Aşağıdaki senaryoyu düşünelim:
Wilma bebek sahibi olmak istiyor olsun. Wilma’nın doktoru ise ona, eğer şimdi gebe kalırsa, doğuracağı herhangi bir çocuğun kaçınılmaz bir şekilde kör olarak doğacağını ve tedavi edilemeyeceğini söylüyor. Bununla birlikte, doktor aynı zamanda bu durumun kaçınılmaz olmadığını da söylüyor. Eğer Wilma gebe kalmak için beklerse ve gebe kalmadan önceki iki ay boyunca her gün ilaç alırsa, doğacak olan çocuk bu tedavi edilemeyen hastalıktan muzdarip olmayacak. Eğer Wilma gebe kalmak için bekleseydi ve ilaçlarını kullansaydı, Rocks adını vereceği mükemmel görünüşlü ve sağlıklı bir birey doğurabilirdi. Ama Wilma bunu yapmak yerine hemen gebe kalmayı ve çocuğunu doğurmayı karar veriyor. Ve sonuç olarak gebe kalıyor ve kaçınılmaz bir şekilde kör olarak doğan bir kız çocuğu doğuruyor. Ve bu kıza Pebbles adını veriyor. (1)
Doğal olarak, eylemin gerçekleştirilmeden önceki var olan bireyler üzerindeki etkilerini göstererek, ahlaki açıdan yanlış olduğunu düşündüğümüz eylemleri eleştirebiliriz. Örneğin, eğer Smith, Jones’in cüzdanını çalarsa, Jones (çoktan var olan bir birey olarak) açık bir şekilde bu kötülükten etkilenen kişidir. Bu tür eylemlerin yanlışlığını ‘’kişiyi etkileyen’’ bir bakış açısıyla değerlendirerek açık bir şekilde açıklayabiliriz. Normalde, kötülük eden kimsenin yaptığı eylem mevcut bir kişinin bir şekilde acı çekmesine sebep olur veya bu davranış mevcut kişilerin haklarını ihlal eder. Bu tür durumlarda, yanlış eylemde bulunan kişiyi net bir şekilde belirleyebiliriz. Ama yukarıdaki eylemde Wilma’nın durumu, kişiyi etkileyen ahlaki ilkeleri kullanarak ahlaki değerlendirmeden bir şekilde kaçınıyormuş gibi görünüyor. Wilma’nın iki ay bekleyip ve ilaçlarını kullanıp Rocks’u doğurmak yerine durumun farkında olmasına rağmen şuanda Pobbles’i doğurmak için hamile kalması ahlaki olarak yanlışmış gibi görünüyor. Ama olaya farklı bir açıdan yaklaşmak, belki de açık bir şekilde göremeyeceğimiz bir bakış açısı sunuyor: Eğer Wilma gebe kalmak için bekleseydi, doğacak olan çocuk Pobbles yerine Rocks olacaktı. Pobless hiç var olmamış olacaktı. Bu yüzden, Wilma’nın Pobbles’i doğurması aslında ona zarar vermediği gibi aynı zamanda ahlaken de kötü değildir.
Şimdi ise bu sav üzerine odaklanalım.
1. Bir Eylem Nasıl Kimlik Etkileyici Olabilir?
Yukarıdaki sorunun kendini gösterebilmesi için Pobbles ve Rocks’un birbirinden farklı bireyler olması gerekiyor. Pobbles ve Rocks’un birbiriyle aynı birey olmayacaklarını düşünmek için hangi nedenlere sahibiz? Belki de verebileceğimiz en iyi sebep bir kişinin kimliğinin, doğumunun gerçekleştiği zamana sıkı sıkıya bağlıymış gibi görünmesidir. Burada bir örnek vermek durumu daha açık hâle getirecektir. Ailemin beni doğurmak için bir yıl beklediğini varsayalım. Bir yıl bekledikten sonra doğurdukları çocuk Duncan (yazarın ismi) yerine Zoe olabilirdi. Ayrıca şunun da farkında olmamız gerekiyor, ailemin iki çocuğa birden sahip olması da olasıdır: Zoe, Duncan’ın doğumundan sonraki yıl hayata gelebilir ve bu durumda Zoe ve Duncan kardeş olurlar. Ama bu durum aynı zamanda, Pebbles ve Rocks’ un birbirleriyle özdeş olmadığını da gösterir. Çünkü Wilma’ nın Pebbles ve Rocks’un ikisini birden doğurma ihtimali vardır.
