///

Mizahın Felsefesi: Bir Şeyi Komik Yapan Nedir? – Chris A. Kramer

İnsanlar neredeyse her şeye gülebilirler. Peki buradaki olay nedir? Bir şeyi komik yapan nedir?

Bu makale, bir şeyin komik olmasının ne anlama geldiğine dair bazı teorilere göz atıyor. Her teori bu soruya dair bazı içgörüler sunuyor ancak elbette tek bir yaklaşımın kapsamlı bir cevap vermesi çok zor.

1. Üstünlük Teorisi

Üstünlük teorisine göre komiklik, kendimizi bir başkasından veya eski halimizden üstün hissetmekten kaynaklanır ve bizi güldürür: “Ha! Senden (veya eski halimden) daha iyiyim!’’ Şakaya bakarız ve karşılaştırma yoluyla o kişiden ne kadar farklı olduğumuzu kibirli bir biçimde algılarız.[1] 

Muz kabuğuna basıp kayıp düşen birine gülmeyi düşünün. Belki de onlardan daha iyi olduğumuzu düşündüğümüz için gülüyoruzdur, ne de olsa biz hiçbir meyve parçasına basıp kayıp düşmedik.[2] 

Bununla birlikte, aslında her şeye karşı üstünlük hissetmeniz mümkün. Örneğin bir istiridyeye karşı da üstünlük hissedebilirsiniz[3]. Ancak ona gülmezsiniz. Ayrıca, çirkinliğiyle ünlü olan Sokrates’in bir grup insana “Buradaki en çekici adam benim!’’ diye haykırdığını hayal edin. Bu komiktir, ancak bariz bir üstünlük iddiası yoktur. Ancak People dergisinin seçtiği “dünyanın en seksi adamı’’nın bunu söylediğini hayal edin. Bu açık bir üstünlüktür ve bu da pek komik değildir.

Bu durum, çoğu mizah akademisyenine üstünlük teorisinin hedefi ıskaladığını düşündürüyor. Ne de olsa bazen bazı şeyler bir üstünlükten kaynaklanmadan da komik olabiliyor ve bazı üstünlükten kaynaklanan durumlar da komik olmayabiliyor.[4]

2. Rahatlama Teorisi

Gülmek iyi hissettirir! Belki de bunun sebebi gülmenin bastırılmış enerjiyi serbest bırakmasıdır. Rahatlama teorisine göre gülmenin birincil işlevi sinirsel enerjiyi dışarı atmaktır, uygunsuz veya gereksiz görülen enerjiyi, duygu ve düşünceleri serbest bırakır.[5]

Sigmund Freud’un verdiği örneğe göz atalım, bir suçlu pazartesi günü infaza götürülürken “Haftaya ne kadar güzel bir başlangıç’’ diyor.[7] Bu hikâyenin kurgusu üzerimizde bir gerilim oluşturuyor: Suçlu için endişe veya acıma hissediyoruz. Suçlunun içinde bulunduğu durumla ilgilenmediğini fark ettiğimizde ise bu enerji ‘fazlalık’ geliyor ve kahkaha yoluyla dışarı salınıyor. Şakanın bağlamı, ölüm veya seks gibi bastırmak için üzerimizde baskı hissedebileceğimiz konularda kendimizi ifade etmemiz için bize bir kılıf sunar. Burada bu dürtüleri bastırmamıza gerek olmadığı için, gereksiz enerji kahkahayla salınır.

Ancak bazen mizahın birikmiş enerjiyle hiç alakası olmadığını da görürüz. Steven Wright’ın şu şakasını düşünün: “Bir diğer elde, farklı parmaklarınız var (on the other hand, you have different fingers).’’[8] Bu şakanın kuruluş biçimiyle bağlantılı olarak, herhangi bir zihinsel enerjiyi harekete geçirmek için zaman yok. Yani ortada serbest bırakılması gereken herhangi bir enerji oluşturmak için zaman yok. Bu şaka bastırılmış duygulardan bağımsız olarak komiktir, bu sebeple rahatlama mizah teorisi bu şakayı açıklamakta başarısızdır.

