Hayatın Anlamı: Yaşamınıza Anlam Katan Şey Nedir? – Matthew Pianalto

//
3200 Okunma
Okunma süresi: 13 Dakika

Diyelim ki ev işlerinizden ve iş yerinizdeki uğraşlardan çok sıkıldınız; artık bunları bir kenara bırakmaya karar verdiniz. Şimdilerde günlerinizi bir kumsalda uzanarak geçiriyorsunuz.

Günün birinde dostunuz Alex sizi kumsalda uzanırken yakalıyor ve var olan yeni yaşam tarzınıza dair sorular sormaya başlıyor: “Hayatını boş yere çarçur ediyorsun!” şeklinde cümleler kuruyor. Alex’e zaten daha önce epey mutsuz olduğunuzu fakat şimdi geçmişe kıyasla çok daha mutlu olduğunuzu söyleyerek yanıt veriyorsunuz.

Fakat Alex ikna olmamış olacak ki şöyle söylüyor: “Hayatı mutlu olmaya indirgeme; hayat, mutlu olmaktan çok daha fazlasıdır. Şu an böyle yaşayarak hayatına anlam katan hiçbir şey yapmıyorsun!”

Peki güzel, tamam; fakat anlamlı bir hayat tam olarak nedir?

Yazımızda, bu soruya verilmiş bazı güçlü yanıtları inleyeceğiz.

Edouard Manet — On the Beach (1873)

1. Kozmik Kötümserliğe Karşı Yerel-Gündelik Anlam

Kötümserler, hayatın nihai veya kozmik-evrensel bir anlam taşımadığını, bundan dolayı da kumsalda takılan bir serserinin mevcut yaşamının Beethoven, Martin Luther King, Jr. ya da Marie Curie’nin yaşamından daha fazla ya da daha az anlamlı olmadığını iddia edebilirler [2].

Bununla birlikte bazı filozoflar yaşamın nihai ve kozmik bir anlamı olmasa dahi, yine de anlamı olabileceğini düşünmektedir. Yaşamlarımız, kozmik anlatıda özel bir rol oynamamızı gerektirmeyen yollarla, yani gündelik ve yerel yollarla da anlam kazanabilir. Buna yerel-gündelik anlam diyelim. [3] O halde şunu sorabiliriz: Hayatlarımıza bu türden bir anlamı ne verebilir?

2. Öznelcilik (Subjektivizm)

Öznelciler, bir kişinin yaşamının, o kişinin kendisi için tam anlamıyla doyurucu, cazip ve derinlemesine tatmin edici olması haline anlamlı olacağını savunur. [4] Ve öyle görülüyor ki birçok insan şeyleri anlamlı bulur. Kimi insanlar çetrefilli bir kariyeri cazip ve tatmin edici bulabilirken bu sizin için hiç de tatmin edici olmayabilir, hatta epey sıkıcı bile gelebilir: belki de siz bir kumsalda yaşama devam etmeyi çok daha tatmin edici ve doyurucu buluyorsunuzdur.

Kimi Öznelciler, kişinin tatmin edici ve doyurucu bir yaşama sahip olduğu kanaati ile gerçekten böyle bir yaşama sahip olması arasında ayrıma gider. Tatmin olmuş (gibi) hissetmek iyi bir şey fakat gerçekten tatmin olup olmadığınız konusunda yanılmış olmak da mümkündür. Kim bilir, belki de sahilde uzandığınızda kendinizi hoş ve iyi hissetmek ile tatmin olmuş olmayı birbirine karıştırıyor olabilirsiniz. [5] Şayet bir şiir kaleme almak, gönüllülük esaslı bir işe koyulmak veya bir iş yeri kurmak gibi başka türden şeylerle ilgilenmeyi deneseydiniz belki de bunlar sizin için daha tatmin edici ve dolayısıyla daha anlamlı olabilirdi [6].

