sonuçta Tanrı’nın mümkün olduğunu bilip bilmediğimizi sorgularlar ve en azından bildikleri her şeye rağmen şunu gözlemlerler:
- (1’) En azından Tanrı’nın var olmaması mümkündür.
(1) kadar makul.[12]
Fakat Tanrı’nın zorunlu bir varlık olarak tanımı verildiğinde, o zaman
- (2’) Eğer Tanrı var olmasaydı, o zaman Tanrı yoktur.
Şunu hatırlayalım: Eğer zorunlu bir varlık varsa, var olmaması mümkün değildir. Yani Tanrı’nın var olmaması mümkünse, o zaman basitçe yoktur.
Dolayısıyla, eğer (1) ve (1′) eşit derecede makul ise, o zaman (2) ve (2′) de eşit derecede makul olabilir. Ancak modal ontolojik argüman bize, teizmi ateizme tercih etmemiz için hiçbir neden vermez.
Bu sebeple modal ontolojik argümanlar hakkındaki son dönem literatürün çoğu, sonuçta Tanrı’nın mümkün olup olmadığı tartışmaları etrafında döner.[13]
4. Parodiler
Diğer ontolojik argümanlarda olduğu gibi, bu argümanın parodisi de yapılabilir.
Şunu düşünelim:
- (1’’) Zorunlu olarak var olan bir Atlantis olabilirdi.
- (3’’) Dolayısıyla Atlantis vardır.
S5 teorisi ve (1”), (3”) verildiğinde, (3)’ün (1) ve S5 teorisinden çıkmasıyla aynı nedenlerle.
Modal ontolojik argümanların savunucuları, (örneğin) Atlantis’in zorunlu olarak var olamayacağını ve Tanrı hakkında bir şeyin onun zorunlu olarak var olmasına izin vereceğini savunarak parodilere yanıt verebilir. Örneğin, bir kıtanın (veya başka herhangi bir fiziksel nesnenin) zorunlu olarak var olması, belki sezgisel olarak imkansız görünür, ancak Tanrı gibi bir varlığın zorunlu olarak var olması, imkansız değildir.[14]
5. Sonuç
Modal ontolojik argümanlar, yalnızca Tanrı’nın var olabileceğinin onaylanmasını gerektirdiğinden, geleneksel ontolojik argümanlara göre büyük bir avantaja sahiptir. Buna rağmen, genellikle teizm için en iyi argümanlar arasında sayılmazlar.[15] Yine de bu argümanlar, önemli bir sonucu göstermeye çalışmak için, modal mantığı kullanma konusunda ilginç pratiklerdir.
Thomas Metcalf– “Modal Ontological Arguments for the Existence of God“, (Erişim: 09.12.2021)
Çevirmen: Musa Yanık
Dipnotlar
Kaynakça
- [1] Anselm 1965, ch. II-III. Kusursuz bir varlık olarak Tanrı kavramı hakkında daha fazla bilgi için Almeida’ya (2008) bakınız. Ayrıca Andrew Chapman’ın The Ontological Argument for the Existence of God isimli eserine bkz.. Bu tanımın, Tanrı’nın varlığına yerleşik bir bağlılığa sahip olmayı amaçlamadığını unutmayın. Bir sonraki cümleye bakın: Tanrı, eğer varsa, zorunlu olarak vardır.
- [2] Plantinga (1974, 214).
- [3] En önemlileri Malcolm (1960), Anselm (1965, bölüm III), Gödel (1967), Plantinga (1974: bölüm 10), Hartshorne (2011) (cf. Goodwin 1978) ve Maydole (2003 ve 2009)’dir. Modal ontolojik argümanların genel bir tartışması için bkz. Oppy (2021: §§ 7-8).
- [4] Genel olarak modalite hakkında daha fazla bilgi için bkz. Andre Leo Rusavuk, Possibility and Necessity: An Introduction to Modality
- [5] Bkz. Andrew Chapman, The Ontological Argument for the Existence of God.
- [6] 2’ye bkz. Belirli örnekler, olasılık önermesinin benzersiz savunmalarını sunma eğilimindedir.
