İşte Schellenberg’in söz konusu argümanı:
- Eğer Tanrı varsa, korkunç acılar var olamaz.
- Korkunç acılar vardır.
- O halde Tanrı yoktur.
Schellenberg’in bu argümanda kullandığı 1. öncül için temel dayanağı, en büyük iyiliğimizin Tanrı ile bir ilişki içinde olmak olduğudur. Fakat problem şu ki, en büyük iyiliğimiz için korkunç acılar var olmak zorunda değildir. Acı çekmeden de en büyük iyiliğimizden pay alabiliriz.
Eleştiriler
1.Özgür irade büyük bir iyiliktir ve Tanrı bu sebeple korkunç acılara izin verir.
Yanıt: Korkunç acıların bulunmadığı bir dünyada da özgür iradeye sahip olunabilir, böylece de daha az ıstırabın olduğu bir dünya var olabilirdi. Diğer yandan, özgür irade yalnızca “büyük bir iyiliktir”, “en büyük iyiliğimiz” değil. Böyle olsaydı, Tanrı bizim en büyük iyiliğimizi tercih ederdi. Ayrıca, özgür irade Tanrı ile bir ilişki içinde olabilir.
2.Hepimiz biliriz ki Tanrı’nın korkunç acılara izin vermek için iyi bir nedeni vardır.
Yanıt: Bildiğimiz kadarıyla, daha büyük bir iyiliğe başvurmak yeterli olmayacaktır, çünkü Tanrı en büyük iyiliği, büyük iyiliğe tercih eder. Diğer yandan Tanrı her şeye kadirdir, öyleyse O, bu iyilere veya bu iyilerin bizim en büyük iyiliğimizin bir versiyonuna sahip olamaz mıydı? “Karakter oluşumu”* gibi iyilere korkunç acılar çekmeksizin sahip olabileceğimizden bahsetmiyorum bile.
Çevirmen notu:
*Yazar karakter oluşumu derken, kötülük problemine dair teistik bir teodiseden söz ediyor. Bu fikir kabaca; belli türden iyiliklere ulaşmak için belli türden kötülükler yaşayarak karakterimizin gelişmesinin/olgunlaşmasının bizzat kendinde de iyi bir şey barındırdığını iddia eder. Bu durumda iyilik bir şarta yani; belli türden iyi olmayan, belki de kötü deneyimlere bağlıdır. Merak edenler için: “Karakter Oluşturma” Teodisesi Üzerine Akla İlk Gelen Birkaç Fikir
Jonathan David Garner– “Schellenberg’s deductive argument from horrific suffering”, (Erişim Tarihi:04.12.2020)
Çevirmen: Taner Beyter