3. Mizahın Uyumsuzluk Teorisi

Mizahın uyumsuzluk teorisine göre mizah, beklentilerimizin bizi tamamen farklı bir şeye hazırladığı uyumsuzluğun veya alakasızlığın aniden fark edilmesinden kaynaklanır.[9] Kurguyu ve onun can alıcı noktayla ilişkisini yeniden yorumladığımızda, geçici kafa karışıklığının yerini mizah alır. Ortada bir çözüm vardır ve bunu anlamanın ödülü mizahtır.[10] 

Sürpriz unsuru korkutucu veya tehlikeli olamaz çünkü bunlar eğlence duygusunu engelleyen olumsuz duyguları yaratır. En sevdiğiniz atın kafasını yatağınızda bulmak da uyumsuzdur, ancak çok azı buna güler.

Mizah için sadece sürpriz unsuru yeterli değildir.[11] Şunu düşünün: “Sadakatsiz ressam, karısının merdivenlerden çıktığını duyar. Sevgilisine ‘Çabuk, elbiselerini çıkar!’ der (The unfaithful artist heard his wife coming up the stairs. He said to his lover, ‘Quick, take off your clothes!’).’’[12] Ani ve yüzeysel bir okumada ressamın beklenmedik ve yersiz talebi karşısında şaşkına dönüyoruz. Ancak kurguyu yeniden yorumlayınca anlıyoruz ki: Ressam karısının ‘resmini yapıyor’, ve böyle şeyler nude sanatında olur, bu sebeple karısı hiçbir şeyden şüphelenmiyor.[13] Pek çok basit ve eğlenceli bilmece, bu tarz benzer belirsizliklere dayanır. Örneğin: “6 neden 7’den korkuyormuş? Çünkü 7, 8, 9 (Why was 6 afraid of 7? Because, 7, 8, 9).’’ Yemek (eight, ate) kelimesinin anlamı ile fonetik olarak özdeş olan sekiz rakamı arasında kolayca geçiş yaparız ve değişken, uyumsuz referansın tadını çıkarırız.

Mizah ile, “kavramsal kalıplarımıza uyan şeyleri ciddi bir şekilde algılama ve düşünme’’ durumundan, “bazı uyumsuzluklarla ciddi olmayan bir şekilde eğlenme’’ durumuna psikolojik ve kavramsal bir geçiş yaşarız.[14] Ciddi olduğumuz anlarda, dünya olmasını beklediğimiz gibi olmadığında endişeleniriz. Şakacı anlarımızda ise bu uyumsuzluklar eğlenceli bir hale gelir. Bu analiz, bir laboratuvar ortamında uyumsuzluk derecesinin ince bir şekilde ayarlanabileceği ve böylece mizah düzeyinin arttırılıp azaltılabileceği ampirik temelli bir mizah çalışması için zemin hazırlıyor.[15] 

Mevcut teorisyenlerin çoğu uyumsuzluk teorisinin çeşitli versiyonlarına yönelse de, uyumsuzluk teorisinin de sınırlandığı bazı noktalar var.[16] Teori en iyi şekliyle muğlaklığın en kolay inşa edilebilir olduğu, açıkça sözel olan mizahlarda çalışıyor; ancak tüm mizahlar sözel değil. Ayrıca bazen bir sitcomu tekrar tekrar izlemek gibi beklentilerimizin ihlal edilmediği, yaklaşan mizahı bilinçli olarak tahmin edebildiğimiz şakalara maruz kalmaktan da zevk alabiliyoruz. Son olarak ‘uyumsuzluk’ algısı; alakasızlık, çelişki, bariz absürdlük gibi konseptler de dahil olmak üzere o kadar geniştir ki anlamını yitirmeye başlar ve teorinin yanlışlanmasını zorlaştırır: ‘Uyumsuzluk’ kavramı o kadar esnektir ki görünüşte uyumsuzlukla alakalı değilmiş gibi görünen bir mizah örneğini bile kapsayacak şekilde geçici olarak genişletilebilir.[17]

4. Sonuç: Komik İşte, Bu Teorilerin Hiçbiri Yeterli Görünmüyor

Belki de neyin komik olduğunu bu teorilerin bir kombinasyonu açıklayabilir. Hangi teorinin en iyisi olduğuna dair bir fikir birliği yoktur, ancak düşünmeye değer olan çoğu felsefi muammada olduğu gibi bu alışılmışın dışında bir durum değildir. Mizah felsefesi; mantık, dil felsefesi, estetik vb. de dahil olmak üzere birçok felsefi alana dayanır.[18] Mizah ve gülme bilinen her toplumda ve her devirde var olan duygu ve ifadeler olduğu için, bu çaba hiç de boş bir çaba sayılmaz. Bir şeyi neyin komik yaptığına dair tam bir açıklama bulunamamasının nedeni çalışmaların henüz çok yeni olması olabilir. Ya da belki henüz şakayı anlamadık.