Tüm bunlarla birlikte Öznelciliğin mantıksız sonuçları da vardır. Birinin tüm gününü sahilde etrafı seyrederek geçirdiğini ve bunu da tatmin edici bulduğunu düşünelim; fakat bu anlamlı bir şey olarak görülemeyecek kadar tuhaf, maksatsız ve boş iş gibi görünebilir. Bir de şöyle düşünelim: Ya birisi bebeklere veya yavru köpeklere işkence etmek gibi ahlaken canice olan eylemleri anlamlı bulursa? Bu türden korkunç ve kötü şeyler kimsenin yaşamına olumlu bir anlam katmıyor gibi duruyor. [7]

Bir insanın kumsalda uzanıp etrafı seyrederek veya yavru köpeklere işkence ederek gerçekten tatmin olabilmesi için pek normal bir insan olmaması lazım. Bu türden garip yaşamlara anlamlı denilebilir mi? Öznelcilerin buna yanıtı evet olabilir; fakat birçok kişi buna karşı çıkarak Öznelciliğin yanlış olduğunu savunabilir.

3. Nesnel Anlam (Objektif Anlam)

Nesnelci yaklaşımlar, anlamlı yaşamların karakterimizi geliştirmek, yaratıcılığımızı tetiklemek ve kullanmak ve hakikat, adalet ve güzelliğin peşinde koşup bunları teşvik ederek dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek gibi olumlu değere sahip amaçları ve projeleri içerdiğini savunur [8].

Kumsalda takılan bir serseri olmak, dünyayı daha kötü bir yer haline getirmez fakat dünyaya olumlu bir şey de katmaz. Unutmayın ki arkadaşınız Alex tüm potansiyelinizi boşa harcadığınızı ve bundan ötürü de hayatınızda (ve hayatınızla) anlamlı bir şey yapamadığınızı düşünüyor.

Fakat şöyle de bir şey var: Kumsalda takılan bir serseri olma kararınız, işkolikliği ve aşırı derecede rekabetçi olmayı içeren bir “güçlü olan zayıfı ezer” toplumuna karşı isyan bayrağı çekmenin bir yolu olabilir. Belki de insan ruhunu emen, yüzeysel toplumsal normları protesto etmek adına doğal güzelliğin estetik tezahürüne dayalı farkındalık dolu bir yaşam geliştirmeyi seçiyorsunuz. Bu şekilde kavranıldığında yaşamınız nesnel değerlerle uyumlu, sağlam ve maksatlı (önemli veya anlamlı) görünmektedir.

Tüm bunlarla birlikte Nesnelci anlam açıklamaları, niçin bazı eylemlerin (veya projelerin) nesnel olarak diğerlerinden daha anlamlı olduğunu açıklamalı.

Burada kendini gösteren zorluk, bir bakış açısından anlamsız veya değersiz görünen şeylerin bir başka bakış açısından anlamlı ve değerli görünebilmesidir. Kimileri için Everest Dağı’na tırmanmak takdire şayan bir fiziksel ve zihinsel sabır veya dayanıklılık egzersizi ve ilham verici bir başarı olarak görülebilir. Fakat başkaları için ise devasa kayalara tırmanarak ölüm riskini göze almak ve daha anlamlı/değerli amaçlara harcanabilecek enerji ve kaynakları israf etmek aptalcadır.

