Animalizm ve Kişisel Özdeşlik: Biz Hayvan mıyız? – Kristin Seemuth Whaley

//
396 Okunma
Okunma süresi: 10 Dakika

Biz neyiz? Felsefeciler sık sık, temelde ne olduğumuzu—yani bizi biz yapan şeyi—izah eden cevaplar ararlar.

Belki, fiziksel olmayan zihinler veya ruhlarızdır. [1] Belki de anılarımız ve düşüncelerimizizdir. Ya da beyinler veya bedenler gibi fiziksel şeyler olabiliriz.

Animalizm denilen görüşe göre ise biz, insan-hayvanlarız. [2] Buradaki tartışmamızın odağı bu görüştür.

1. Animalizm

Animalizm, her birimizin bir insan-hayvan olduğu görüşüdür: Homo sapiens türüne ait biyolojik birer organizmayız. Animalistler, insan-hayvanların tipik olarak, diğer hayvanlarda olmayan zekâ seviyelerine ve rasyonelliğe sahip olduğunu kabul etmekle birlikte yine de hayvan olduğumuzu öne sürerler.

Animalizm; zaman içerisindeki özdeşliğimiz, yani birçok açıdan değişmemize rağmen geçmiş, şimdi ve gelecekte nasıl hâlâ kendimiz olduğumuz hakkında imalara sahiptir. Eğer insan-hayvanlarsak o hâlde bu hayvanlardan bağımsız olarak var olamayız, yani genelde kişisel özdeşlik olarak adlandırılan şey, bizim zaman içerisinde aynı hayvan olarak kalmamıza bağlıdır –yani biyolojik bir meseledir. [3]

2. Animalizm Psikolojik Teorilere Karşı

Animalizm, zaman içindeki özdeşliğimizin; psikolojimizle, geçmiş ve gelecek benliklerimize düşüncelerimiz aracılığıyla psikolojik olarak bağlı olmamızla, hatıralarımızla ve öz-benlik-algımızla ilgili bir mesele olduğunu söyleyen görüşlerden ayrılır [4]: örneğin, bu görüşlere göre, çocukken brokoliyi sevmediğinizi hatırlıyor ancak şimdi brokoliyi seviyorsanız yine de aynı kişisinizdir çünkü o çocuk olduğunuzu hatırlıyorsunuzdur.

Animalizmin ve psikolojik teorilerin birbirinden nasıl ayrıldığını anlamak için şunu hayal edin:

Tedavi edilemez bir hastalık tanısı aldınız. Doktorunuz beyninizi başka bir bedene nakletmek için son teknoloji bir işlem öneriyor ve bedeniniz, kalan sağlıklı organları, organ nakli bekleyen diğer hastalar için kurtarmaya yetecek kadar uzun süre canlı tutulacak. İşlemden sonra, beyninize sahip olan hasta uyanıyor ve “İnanılmaz! Yeni bir bedenim var ve hastalığımdan eser yok!” diye düşünüyor.

Siz neredesiniz: Beyninizle mi yoksa bedeninizle mi birliktesiniz? [5]

Psikolojik teorilere göre, beyninize sahip olan hasta, yani önceki benliğinize psikolojik olarak bağlı olan, siz olduğunuzu hatırlayan kişi sizsinizdir.

Animalizme göre ise bu hasta siz değilsinizdir: özdeşlik biyolojik bir meseledir, psikolojik değil. Siz, hastalığı olup da beyni olmayan hayvansınız çünkü bu biyolojik organizma, sizin önceden sürdürdüğünüz biyolojik yaşamın aynısını sürdürmektedir: Beyniniz, başka bir biyolojik yaşam sürdüren farklı bir hayvanla bir araya gelmiştir.

Animalizm, yaşam desteğine bağlı olan ve bilinçli bir aktivitede bulunma olasılığı olmayan bir insan-hayvanın bile hâlâ bizden biri olduğunu söyler. Ve ölümden sonraki yaşamla veya -olur ki teknoloji elverirse- bilincimizi sanal bir gerçekliğe yükleyerek [6] ya da beyin nakilleriyle yeni bedenler edinerek [7] bu hayvanlardan daha uzun yaşayamayız. Yani animalizm, zaman içerisindeki kimliğimiz hakkındaki bazı yaygın görüşleri reddeder.

3. Animalizm Lehine Argüman

Peki neden bazı insanlar animalizmi kabul ediyor? Animalizmin en iyi savunusu, sandalye başındaki okuyucuya yöneltilen, Düşünen Hayvan Argümanı‘dır:

  • Öncül 1: Sandalyende oturan bir insan-hayvan var.
  • Öncül 2: Sandalyende oturan insan-hayvan düşünüyor.
  • Öncül 3: Sandalyende oturan tek düşünen varlık sensin.
  • Sonuç: Dolayısıyla sandalyende oturan insan-hayvan sensin. [8]

Sandalyendeki varlık, biyolojik bir organizma, bir insan-hayvandır (şimdilik) işlevsel bir beyne sahip olan bu canlı insan organizması, düşünüyor vaziyette; [9] buradaki tek düşünen şey sensindir, sandalyende senden başka düşünen bir varlık yoktur. [10]

Başarılı olduğu takdirde argüman, o insan-hayvanın sen olduğunu gösterir. Mesele senin ve hayvanın aynı alanı kaplaması, aynı düşünceleri düşünmesi de değil. Ortada düşünen yalnızca bir tane şey var, ki bu da sen ve o hayvan arasında bir özdeşlik tesis eder. Bu nedenle sen bir insan-hayvansın. Ve durum buysa özdeşliğin, zaman içerisinde aynı insan-hayvan olarak kalmana bağlıdır.