Dipnotlar

  • [1]Bu görüş kontrol edilemeyen kahkahalarımızın kötü niyetliliğe yol açabileceğini düşünen Platon (M.Ö 429?-347) tarafından da ortaya atılmıştı, ona göre kişilerin kendilerinden daha aşağı olanları daha az hissetmesi ve düşünmesi daha olasıydı. Bkz. Plato (1989) Philebus, s. 49-50. Bu görüşün en ünlü savunucularından birisi Thomas Hobbes’dur: ‘’Ani şan, kahkaha denen o yüz buruşturmalara sebep olan tutkudur veya birilerinin hoşa giden ani bir hareketinden kaynaklanır ya da deforme olmuş bir şeyi başka bir şeyde kavrayarak, buna kıyasla kendilerini birdenbire alkışlarlar’’ (Hobbes 2002 [1651], Kısım 1, Bölüm 6).
  • [2]Aslında bu örneğin yaygın kullanımı gerçekteki vukuatıyla orantısız görünüyor. Bu örnek Henri Bergson (1859-1941) için merkezi bir yer tutmasına (bkz. Bergson, 1911) ve bu örnek dahil hemen hemen her mizah analizinde yer almasına rağmen bu olay muhtemelen insanlık tarihinde -veya muzların çekiciliğinin kolektif olarak kabul edildiği maymun tarihinde- o kadar sık yaşanmamıştır. (Not: Az önce yaşanan şeyin adı kelime oyunudur ve bazen en alt mizah biçimi olarak kabul edilir. Fakat bazı kelime oyunları verimli olabilir, bunun gibi, bu yüzden açıkça katılmıyorum. Also, where’s the butt in puns? [Notla ilgili not: Eğer bu not komikse, mizahın üstünlük teorisine karşı daha fazla kanıttır, çünkü bu nottaki hiçbir şey herhangi birinin üstünlüğüne işaret etmemektedir]) (Çev. Not.: Burada “butt”ın İngilizcedeki çok anlamlılığına dayalı kelime oyunlarına şeklindeki şakalara vurgu yapılmaktadır.)
  • [3]Francis Hutcheson’dan (1987) Hobbes’a cevaben bir örnek: “Ne garip! Hobbistlerimizin [hoş] hiçbiri kanaryaları, sincapları ve köpekleri evlerinden atıp ve onlar yerine eşekleri, baykuşları, salyangozları ve istiridyeleri almıyorlar. Bunlar sayesinde üstünlüğün tadını daha fazla çıkarabilirler’’ (s. 29).
  • [4]Pek çok mizah teorisyeni, mizahın özüne ulaşmak için bu koşulların her ikisini de aramıştır:
    “Geleneksel olarak teoriler ‘özcü’ bir yaklaşım benimsemiştir… yani tüm eğlenceli durumlarda geçerli olan ve varlığı bir eğlence durumu olmaya yeterli olan bir özü aramıştır’’ (Roberts 2019, 25). Ancak herkes mizahın keşfedilecek bir özü olduğunu düşünmüyor: “Bence yapabileceğimiz en iyi şey ‘mizah’ ve ‘eğlence’ kavramlarının kullanımlarını açıklamak ve bu terimlerin çoğu standart kullanımına uyan örnekleri analiz etmek. Gerekli ve yeterli koşulları aramak boşuna olacaktır.’’
  • [5]Herbert Spencer (1820-1903)’e göre, kahkahalarımız tıpkı hidrolik sistemlerde olduğu gibi birikmiş enerjimizin fizyolojik bir salınımıdır (Spencer, 1860). Kullanılabilecek çok az kanalı olduğunda hemen hemen her türlü güçlü duygu enerjinin boşalmasına yol açar, bunlardan biri kontrol edilemeyen ani nöbetler gibi olan kahkahalardır. Bu şekilde Jim Holt, Marquis De Sade’den ilham alarak bize şunu hatırlatıyor: “Cinsel ilişkinin amacı partnerinizin istem dışı sesler çıkartmasını sağlamaktır, ki bu da mizahın amacıyla tam olarak aynıdır’’ (Holt 2008, 66). Ayrıca gülme yoluyla ağrı ve stresi azaltmaya yardımcı olan bazı kimyasalları da serbest bırakırız (bkz. Dunbar vd. 2012), gerçi Spencer bunu bilemezdi.