Belki de böyle düşünen insanlar at gözlüğü takmış dar bakışlı kişilerdir. Kumsalda takılan bir serseri olmanın, dağa tırmanın biri olmanın veya başka bir şey yapan biri olmanın anlamlılığı, sadece girişilen veya içinde bulunulan faaliyetin ne içerdiğine ve olduğuna değil; mevcut motivasyonlarımıza ve seçeneklerimize/alternatiflerimize de bağlı olabilir. [9]

4. Hibrit Yaklaşım

Hayatın anlamına yönelik hibrit yaklaşım, Öznelcili ve Nesnelci yaklaşımlardan kaynaklanan sezgileri birleştirir: Anlamlı bir yaşam tatmin edicidir ve bu tatmini nesnel açıdan değerli projelere dayanarak sunar. [10]

Hibrit yaklaşım, Nesnelci yaklaşımlardan farklıdır çünkü anlamlı bir hayatın aynı zamanda onu yaşayan-deneyimleyen kişi için de tatmin edici olması gerektiğini savunur. İnsanların kendilerine has karakterleri ve becerileri göz önüne alındığında; hakikat, adalet ve güzellik gibi değerler ile ilişki kurabileceğimiz pek çok tatmin edici yol ve dolayısıyla bu türden pek çok proje olduğunu söyleyebiliriz.

Diğer yandan öznel açıdan tatmin edici bir yaşamın değersiz veya önemsiz görünmesinde olduğu gibi, belki de anlamlı bir yaşam da bize her zaman tatmin edici gelmeyebilir [11].

Bir klasik haline gelmiş olan It’s a Wonderful Life [12] adlı filmdeki George Bailey karakterini düşünün. George mevcut yaşamının bomboş geçtiğini düşünmekte ve hiç doğmamış olmayı dilemektedir. Neyse ki koruyucu meleği Clarence, George’u intihar girişiminden kurtarır; George’un hayatındaki seçimlerinin ne kadar anlamlı olduğunu fark etmesine yardımcı olur. Hibrit yaklaşım, George’un hayatının artık anlamlı hale geldiğini çünkü nihayetinde yaptığı tüm güzel ve iyi şeyler aracılığıyla tatmin olduğunu; fakat Nesnelci yaklaşımlar George’un hayatının o farkında olmasa da başından beri zaten anlamlı olduğunu savunur! [13]

Şimdi en başa, yani kumsal senaryomuza dönelim: (bazen sinir bozucu olsa da) sahil yaşamı için anlamlı bir yaşamı terk etmiş mi oldunuz?

5. Sonuç

Holokost’tan kurtulmuş olan psikiyatrist Viktor Frankl, anlam arayışının insanın temel (iç)güdüsü olduğunu savunmuştu. [14] O, hayatın bir anlamı olduğu duygusunun, bazen yüzleşmek zorunda kaldığımız dertlere ve adaletsizliklere rağmen insanlara dayanma ve hatta başarma gücü verdiğini ileri sürmüştü [15].

Hayatın anlamına yönel ik sorular genellikle, yaşamamızda bir şeylerin eksik olduğundan şüphelendiğimizde kendini gösterir. Aralarındaki farklılıklara rağmen demin sözünü ettiğimiz yaklaşımlar, anlamlı olabilecek pek çok şey yapabileceğimiz -ya da deneyebileceğimiz- konusunda uzlaşı içindeler gibi görünmektedir. Belki de bu konuyu arkadaşınız Alex ile konuşmak iyi bir başlangıç noktası olabilir. [16] Niçin mi? Çünkü iyi ve sağlam ilişkiler, genellikle önemli anlam kaynakları arasında görülür; belki de anlam dediğimiz şey çoğunlukla beraberce elde edilir veya keşfedilir.