- [7] “Mümkün” ve ilgili kavramları kullanmanın yanıltıcı olabileceği hakkında bazı tartışmalar için bkz. (Engel [2020, 106-107]), Çünkü bazı kişilerin epistemik olarak “mümkün” olarak yorumlayabileceği gerçeklikle başa çıkmak, daha basittir. Normalde ilk öncül, “Muhtemelen Tanrı vardır” veya “Tanrı’nın özelliklerine sahip bir varlığın olması mümkündür” veya “Maksimum büyüklüğün somutlaştırıldığı olası bir dünya vardır” gibi bir şey söyler (cf. Plantinga 1974). , 214). Modal ontolojik argümanların gelişmiş formülasyonları, olasılık öncülüne ilişkin ifadelerinde dikkatlidir, ancak ne kadar dikkatli olurlarsa, sıradan okuyucular için o kadar az anlaşılır olurlar. Bu nedenle burada sahip olduğum şekilde olasılık öncülünü ifade etmeyi seçtim. Bununla birlikte en önemlisi, girişte söylediğim diğer her şey, eğer onu değiştirirsek işe yarar, örneğin, “Tanrı-benzeri bir varlığın var olması söz konusu olabilir”, “maksimum büyüklüğün somutlaştırıldığı olası bir dünya vardır” veya diğer standart ikamelerden herhangi biri üzerinde gerekli değişiklikler yapılmıştır. Yani not ettiğim temel itirazlar (Tanrı’nın mümkün olmayabileceği ve S5’in sağlam olmayabileceği), (1)’in daha karmaşık analogları olan argümanlar için geçerlidir.
- [8] Buradaki tartışma, olabileceğinden büyük ölçüde basitleştirilmiştir. “S5 teorisi”, S5 sisteminin sağlam olduğu, yani S5’in tüm teoremlerinin doğru olduğu teorisidir. Genel olarak modal mantık hakkında Garson (2021, s.2) ve “S5” adı için Lewis ve Langford (1959)’a bakın.
- [9] Bu olması gerekenden daha güçlüdür. Hangi dünya gerçek olursa olsun, bunun yerine başka bir olası dünyanın var olabileceği durumu anlattım. Bu durumu “evrensellik” olarak tanımlarız: Erişilebilirlik -yani, hangi olası dünyaların hangilerine göre mümkün olduğu- evrenseldir. Ancak kesin olarak konuşursak, erişilebilirliğin evrensel olması gerekmez; sadece dönüşlü, simetrik ve geçişli veya dönüşlü ve Öklidyen olması gerekir. Aslında, salt simetri ile modal ontolojik argümana çok benzer bir şey elde edebilirsiniz: “Muhtemelen Tanrı zorunlu olarak vardır”dan, Tanrı’nın (aslında) var olduğu sonucunu çıkarabilirsiniz. Bkz. Kane (1984). Bu konularda daha fazla bilgi için ayrıca bkz. Garson (2021, s.6-7).
- [10] Örneğin, geçmiş değiştirilemezse erişilebilirlik evrensel değildir (bkz. Metcalf 2017). Berlin Duvarı’nın yıkıldığı düşünüldüğünde, şu mümkün değildir: Berlin Duvarı asla yıkılmamıştır. Ancak Berlin Duvarı’nın asla yıkılmadığı da olabilirdi: Bu dünya kendi içinde mümkündür, ancak gerçek dünya göz önüne alındığında mümkün değildir. Bu doğruysa, bu erişilebilirliğin simetrik olmadığını ve dolayısıyla a priori evrensel olmadığını gösterir. Ayrıca bazı filozoflar geçişliliği sorgulamışlardır; bkz. örneğin, Salmon (1986) ve Jacquette (2006). Bununla birlikte, S5’i sorgulamak normalde modal ontolojik argümana büyük bir itiraz olarak kabul edilmez; bkz. Maydole (2009, s.3-5).
- [11] Örneğin, Tanrı kötülük yapmaya niyet edebilir mi? Muhtemelen, eğer “evet” ise, o zaman ahlaki olarak mükemmel değildir ve eğer “hayır” ise, o zaman her şeye kadir değildir. Eğer “evet ve hayır” ise, bu bir çelişki gibi görünüyor ve tartışmalı olarak, çelişkiler imkansızdır. Örneğin bkz. Morriston (2001) ve Metcalf (2004). Ayrıca bkz. Bailie Peterson, The Concept of God: Divine Attributes.
- [12] Bkz. Findlay (1948). Ayrıca bkz. Oppy (2021, s.8).