  • [6]Sigmund Freud’dan (1856-1939) konu açılmışken, Freud rahatlama hipotezini geliştirmeyi sürdürür ancak Spencer’da yeterince açık olmayan mizaha dair bir açıklama sunarak kahkahayı neyin ortaya çıkardığına dair yeni ‘psişik’ bir element ekler (Freud 1960). Seks ve bedensel işlevler gibi tabu konular hakkındaki düşüncelerimizi bastırdığımızda, alternatifinde sansürlememiz gerekecek iyi hazırlanmış bir şakayla bu zihinsel enerji ortaya çıkar. Bir rahatlama teorisyeni olmamasına rağmen bu görüş Cicero tarafından özetlenmiştir: “Terbiyeli bir dille ifade edilen ahlaksızlık, en çok güldüğümüz şeydir.’’ Holt’da (önsöz) alıntılanmıştır. Bu aynı zamanda Steven Gimbel’ın ‘akıllılık’ mizah teorisine güzel bir giriştir (Gimbel 2017). Kısaca ona göre; tüm mizah kasıtlı, göze çarpan, eğlenceli bir akıllılıktır.
  • [7]Freud 1928, Not 1, bu size komik gelebilir ancak sesli bir şekilde kahkaha atamayabilirsiniz (o an yorgun olabilirsiniz veya sadece gülümsemeye meyilli olabilirsiniz), bu durum birinciye sahip olmak için ikincinin gerekli olmadığını gösterir. Ayrıca sinirden, güldürücü gazdan veya beyin cerrahlarının beyninizin bir bölümünü uyararak sizi kahkaha atmaya zorlaması yüzünden de gülebilirsiniz ve bu örneklerin hiçbirinin mizahla alakası yoktur. Dolayısıyla gülmek de mizah için yeterli değildir.
  • [8]Huemer’dan alıntılanmıştır. Gerçekten de Wright’tan gelen hemen hemen her sakin ve aşırı kuru şaka, rahatlama teorisine bir karşı-örnek teşkil edebilir. Rahatlama teorisi hakkında daha fazla bilgi için bkz. Morreall 1983, 20–37; Roberts 2019, 91–93, ve Freud 1960. Roberts (2019, 92) and Hurley vd. (2011, 44), “psişik’’ veya “zihinsel’’ enerjinin modası geçmiş kavramlar olduğuna dair endişeye dikkat çekiyor. Ancak “gerilim’’ veya “uyarılma’’ kavramları mizaha verilen bazı tepkileri açıklamada yardımcı olabilir, Wright örneğinin de gösterdiği gibi bunlar tüm durumlarda gerekli değildir.
  • [9]Monty Pyhton’daki neredeyse her şeye bakınız.
  • [10]Beklentilerimiz tehditkar olmayan bir şekilde ihlal edildiğinde genellikle güleriz. Arthur Schopenhauer’a göre, mizah için gerekli olan şey bu alakasızlığın tanınmasıdır: “Eğlence, mükemmel derecede makul olan bir evreni diğerlerinden ayırt etme girişiminde ‘bu katı, yorulmaz ve baş belası terbiyecimizi; yani akıl yetimizi, bir kez de olsa yetersiz görmenin bizim için keyifli olması’ durumunun açığa çıkmasıdır.’’ (Schopenhauer 1887, 279-80). Bilişsel, dilbilimsel veya mantıksal hataları yakalamanın ödülü olarak görülen gülme hakkında daha fazla bilgi için bkz. Hurley vd. (2011).