Dipnotlar

  • [1] Emily Esfahani Smith (2017), yaşamın anlamına dair yaptığı psikolojik araştırmasında mutluluk ile yaşamın anlamı arasındaki bu ayrıma başvurmuştur. Bununla birlikte, “There’s More to Life Than Being Happy” adlı TED konuşmasına da bakabilirsiniz.
  • [2] Kötümser yaklaşımın savunusu için Benatar (2017) ve Weinberg’e (2021) bakabilirsiniz. En azından (Craig 2013) gibi bir teist, hayatın ilahi bir anlamı veya amacı mevcut değilse, gerçekleştirdiğimiz veya parçası-kendisi olduğumuz hiçbir şeyin asli ve kalıcı bir önemi olmadığı ve tüm yaşamların hepsinin de eşit derecede saçma olduğu konusunda Kötümserler ile hemfikirdir.
  • [3] Hayatın anlamına veya hayatta anlama dair teoriler geliştirmiş bir çok filozof, yaşamın bir bütün olarak ilahi bir anlamı ya da amacı olduğu fikrine karşı ya agnostik ya da şüpheci bir tavır takınmıştır (bkz. Wolf (2010). Elbette ki, kişi eğer bir bütün olarak yaşamın ilahi bir anlamı veya amacı olduğunu düşünüyorsa, o halde mevcut yaşamının anlamlı olması demek onun için varoluşun doğaüstü yönüne de uygun yaşamayı içerebilir. Hayatın anlamına dair kimi yaklaşımlar ve görüşler, hayatın anlamına ilişkin dini fikirler ile uyumludur; hangi anlam yaklaşımının kişinin kendi dini inançları ile örtüşüp örtüşmeyeceğini tespit etmeyi bizzat okuyucuya bırakıyorum.
  • [4] Bu görüş Taylor’ın (2000) son bölümünde geliştirilmiştir.
  • [5] John Stuart Mill de “Utilitarianism-Bölüm 2″de iyi hissetmek/mutlu olmak ile tatmin olmanın birbirine karıştırılmamasına yönelik benzer bir uyarıda bulunmaktadır.
  • [6] Bu husus, hayatın anlamına veya hayattaki anlama dair daha sofistike Öznelci açıklamalardan yola çıkılarak geliştirilmiştir. Bkz. örneğin Calhoun (2015) ve Parmer (2021).
  • [7] Olumsuz ve yıkıcı anlam ve nitelikteki eylemler, projeler ve yaşamlar anlamına gelen “Anlam-karşıtı” temalı tartışmalar için Campbell ve Nyholm’e (2015) veya Landau’daki (2022) başlıklara bakabilirsiniz.
  • [8] Bu türden birkaç farklı yaklaşıma dair tartışmalar için için Metz’e (2013) bakınız; Metz metnin son bölümde kendi versiyonunu savunmaktadır. Yaratıcılık konusunda ise Taylor (1987) ve Matheson’a (2018) bakabilirsiniz.
  • [9] Kumsaldaki takılan serseri örneği gibi örnekler bu yazı da dahil olmak üzere genelde pek iyi tanımlanmamıştır! Bu türden örneklere başvurmak ve farklı türden unsur ve durumlardaki değişikliklerin yaşamın veya eylemlerin anlamlılığına yönelik değerlendirmemizi nasıl değiştirebileceğini görmek adına niyetlerin, güdülerin, koşulların ve benzeri şeylerin varyasyonlarını dikkate almak iyi olacaktır. Yaşamlar, her zaman olmasa da genellikle bu türden kısa örneklerden çok daha komplikedir. Hayatın anlamına ilişkin anlatı (narrative) teorilerini destekleyen filozoflar, spesifik eylemlere ve rollere odaklanmanın, anlamlı bir hayatın aynı zamanda anlamlı bir anlatı/hikaye olarak bütünsel bir anlama denk düşmeyi ıskaladığını iddia edeceklerdir. Örneğin Kauppinen’e (2012) bakınız.