- [13] Malcolm 1960; Maydole 2003 and 2009; Metcalf 2005.
- [14] Bkz. Devine (1975) ve var olan aslanlarla ilgili tartışmayı karşılaştırınız Descartes (2006, 51 vd.). Bir “elion”u var olan bir aslan olarak tanımlarsak, o zaman “elionların” var olduğu inkar edilemez gibi görünür. Descartes, varoluş kavramının özünde bir aslanın parçası olmaması gibi, varoluşun da özünde Tanrı’nın doğasının bir parçası olduğu yanıtını verir. Plantinga’nın (1977, 90-91) Anselm adına verdiği yanıtı da karşılaştırın.
- [15] PhilPapers’a bkz. Genel olarak çok az filozof veya özel olarak din felsefecisi, ontolojik argümanların teizm için en güçlü argümanlar olduğuna inanır. Gerçekten de bunların bir değeri olup olmadığı konusunda bazı tartışmalar vardır (Engel 2020).
- Almeida, M. (2008). The Metaphysics of Perfect Beings. Routledge.
- Anselm. (1926). Basic Writings: Proslogion; Monologium; An Appendix In Behalf of the Fool by Guanilo; and Cur Deus Homo (S. N. Deane, Ed. and Trans.). Open Court.
- Findlay, J. N. (1948). Can God’s existence be disproved? Mind, 57 (226), 176-183.
- Gödel, K. (1967). The completeness of the axioms of the functional calculus of logic. In J. van Heijenoort (Ed. and Tr.), From Frege to Gödel: A Source Book in Mathematical Logic, 1879–1931 (pp. 582-591). Harvard University Press.
- Descartes, Renée. (2006). Meditations, Objections, and Replies (R. Ariew & D. Cress, Eds. and Trans.). Hackett.
- Devine, P. E. (1975). The perfect island, the devil, and existent unicorns. American Philosophical Quarterly, 12 (3), 255-260.
- Engel, M. (2020). What ontological arguments don’t show. International Journal for Philosophy of Religion, 88 (1), 97-114.
- Garson, J. (2021). Modal logic. In E. N. Zalta (ed.), The Stanford Encyclopedia of Philosophy, Fall 2021 Edition.
- Goodwin, G. L. (1978). The Ontological Argument of Charles Hartshorne. Montana Scholars Press.
- Hartshorne C. (2011). Creative Experiencing (D. W. Viney and J. O, Eds.). State University of New York Press.
- Jacquette, D. (2006). Modality of deductively valid inference. In D. Jacquette (Ed.), A Companion to Philosophical Logic (pp. 256-261). Blackwell.
- Kane, R. (1984). The modal ontological argument. Mind, 93 (371), 336-350.
- Lewis, C.I. & Langford, C.H. (1959). Symbolic Logic. Dover Publications.
- Malcolm, N. (1960). Anselm’s ontological arguments. The Philosophical Review, 69 (1), 41-60.
- Maydole, R. (2003). The modal perfection argument for the existence of a supreme being. Philo, 6 (2), 299-313.
- Maydole, R. 2009. The Ontological Argument. In W. L. Craig and J. P. Moreland (Eds.), The Blackwell Companion to Natural Theology (pp. 553-592). Blackwell.
- Metcalf, T. (2004). Omniscience and maximal power. Religious Studies, 40 (3), 289-306.
- Metcalf, T. (2005). Entailment and ontological arguments. Philo, 8 (2), 131-133.
- Metcalf, T. (2017). On Gödel’s ontological argument. Inference, 3 (2).
- Morriston, W. (2001). Omnipotence and necessary moral perfection: Are they compatible? Religious Studies, 37 (2), 143-160.
- Oppy, G. 2021. Ontological arguments. In E. N. Zalta (ed.), The Stanford Encyclopedia of Philosophy, Fall 2021 Edition.
- PhilPapers. (N.d.) 2020 PhilPapers Survey. https://survey2020.philpeople.org/survey/results/all
- Plantinga, A. (1974). The Nature of Necessity. Clarendon Press.
- Pruss, A. R. (2009). A Gödelian ontological argument improved. Religious Studies, 45 (3), 347-53.
- Salmon, N. (1986). Modal paradox: Parts and counterparts, points and Counterpoints. In P. French et al. (Eds.), Midwest Studies in Philosophy XI: Studies in Essentialism (pp. 75-120). University of Minnesota Press.