Pisagorculuk (Felsefe Sözlüğü)

///
1663 Okunma
Okunma süresi: 2 Dakika

Pisagorculuk, Pisagor ve takipçilerinin metafizik inançlarına dayanan, Sokrates öncesi bir Yunan felsefe okuludur. Görüşleri ve yöntemleri, Platonizm, Yeni Platonculuk ve Kinizm de dahil olmak üzere birçok sonraki hareket üzerinde etkili oldu.

İlk Pisagorcular (ilk topluluk yaklaşık MÖ 530’da kuruldu) Güney İtalya’daki Croton’da Yunan Ahaya kolonisinde tanıştılar, ancak şiddetli bir yerel çatışmaya yakalandıktan sonra hareket dağıldı ve geride kalanlar Yunan anakarasına geri döndüler ve Thebai ve Phlius çevresine yerleştiler.

Pisagor’un bizzat kendisi hiçbir şey yazmadı; bu sebeple takipçileri ve yorumcuları olan Parmenides, Empedokles, Filolaos (yaklaşık 480 – 385 B.C.) ve Platon’un ikinci el kaynaklarına güvenmek zorundayız, ancak bu kaynaklar genellikle kabataslak şeklinde ve bazen çelişkilidir.

Pisagor düşüncesi matematiğin hâkimiyetindeydi, ama aynı zamanda derinlemesine mistikti. Pisagor (öğretmeni Siros’lu Ferekidis ile birlikte), metempsikoza (ruhun göçüne ve ölümden sonra reenkarnasyonuna) inanan ilk Batılı filozoflardan biriydi. Ayrıca şeylerin nihai özünün “apeiron” (çeşitli şekillerde “sınırsız” veya “tanımlanmamış sonsuz” olarak tanımlandığı) olduğu görüşü gibi, bir öğretmeninin (Anaksimandros) görüşlerinin de takipçisi oldu. Pisagor apeiron’un boşluğu dışarıdan soluduğuna, evreni “boşluk” ile ayrılmış birbiriyle bağlantılı birçok parçaya bölen boş baloncuklarla doldurduğuna, apeiron ve peiron oyununun doğal bir uyum içinde gerçekleştiğine inanıyordu. Bir şekilde tüm bu teorilerin altında yatan, sayıların ve matematiğin, şeylerin gerçek doğasını oluşturduğu varsayımıdır.

Pisagorcular antik çağda vejetaryenlikleri ile tanınıyorlardı ve bunu dini, ahlaki ve münzevi nedenlerle uyguluyorlardı. Erkeklerden farklı olduğu kabul edilen, ancak daha aşağı olması gerekmeyen kadınlara, pratik ev içi becerileri de öğrenmeleri gerekmesine rağmen, Pisagorcu olarak çalışmak için eşit fırsat verdiler.

Pisagorculuk bir noktada iki ayrı düşünce okuluna dönüştü:

  • Pisagor’un öğretilerinin daha dini ve ritüel yönlerine odaklanan “akousmatikoi” (veya “dinleyiciler”)
  • Pisagor’un başladığı, daha matematiksel ve bilimsel çalışmaları genişleten ve geliştiren “mathematikoi” (veya “öğrenenler”).

Akousmatikoi, mathematikoi’nin gerçekten Pisagorcu olmadığını ve “dönek” Pisagor Hippasus’un (yaklaşık MÖ 500) takipçileri olduğunu iddia etti. Öte yandan mathematikoi, akousmatikoi’nin gerçekten Pisagorcu olduğunu belirttiler, ancak Pisagor’un gerçek görüşlerini kendilerinin daha iyi temsil ettiklerini düşündüler. Mathematikoi grubu sonunda Platon ve Platonizm ile yakından ilişkili hale geldi ve Pisagorculuğun çoğu Platonizm ile örtüşüyor gibi görünüyordu. Akousmatikoiler, gezgin münzeviler oldular ve sonunda M.Ö.4. Yüzyılın Kinizm hareketine katıldılar.

Neo-Pisagorculuk, MÖ 2. Yüzyıl – MS 2. Yüzyıl dönemi, geleneksel olarak Pisagor’un takipçileriyle ilişkilendirilen çeşitli fikirlerde  yaşanan bir canlanmaydı. Önemli Neo-Pisagorcular arasında 1. Yüzyıl Tyanalı Apollonius (yaklaşık MS 40 – 120) da bulunmaktadır ve Neo-Pisagorcu toplantılar çoğunlukla Roma’da yapıldı.

Nihayetinde, Pisagorculuk Batı kültürü üzerinde dinamik bir güç oldu. Orta Çağ’ın filozofları, teologları, matematikçileri ve astronomlarının yanı sıra müzisyenleri, bestecileri, şairleri ve mimarlarını yaratıcı bir şekilde etkiledi.


Kaynak (Erişim Tarihi: 19.04.2021)

Çevirmen: İzzet C. Kalender

Bilkent Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde lisans eğitimine devam etmektedir. Felsefenin yanı sıra metal/klasik müzik, tarih ve taktik atıcılıkla ilgilenir

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

Önceki Gönderi

Alfred Ayer (Felsefe Sözlüğü)

Sonraki Gönderi

Felsefe Haritası (Felsefe Sözlüğü)

En Güncel Haberler Analitik Felsefe:Tümü