  • [10] Buradaki “proje” terimi yalnızca resim yapmak gibi bitirilebilir veya tamamlanabilir faaliyetleri değil, aynı zamanda arkadaşlarla ve aileyle güçlü, sağlam ilişkiler sürdürmek gibi açık uçlu faaliyetleri de kapsamaktadır. Bu yaklaşım, Susan Wolf tarafından “Meaning in Life and Why It Matters” kitabında ve Wolf (2014) kitabında toplanan üç makalede geliştirilmiştir: Özellikle Bölüm II’de yer alan şu makalelere bakınız: “The Meanings of Lives,” “Happiness and Meaning: Two Aspects of the Good Life” ve “Happiness and Morality”. Söz konusu “Meaning in Life and Why It Matters” kitabının metnine Tanner Lectures web sitesi üzerinden erişebilirsiniz. Wolf’un savunduğu pozisyona dair muhteşem yorumlar ve Wolf’un verdiği yanıta ulaşmak için matbu yayına bakınız. Benzer bir görüş Peter Singer tarafından How Are We to Live? (1993), Bölüm 10. Benzer bir görüş Peter Singer tarafından “How Are We to Live?” (1993), Bölüm 10’da geliştirilmiştir.
  • [11] Bu konudaki bir diğer potansiyel problem ise Hibrit yaklaşımın Nesnelci yaşamın anlamı ile Öznelci tatmin yaklaşımlarının cazip yönlerini benimsemeyi amaçlarken her iki görüşün yüzleştiği olası problemleri de miras almasıdır. Dahası da var, şayet Öznelci ve Nesnelci yaklaşımlar birbiriyle çelişiyorsa, Hibrit yaklaşımın tutarsız olduğu söylenebilir.
  • [12] Bu husus, George Bailey örneğine başvurularak Smuts’ta (2013) geliştirilmiştir.
  • [13] (Başarılı bir kariyere sahip olmak veya varlıklı olmak ve mutlu bir ailede olmak gibi) dışarıdan bakınca epey anlamlı görünen fakat içten içe mutsuzluk, varoluşsal kaygı ve ahlaki suçluluk duygusuyla debelenen bir yaşam üzerine benzer bir çalışmaya söz atmak için için; Leo Tolstoy’un İtiraflarım (2005) kitabına bakın. Tolstoy’un anlam bunalımı; ölüm korkusu ile hayatın anlamsız olduğu hissiyatını anlattığı sürükleyici üslubundan ve problemin çözümünün dini inançta bulunabileceğine dair iddiasından ötürü hayatın anlamına dair literatürde sıklıkla tartışılmaktadır.
  • [14] Frankl (2006).
  • [15] Elbetteki bu, başkalarına eziyet eden veya başkalarını korkunç durumlara düşürenlerin eylemlerini gerekçelendirmek anlamına gelmez. Frankl’a göre asıl mesele gerekçelendirmeden ziyade motivasyonla ilgilidir. Örneğin zalimlere karşı koymak ve isyan etmek, ezilenler için son derece anlamlı bir proje olabilir. Ayrıca bkz. Camus (2018).
  • [16] İnsan ilişkileri ile birlikte ve yaşamdaki diğer anlam kaynakları hakkında bkz: Smith (2017). Daha fazla okuma önerisi olarak; Landau (2017), Landau (2022) ve Singer (2009). Anlama dair gündelik ve olağan (yaygın) “halk” sezgilerinin hayatın anlamı veya hayattaki anlam ile ilgili farklı türden felsefi teorilerle nasıl bir ilişkisi olduğuna dair tartışmalara daha yakından bakmak için: Fuhrer ve Cova (2022).

Referanslar

İlgili Yazılar

Not 1: Hayatın Anlamı: Çağdaş Analitik Felsefe Yaklaşımları – Joshua Seachris (Internet Encyclopedia of Philosophy)

Not 2: Hayatın Anlamı’na dair diğer içeriklerimiz


Matthew Pianalto – “Meaning in Life: What Makes Our Lives Meaningful?”, (Erişim Tarihi: 02.12.2022)

Çevirmen: Taner Beyter

2 Yorum

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

Önceki Gönderi

Galatasaray Üniversitesi BDT Ekibine Konuk Olduk: Tanrı İnancının Rasyonelliği – Musa Yanık

Sonraki Gönderi

Mantıksal Pozitivizmin Mantıksızlığı – Michael Huemer

En Güncel Haberler Analitik Felsefe:Tümü