  • [11]Bu hikayenin bir özeti için Morreall 1983, 1–59; Hurley et al. 2011, 37–56; Buckley 2005, 3–48’e bkz, ve uyumsuzluk teorisinin üstünlük, rahatlama gibi rakip teorilere karşı savunmalarını görmek için Oring 2003, 1–12; Marmysz 2003, 123–54’e bkz. Uyuşmazlığı tanımlamak/açıklamak için sıklıkla eşanlamlı kullanılan diğer terimlerden bazıları: gülünçlük, beklenmeme, çelişik olma, paradoks, absürdlük, uygunsuz veya tutarsız olma, mantık safsatası içerme, ahenksizlik, belirsizlik, birbirine uymayan parçalara sahip olmak vb. Bu çok fazla! Göreceğimiz üzere belki de aşırı fazla.
  • [12]Marmysz 2003, 136. Şöyle ekler: “Bir şakaya güldüğümüzde bunu beklenmedik bir sonucun, dünyanın nasıl bir yer olduğuna dair en genel varsayımlarımızla çelişmeden hikayeyi mantıklı bir şekilde tamamlayabildiğini fark ettiğimiz için yaparız’’ (Marmysz 2003, 137). Ancak mizahtaki tüm uyumsuzluklar da neyin gerçek olduğuna dair algımızla uyuşmayabilir: “Ocakta iki kek varmış. Birinci kek ‘Vay, burası sauna gibi.’ demiş. İkinci kek ise ‘Aman tanrım, konuşan bir kek!’ demiş.
  • [13]Bu yaklaşımın bir versiyonu Immanuel Kant’a aittir: “Bizde canlı ve sarsıcı bir kahkaha uyandıracak her şey (anlayışın kendi iyiliği için sevemeyeceği) saçma bir şey içermelidir. Gülme, gergin bir beklentinin hiçliğe dönüşmesi durumunda ortaya çıkan bir duygudur.’’ Kant, 1987, Part I, Bölüm 1, Kısım 54. Schopenhauer (1887)’a göre aklımız bir şakadaki şaşırtıcı ve can alıcı nokta ile sarsılır ancak şakalarda genelde aldatma olmasına rağmen, normalde bir yalana öfkeleneceğimiz gibi öfkelenmeyiz; hatta bunun yerine özellikle eğer uyumsuzluğa bir çözüm bulunabiliyorsa, Kant’ın hipotezinde açıkça yakalanamayan bir nokta varsa, şaka bizi ‘memnun eder’. Ancak Kant, espirili bir tavır olan nüktedanlığı, rahatsızlıktan çok uyumsuzluktan zevk almayı besleyen bir “düşünce oyunu’’ ile ilişkilendirir. Bu kavram, mizahı felsefi düşünce deneyi ile ilişkilendirmek için genişletilmiştir; bkz. Gooding (1998, 396), Morreall (2009), ve Veale (2015). Düşünce deneyi, Almanca düşünce oyunu olan Gedankenspiel olarak çevrilebilir. Buradan akıl ve duygu arasındaki kesişimleri mizah analizleri yoluyla incelemenin birçok yolu vardır ve bu da burayı verimli bir çalışma alanı haline getirir. Mizahtan zevk alma kapasitemizin, hayvanların tehditkar olmayan ve öğretici durumlarda dövüşmesi gibi ‘oynama’ eğilimimizden kaynaklandığı gibi bir noktadan evrimsel bir bakış açısıyla oyun mizah teorisine bağlantılar kurulabilir (mizahın evrimine dair bir hata tespit modeli sunan Boyd 2004, 6-13 ve Hurley vd. 2011’e bkz.). Buna bağlı olarak, Steven Gimbel’ın (2017) fikirlerin oyununda akıllılık derecesinin mizahın gerekli unsuru olduğu ve rahatlama, üstünlük veya uyumsuzluk gibi konseptler olsa da akıllılığın mevcut olması gerektiğini söyleyen Akıllılık teorisi vardır.