2. Özdeşsizlik Problemi
Eğer Wilma’nın bekleyip iki ay ilaç kullandıktan sonra doğuracağı Rocks ile şimdi doğuracağı Pebbles aynı kişi değillerse, Wilma’nın bekleyip daha sonrasında tedavi olduktan sonra Rocks’u doğurmak yerine neden şimdi Pebbles’i doğurmak için hamile kalmayı tercih etmesinin yanlış olduğunu “kişiyi etkileyen’’ bir ahlaki bakış açısıyla açıklamak zormuş gibi görünüyor. Her şeyin ötesinde Pebbles, hastalığına rağmen yaşamaya değer bir hayat elde etmiş olacak. Hayatı, var olmadığı bir hayattan daha kötü olamaz. Ama eğer Wilma hamile kalmak için 2 ay bekleseydi, Pebbles her hangi bir yaşama sahip olamacaktı. Dünyada asla var olmamış olacaktı. Onun yerine Rocks var olmuş olacaktı. O zaman şunu söyleyebiliriz: Wilma’nın Pebbles’i doğurmak için gebe kalmayı seçme eylemi, Pebbles’in olmayacağı bir dünyadan daha kötü bir olasılık değil. Bu yüzden, onu doğurmak ona zarar vermek anlamına gelmiyor. Ama eğer, Wilma Pebbles’i doğurarak ona zarar vermiyorsa, doğal olarak Pebbles’in doğumuyla ilgili Wilma’ya karşı itirazlarda bulunması mantıksızmış gibi görünüyor. Kendi seçimine getirilen herhangi bir itiraza karşı Wilma, Pebbles’e onun sahip olabileceği tek mümkün yaşamı verdiğini öne sürerek kaçınabilir. Bu yüzden eğer Wilma’nın davranışı yanlışsa, bunun ahlaki temelini “kişiyi etkileyen’’ bir bakış açısında değerlendirerek açıklayamıyoruz.
3. Probleme Çözümler
Wilma’nın iki ay bekleyip gebe kalmasındansa şimdi hamile kalmayı seçmesinin yanlış olduğunu nasıl savunabiliriz? Bu zorlayıcı soruya tatmin edici bir cevap verme arayışı özdeşsizlik problemini oluşturan şey aslında. Bazı yazarlar, bir kişinin kendisine haksızlık ya da kötülük yapıldığı konusunda şikayette bulunabilmesi için, kişinin olduğu bir durumdan daha kötü olmasının gerek olmadığını iddia ediyorlar (cf. Harman 2004; Shiffrin 1999; Woodward 1986). Örneğin, helikopter üzerinde olduğumu ve gelişmekte olan bir ülkedeki fakir köylerin üzerine külçe altın attığımı varsayın. Attığım altınlardan en azından birinin, bir kişinin üstüne düşmesi (bu yüzden kesinlikle yanlıştır) ve omzunu kırmasıyla kesinlikle bir zarar veriyorum, benim eylemim onlar için olsa ve onlar da bundan yararlanmış olsalar bile (Shiffrin 1999: 127). Attığım altınlar kırık bir kolu düzeltebileceği gibi onun götürdüğünden daha fazlasını da getirebilir, ama bu benim eylemimin doğru olduğunun kanıtı olamaz. Buradaki durumla benzer şekilde Pebbles’in durumu için, daha kötü bir hale gelmese bile Wilma’nın Pebbles’i doğurması, ona yapılmış bir yanlıştır.
