Dil Çoğulluğunun Etiği – Matteo Bonotti & Yael Peled

//
584 Okunma
Okunma süresi: 3 Dakika

Dil hakkında nasıl düşündüğümüz, dilin siyasal etiği hakkında nasıl düşündüğümüzü, yani siyasal yaşamın ampirik ve normatif boyutlarını göz önünde bulundururken dili nasıl kuramlaştırdığımızı şekillendirmese de önemli ölçüde etkileme eğilimindedir. Fikirler tarihinde, dile ve dolayısıyla dil bilimsel özneliğe yaklaşımlar genellikle ya “belirleyici” (designative) ya da “kurucu” (constitutive) kategorisine girer (Taylor 2016).

İlki – yani belirleyici kategori – dili, konuşmacının yaşamından ve deneyiminden kopuk olarak, onlardan bağımsız ve önceden var olan bir gerçekliği temsil etmek, düzenlemek ve anlamak için kullanılan mantık tabanlı bir etiketler sistemi olarak algılar. Bunun aksine sonraki – yani kurucu kategori – dili, sosyal olarak yerleşmiş diyaloglu ve etkileşimli bir süreç olarak tanımlar ve normalde dilsel bütünlük fikrine dayanır. Bu, farklı dillerin, ortak dil bilenlerin dünyayı ortaklaşa algılayıp deneyimledikleri, belirgin şekilde kapsamlı bir anlam sistemi sağladığı görüşüdür. Ancak bütünlük etiketi, belli durumlarda, özellikle ontolojik tek dilliliği (Schmidt 2014) bireylerin ve toplumların doğal bir durumu olarak gören bir algıya dayandığı durumlarda, belirleyici kategoriye de genişletilebilir.

Projemizde, dilsel çoğulculuk ile karakterize edilen toplumlarda siyasal etik üzerine güncel tartışmaların çoğunun altında yatan ontolojik tek dillilik öncülüne hem toplumsal hem bireysel seviyede meydan okumak için yola çıktık. Daha spesifik olarak, ulusal ve uluslar üstü olarak dilsel anlamda karmaşık bir dünyada, ontolojik tek dilliliğin öncülünün ve bu öncülün varsaydığı epistemik bütünlüğün artık dilde ahlaki ve politik özneliği kuramlaştırmak için yeterli bir temel olmadığını öneriyoruz. Ya da diğer bir deyişle, çağdaş dil bilimsel adalet tartışmalarının (De Schutter and Robichaud 2016) çoğunu destekleyenler gibi, yaygın olan dilin siyasal etiği kavramlarının çoğu zaman dünyanın tek dilli deneyimine dayandığını öneriyoruz. Ancak, giderek artan sayıda birey için, farklı bir dilin miras kalması, uluslararası bir profesyonel ortam veya göç deneyimi gibi faktörlerden dolayı, dünyanın tek dilli bir deneyimi esasen imkansızdır. Çok dilli bir dünya deneyiminin olağan dışı olmaktan ziyade sıradan doğası, çağdaş ahlaki ve politik felsefede dile ve dil bilimsel failliğe yönelik yaygın yaklaşımları yeniden gözden geçirme ihtiyacını ortaya çıkarmaktadır.

Dolayısıyla, özellikle siyasi yaşam bağlamında ve çeşitli tür ve derecelerde dil engellerinin siyasi hayatın kaçınılmaz bir gerçeği olduğu çok dilli siyasi toplulukların bir parçası olarak, birden çok dilde ve dille yaşama deneyimini keşfetmeyi, planlamayı ve incelemeyi gerekli görüyoruz. Mesela, güya tek dilli politik bir toplulukta çok dilli bir vatandaş ve politik aktör olmak ne anlama geliyor? Vatandaşlığın giderek daha büyük bir parçası haline gelen çok dilli deneyimleri daha iyi temsil etmek, dile getirmek ve bu deneyimlere cevap vermek için eğitim, sağlık gibi politik enstitüler ve kamusal hayat, eğer mümkünse, hangi yollarla yeniden şekillendirilmelidir? Amacımız, içsel ve kişiler arası dilsel çoğulluk deneyiminden doğan demokratik siyasi özneliği kuramlaştırmak için etik açıdan incelikli ve ampirik temelli bir çerçeve sağlamaktır. Bu çoğulluğun demokratik teoride ve pratikte tanınmasının, demokratik yaşamdaki özgürlük, eşitlik, kapsayıcılık ve mütekabiliyet gibi demokratik idealleri gerçekleştirmek için zorunlu olduğunu ileri sürüyoruz. Dahası, tamamen aynı dilde olmayan ortak vatandaşlar arasında dil temelli bir “epistemik tevazululuk” (Peled, yakında çıkacak yazısı) duygusunu geliştirmek için önemlidir.


Matteo Bonotti & Yael Peled- The Ethics of Linguistic Plurality”, (Erişim Tarihi: 01.01.2021)

Çevirmen: Çağan Fırtına

Çeviri Editörü: Can Kalender

TOBB Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı'nı tamamladı, şu an ODTÜ İngiliz Edebiyatı yüksek lisans öğrencisidir. 18. yüzyıldan günümüze İngiliz edebiyatı en büyük tutkularından. Sosyoloji, psikoloji ve siyaset felsefesi ile akademik olarak ilgili. Orta seviye Almanca bilgisine sahip.

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

Önceki Gönderi

Stoacı Kayıtsızlık Ne Anlama Gelir? – Igor Jankovic

Sonraki Gönderi

Stoacılık Sizi Daha Mutlu Yapar Mı? Stoacılar Daha Mutlu Mudur? – Igor Jankovic

En Güncel Haberler Analitik Felsefe:Tümü