Zayıf Pasifizm ve Çift Etki Doktrini – Alexander Pruss

/
1106 Okunma
Okunma süresi: 3 Dakika

Masum insanlara nişan alan ve eğer durdurulmazsa bir düzine masumu öldürecek olan bir keskin nişancı gördüğümü varsayın. Keskin nişancının yanında, etrafında duran üç düşman daha var. Dürbünlü bir tüfek ve roket güdümlü bir el bombası olmak üzere iki silahım var ve keskin nişancıyı şu iki yoldan birisiyle durdurabilirim:

  • (a) kafasından vururum ya da
  • (b) roket güdümlü el bombasını ateşlerim.

Aşağıdaki şu görüşleri kabul ettiğimi varsayalım:

  1. Zayıf (narrow) pasifizm: Kasti olarak birisini öldürmek her zaman yanlıştır.
  2. Çift etki doktrini* doğrudur.
  3. Niyetin açıklığı: Keskin nişancıyı kafasından vurmak kasıtlı bir cinayet olur.

Öyleyse, keskin nişancıyı durdurmak için tüfeği kullanmama izin yoktur. Ancak, burada oluşan sonuç bir paradokstur: Güçlü bir Çift Etki Doktrini, roket güdümlü bir el bombasını kullanmama izin verebilir. Bu silahı ateşlerken, zayıf bir pasifist için bile meşru bir hedef olan, keskin nişancının tüfeğini imha etme niyetinde olabilirim. (Nişan almada iyi olmadığımdan ya da düşmanın silahı bir kum torbasıyla korunduğundan, keskin nişancının tüfeğini tüfeğimle vuramayacağımı varsayıyorum.)

İşte, çift etki doktrinini kabul eden bir zayıf pasifist için tuhaf bir ikilem. Zayıf pasifist, niyetin açıklığını ya kabul eder ya da reddeder.

Yukarıdaki argüman şeklindeki niyetin açıklığının kabulü, bazı vakalarda önemli ölçüde daha fazla şiddete yol açar: roket güdümlü el bombası sadece keskin nişancıyı değil, ama aynı zamanda yoldaşlarını da öldürür. Bu, sadece keskin nişancıları ve roket güdümlü el bombasını içeren ‘’küçük’’ durumlarda ortaya çıkan bir sorun değildir. Zayıf pasifizm ve çift etki doktrinin kabulü, düşman askerlerinin işgal ettiği bölgeye alışagelmiş bir şekilde askerlerle saldırmak yerine, taktiksel bir nükleer bomba atmak gibi – tabii ki sadece silahlarını yok etmek için – ahlaki olmayan bir tercihin onayına da yol açar.

Diğer bir yandan niyetin açıklığının reddi ise, zayıf pasifistin aslında hiç de pasifist olması gerekmediği anlamına gelir. Açıklığın reddi, düşmanı öldürmek yerine durdurmayı amaçladıkları sürece, askerin düşmanı ölümcül bir şekilde vurmasına izin verebilir. Niyetin açıklığını reddeden bir zayıf pasifist, gerçekten de çok zayıf bir pasifisttir.

İtiraz: Niyetin açıklığını kabul eden birisi, roket güdümlü el bombasını ateşlemenin kasıtlı bir cinayet olacağını da düşünecektir zaten.

Cevap: Roket güdümlü el bombasını ateşlemenin kasıtlı bir cinayet olacağını düşünmek, çift etkinin arkasındaki ana fikirleri reddetmekmiş gibi görünüyor bana. Çift etkinin amacı, eylemin gerçek hedefini, eylemle gelen yan etkilerden ayırmaktır. Keskin nişancının tüfeğini, kişinin silahı ateşlemesindeki hedef olarak görmek son derece makul görünüyor. Keskin nişancının direkt kafasına nişan alma gibi bir durum söz konusu olmadığı sürece, keskin nişancıya herhangi bir zarar verme, hatta keskin nişancının vücuduna fiziksel bir zarar verme gibi bile bir niyet yoktur. Keskin nişancının kullandığı silahı imha etme gibi basit bir niyet vardır. Ne yazık ki, bu silahı imha edecek patlama ayrıca keskin nişancıyı da öldürecek.


Çevirmen Notu

* Çift Etki doktrini, ahlaki yargılarda dikkate alınan bir paradigmadır. Eğer eylemin verdiği zarar, eylemi yapmamızın doğrudan hedefi değilse ve adeta bir yan etki olarak ortaya çıkıyorsa, kabul edilebilir. Örneğin, iyi bir sona ulaşmanın yan etkisi olarak birinin acı çekmesi gerekiyorsa, çift etki doktrinine göre bu kabul edilebilir.

Alexander Pruss- “Double Effect and (narrow) pacifism”, (Erişim Tarihi: 19.11.2020), Erişim Kaynağı: http://alexanderpruss.blogspot.com/2020/01/double-effect-and-narrow-pacifism.html

 Çevirmen: Alparslan Bayrak

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

Önceki Gönderi

Anlık Nedenselliğin Mümkünlülüğüne Karşı Bir Argüman – Alexander Pruss

Sonraki Gönderi

Eliminativist İlişkisel Düalizm – Alexander Pruss

En Güncel Haberler Analitik Felsefe:Tümü