Bazıları ise özdeşsizlik problemini, bazı eylemlerin yanlışlığının kişiyi etkileyen terimlerle açıklanamayacağına dair kanıt olarak kabul ettiler (cf. Brock 1995; Buchanan, Brock, Daniels and Wikler 2000: 249; Peters 2009: 325; Savulsecu 2001; ve Steinbock 2009: 172, 174; 2001:90). Bu yazarlara göre bazı eylemler, hiçbir kişiye kötülük getirmeseler bile kendiliğinden yanlıştır. Yine de diğerleri, Özdeşsizlik Probleminin endişelerini ve sonucunu kabul etmemiz gerektiğini ve Wilma’nın Pebbles’i doğurarak yanlış yaptığına dair düşüncemizi gözden geçirmemiz gerektiğini vurguladı (cf. Boonin 2008; Heyd 2009).
4. Sonuç
Özdeşsizlik problemine getirilen çözümler tatmin edici değil ve problemin kendisi akademik filozofların sadece kafa yorarak çözebileceği bir bulmacadan da fazlasıymış gibi görünüyor. Getirilen çözümün (eğer bir çözüm bulunabilirse), özdeşsizlik problemiyle yüzleşmesi gereken bir dizi uygulamalı etik sorunlar üzerinde önemli etkileri olacaktır. Örneğin, insan klonlamasına karşı getirilen birçok itiraz, ortaya çıkan klonun, onun varlığından sorumlu prosedür tarafından zarar görebileceği düşüncesini benimsiyor (cf. The President’s Council on Bioethics 2002). Ama özdeşsizlik problemi bu tarz argümanları zayıflatıyor. Özdeşsizlik probleminin bir çözümü olmadan, insan klonlamaya karşı getirilen ortak ahlaki isteksizliğin iyi desteklenip desteklenmediğini sorabiliriz.
Dipnot
- (1). Bu olay Boonin’ den (2008, pp. 127-128) değiştirilerek alınmıştır.
REFERANSLAR
- Beckwith, Francis J. Defending Life: A Moral and Legal Case against Abortion Choice. Cambridge University Press, 2007
- Benatar, David, and Michael Benatar. “A Pain in the Fetus: Toward Ending Confusion about Fetal Pain.” Bioethics 15 (2001): 57-76
- Boonin, David. A Defense of Abortion. Cambridge University Press, 2003
- George, Robert P. and Christopher Tollefsen. Embryo: A Defense of Human Life. Doubleday, 2008
- Lee, Susan J., et al. “Fetal Pain: A Systematic Multidisciplinary Review of the Evidence.” Jama 294.8 (2005): 947-954
- Marquis, Don. “Why Abortion is Immoral.” The Journal of Philosophy 86.4 (1989): 183-202
- McMahan, Jeff. The Ethics of Killing: Problems at the Margins of Life. Oxford University Press, 2002
- Nobis, Nathan. “Abortion, Metaphysics and Morality: A Review of Francis Beckwith’s Defending Life: A Moral and Legal Case Against Abortion Choice.” Journal of Medicine and Philosophy 36.3 (2011): 261-273
- Norcross, Alastair. “Killing, Abortion, and Contraception: A Reply to Marquis.”The Journal of Philosophy (1990): 268-277
- Thomson, Judith Jarvis. “A Defense of Abortion.” Philosophy & Public Affairs(1971): 47-66
- Warren, Mary Anne. “On the Moral and Legal Status of Abortion.” The Monist(1973): 43-61
Duncan Purves- “The Non-Identity Problem”, (Erişim Tarihi: 05.08.2020), Erişim Kaynağı: https://1000wordphilosophy.com/2014/02/27/non-identity-problem/
Çevirmen: Alparslan Bayrak
Çeviri Editörü: Berk Celayir
Her ne olursa olsun bir hayatın varılmasının varolmamasindan daha iyi oldugu iddiasının hiç bir dayanağı yok. Hiç varolmamak nötral bir durumdur. İyi şartlarda varolmak iyi, kötü şartlarda varolan kötüdür. Kötü sartlarda var olmanın hiç varolmamaktan daha iyi olduğuna dair yanılgınin sebebi varolma durumundan varolmama durumuna geçişi yani ölümü kötü olarak algılamamizdir. Burada kötü olan bu geçiştir. Varolmamanin kendisi değil.
Dolaysıyla Pebblesi dogurmanın eldeki bilgiler cercevesinde kötü oldugu konusunda bence zerre kadar şüphe yok.