Giriş
Gorgias (M.Ö 487-376) Sicilyalı Presokratik filozof, hatip ve retorikçi. Aynı zamanda Protagoras’la beraber, ilk dönem Sofistler’in önde gelen isimlerinden bir tanesi.
Hem Platon hem de Aristoteles Gorgias’ı şiddetle eleştirdiler ve ona birincil amacının akıllı ve bilge görünerek para kazanmak olduğunu, gerçek bir filozof olmadığı anlamında saf bir sofist (aşağılayıcı bir anlamda) olduğunu söylediler. Ancak Gorgias retorikteki yenilikleri memleketi Sicilya’dan Atina ve Attika’ya getirmede oldukça etkili bir iş çıkardı, hatta Attika lehçesinin edebi nesir dili olarak yayılmasına da katkıda bulundu.
Hayatı
Gorgias M.Ö 487’de (veya belki 483), Leontini’de (Sicilya’daki bir Yunan kolonisi) dünyaya gelmiştir. Babası Charmantides’in yanı sıra en az iki tane kardeşi olduğu bilinmektedir: Herodicus adında bir erkek kardeş ve ismi bilinmeyen bir kız kardeş. Gençliğinde ondan sadece birkaç yaş küçük olmasına rağmen Empedokles’in öğrencisi olmuş olabilir. Elealı Zenon’un çalışmalarına da aşinaydı, hatta onun paradokslarını (özellikle de ‘Devinim’e Karşı Argümanlar’ı) kendi çalışmalarında da kullanmıştır.
Hemşehrileri tarafından M.Ö 427’de Siraküzalıların saldırganlığına karşı koruma istemek için bir elçilik grubunun başı olarak Atina’ya gönderildiğinde çoktan altmış yaşındaydı. Görevini tamamladıktan sonra Atina’ya yerleşti. Sebebi muhtemelen hitabet tarzı sebebiyle yakaladığı muazzam popülerite ve retorik dersleri ve gerçekleştirdiği performansları sayesinde kazanabileceği paraydı.
Diğer sofistler gibi o da göçebeydi, çeşitli şehirlerde pratik yapar, Olympia ve Delphi’nin büyük pan-Helenik merkezlerinde retorik yeteneklerini halka açık bir şekilde sergilerdi (bu etkinlikler izleyicilerden sorular almak ve onları doğaçlama bir şekilde cevaplamak gibi bir kısma da sahipti). Ayrıca bu yolla sonraki eğitim ve performansları için de önemli paralar kazandı. Onun gösterişli ve kafiyeli stili dinleyenleri adeta hipnotize ediyordu. Bunun yanında ikna yeteneği de çok kuvvetliydi
Onun Atina’daki seçkin öğrencilerinden bazıları şunlardı: Isocrates (M.Ö 436-338, zamanının en büyük ve en etkili hatiplerinden bir tanesi), Critias (M.Ö 460-403, Otuz Tiran’ın önde gelen üyelerinden bir tanesi), Alcibiades (M.Ö 450-404, önde gelen bir Atinalı devlet adamı, aynı zamanda hatip ve general), Thucydides (M.Ö 460-395, önemli bir tarihiçi), Agathon (M.Ö 448-400, popüler bir trajik şair), Pericles (M.Ö 495-429, göze çarpan ve etkileyici bir devlet adamı, hatip ve Atina Generali).
M.Ö 376 veya 375 yılındaki ölümüne kadar Gorgias’ın yüz yıldan fazla yaşadığı söylenir. Ölümüne kadar hatırı sayılır bir servet biriktirmiştir, en azından halka açık bir tapınağa kendisinin altın heykelini yaptırmaya yetecek kadar.
Çalışmaları
Gorgias, retoriği memleketi Sicilya’dan Atina ve Attika’ya getirmiştir, ayrıca Attika lehçesinin edebi nesir dili olarak yayılmasına da katkıda bulunmuştur. Yapı ve süslemeye dair retorik yeniliklere ve ‘’Sofistliğin Babası’’ olarak anılmasını sağlayacak paradoksların ve paradoksal ifadelerin tanıtılmasına öncülük etmiştir. Retorik eserleri ‘Technai’ diye isimlendirilen bir retorik öğretim el kitabında derlenmiştir (‘Encomiumlu Helen’, ‘Palamedes’in Savunusu’, ‘Epitaphios’ da dahil).
Protagoras gibi diğer sofistlerin aksine; Gorgias erdemin mutlak bir formu olmadığını, göreceli olabileceğini söyleyerek erdemli olmayı öğretmeyi reddetti. Ona göre retorik tüm bilimlerin kralıydı, çünkü tüm davranışlara ikna edebilirdi. Böylece retoriğin doğası ve değerine yönelik tartışmaların birçoğu Gorgias ile başlamıştır. Platon (ki kendisi Gorgias’ın bir numaralı eleştirmenlerinden bir tanesiydi) retoriğin yalnızca cahillere bir uzmandan daha bilge görünme gücü verdiğini öne sürerek doğrudan Gorgias’ın karşısında yer aldı, ayrıca ona göre Gorgias bir yandan gerçek meseleler hakkında gerçeği öğrenmenin gereksiz olduğuna inanırken diğer yandan da sadece etkileyici sözler kullanarak dinleyicilerini eğlendiren bir hatipten ibaretti.
Kayıp bir eser, ‘’Doğa Üzerine’’ veya ‘’Var Olmayan Üzerine’’, Gorgias’ın metafizik üzerine yazdığı birkaç denemeden biriydi. Bu esere bizler sadece Sextus Empiricus (M.S 2. veya 3. yüzyıl) ve başkalarının açıklamalarından ulaşabiliyoruz. Eserin bakış açısı genellikle şüphecidir. Bu eser hem bir çürütme hem de Elea Okulu’nun ve özellikle de Parmenides’in bir parodisi olarak tasarlanmış gibi görünüyor. Genellikle üç noktadan oluşan bir argüman şeklinde gösterilir:
1) Hiçbir şey var değildir.
2) Bir şey var olsa bile, onun hakkında hiçbir şey bilinemez
3) Hakkında bir şey bilinebilse bile, bu bilgiler başkalarına anlatılamaz.
Buradaki amaç varlığın tek, değişmez ve zamansız olduğunu göstermenin varlığın hiçbir şekilde var olmadığını kanıtlamak kadar kolay olduğunu göstermekti.
Kaynak (Erişim Tarihi: 20.11.2021)
Çevirmen: Yağız kaygı
Çeviri Editörü: Berat Mutluhan Seferoğlu