  • [14]Morreall 1983, 38. Ancak ‘‘ciddi olmayan’’ saf anlamsız demek değildir. Birisi oyunda çok ciddi olabilir, profesyonel müzisyenler veya sporcular gibi; bir diğeri ise ciddi fikirlerde oyuncu olabilir, filozoflar ve bazı yıkıcı mizahçılar gibi (bkz. Kramer 2020). John Morreal, mizah felsefesinin başlı başına önemli bir alan haline gelmesinden büyük ölçüde sorumludur. Uyumsuzluk teorisi hakkında onun görüşleri: “1. Bilişsel bir değişim – algılarımızda veya düşüncelerimizde hızlı bir değişim yaşarız. 2. Ciddi bir moddan ziyade oyun modundayız, kavramsal ve pratik kaygılardan kurtulmuş durumdayız. 3. Bilişsel değişime şok, kafa karışıklığı, şaşkınlık, korku, öfke veya diğer olumsuz duygularla yanıt vermek yerine ondan zevk alırız. 4. Bilişsel değişimden aldığımız zevk, başkalarına da rahatlayıp eğlenebileceklerini gösteren kahkahayla ifade edilir’’ (Morreall 2009, 50).
  • [15]İyi huylu ihlal teorisi için bkz. McGraw ve Warner (2014). Bir kurala (genellikle sosyal/kültürel) kimsenin zarar görmediği veya gücenmediği (bulunması zor bir çizgi) şekilde uyulmazsa ihlalin ‘iyi huylu’ olduğu söylenir ve biz de güleriz. İhlal hiç yoksa veya çok fazla varsa, eğlence de daha azdır veya hiç yoktur. Bu, kural ihlallerinin derecesini ayarlayarak bir laboratuvar ortamında mizah koşullarını test etme girişimidir. Bu hiç kolay bir iş değildir çünkü çalışmaya her yeni bir konu eklediğinizde herhangi bir bulguyu tekrarlamak zorlaşır ve aynı konu aynı fıkraların farklı anlatımları için kullanılamaz.
  • [16]Uyumsuzluk teorilerinin daha fazla sınırlaması için bkz. Latta (1999), Hurley vd. (2011) ve Gimbel (2017).
  • [17]Görünenin aksine, bu herhangi bir teori için mutlaka olumlu bir şey değildir. En azından, teorinin hangi koşullar altında başarısız olacağını gösteren olası mekanizmalar olmadığı için bilimsel olmaktan çıkıyor; “uyumsuzluk’’un anlamı, herhangi bir zorluğun üstesinden gelmek için geçici bir tarzda ustaca yeniden yorumlanır (bu noktayla ilgili bir tartışma için bkz. Gimbel 2017, 33–35). Bu, Freud’un Oedipal Kompleksi tarzı bir şeyi anlamaya çalışmak gibi olurdu; buna göre tüm genç erkekler, babalarını öldürmek ve anneleriyle sevişmek istedikleri bir aşamadan geçerler. Ne zaman bu tür duyguları şiddetle reddeden bir çocuk akla gelse, bu varsayılan karşı kanıt basitçe teoriyi desteklemek için yeniden tasarlanır: “Ödipal kompleksi olan bir genç tam olarak böyle derdi!’’
  • [18]Felsefeyle daha geniş bağlantısına rağmen, bu konuya ayrılmış bir ilk dergi 2020 yılına kadar ortaya çıkmadı. Mizah Yıllığı Felsefesi (Amir n.d.).

Referanslar


İlgili Diğer Yazılar


The Philosophy of Humor: What Makes Something Funny?

Chris A. Kramer – “Philosophy of Humor: What Makes Something Funny?”, (Erişim Tarihi: 21.01.2025)

Çevirmen: Yağız Kaygı

Çeviri Editörü: Ufuk Yazlık

Koç Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğrencisi. Başta psikoloji ve felsefe olmak üzere insan bilimlerine ilgilidir. Daha çok ilgilendiği felsefe alanları zihin felsefesi ve epistemolojidir. Bunlar haricinde öncelikle sinema olmak üzere sanat ve fantastik rol yapma oyunları ilgi alanlarından bazılarıdır.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Önceki Gönderi

Marx’ın Başyapıtının Kalıcı Etkisi – Wendy Brown

Sonraki Gönderi

Ahlaki Görecelik, Anti-Rölativizm Ve Demokratik Sosyalizm – Nick French

En Güncel Haberler Analitik Felsefe:Tümü