4. Animalizme Karşı Koymak

Argümanı kabul etmemek, öncüllerden birini reddetmeyi gerektiriyor.

Öncül 1’i—sandalyende oturan bir insan-hayvanın bulunduğunu—reddetmek, savunması zor bir pozisyon. [11]

Öncül 2’yi—sandalyende oturan insan-hayvanın düşünüyor olduğunu—reddetmek, o insan-hayvanın düşünmediğini iddia etmeyi gerektirir: aslında düşünen şey o organizma değildir ama o, düşünen bir zihne veya ruha çok yakın bir biçimde bağlıdır. Ancak eğer ki insan-hayvanlar düşünmüyorlarsa yunuslar veya şempanzeler gibi diğer akıllı organizmalar da ya aslında akıllı değillerdir ya da onlar da düşünen zihinlere çok yakın bir biçimde bağlıdırlar. [12]

Düşünen hayvanlardan ziyade, düşünen zihinler isek bu, kendimiz ve fiziksel şeylerle ilişkimiz hakkındaki bazı gündelik yargılarımıza meydan okuyabilir: örneğin, aslında hiçbir zaman aynada kendinizi görmüyorsunuz (organizmayı görüyorsunuz); köpeğiniz Spot ile yolculuğa çıkarsanız, normalde orada iki şeyin olduğunu düşüneceğimiz yerde aslında dört şey olacaktır (insan-hayvan, köpek-hayvan, siz ve Spot); [13] ve Spot’la siz hiçbir zaman sarılmazsınız (yalnızca organizmalar bunu yapar).

Öncül 3’ü—sandalyende oturan tek düşünen varlığın sen olduğunu—reddetmek, tek düşünen şeyin sen olmadığını iddia etmeyi gerektirir: sen de insan-hayvan da düşünüyorsunuzdur ve düşünceleriniz birbirleriyle bire bir aynıdır. Ama sandalyende düşünen iki şey varsa hayvanın sen olmadığını bilemezsin. “Hayvan ben değilim, ben hayvan olmayan ve düşünen şeyim” diye düşünebilirsin ama hayvan da bunun tıpkısını düşünecektir. Dolayısıyla Öncül 3’ü reddetmek, bir hayvan olmadığın konusunda herhangi bir güvence vermiyor. [14]

Animalizme karşı koymanın başka bir yolu da konumu seninle aynı olan beyin hakkındaki, paralel bir Düşünen Beyin Argümanı’ndan geçer. [15] Bu argüman da benzer bir şekilde desteklenir ama sonucu animalizmle çelişir: siz bir beyinsinizdir, hayvan değil. Yani rakip bir sonuç için eşit düzeyde iyi delilimiz olabilir. Öyle ya da böyle bu argüman, düşünen bir şey olmanın ne gerektirdiği konusunda daha fazla tartışmayı garanti ediyor.

5. Sonuç

Öyleyse, biz temel olarak neyiz? Hayvanlar mı? Beyinler mi? Ruhlar mı? Zihinler mi? Yoksa bunların bir birleşimi mi?

Buna verilen her cevabın kendimize dair anlayışımızla ilgili sonuçları var ve hepsi daha fazla felsefi soruya kapı açıyor: Varlığımız ne zaman başlar ve sonlanır? Kimler bizden birisi olarak sayılır ve onlara karşı hangi ahlaki yükümlülüklere sahibiz? “Ne olduğumuzu” değerlendirirken sorgulayacak çok şey vardır.


Notlar

  • [1] Descartes (1641), her birimizin beden gibi fiziksel bir şeyden ziyade ruh veya zihin gibi maddesel olmayan bir şey olduğunu iddia eder. Descartes’ın argümanının genel bir özeti için Descartes’ Meditations 4-6‘teki Meditation 6: The Existence of Physical Things and Substance Dualism kısmına bakınız.
  • [2] Olson (1999) animalizmin önemli savunucularındandır. Animalizmin daha fazla sunuluşu ve farklı formları için Bailey (2015), Thornton (2016) ve Blatti (2019)’a bakınız.
  • [3] Biyolojik özdeşliğin—aynı biyolojik hayatı yaşamanın—bir açıklaması için Blatti (2019, §1.2)’ye bakınız; buna karşı olan bir görüş için Madden (2016)’ya bakınız. Animalizm ve zaman içerisindeki özdeşliğimiz arasındaki ilişki güncel bir tartışma konusudur: Duncan (çıkacak olan) ve Bailey, Thornton, Elswyk (çıkacak olan)’a bakınız.
  • [4] Locke (1690, II.xxvii) kişisel özdeşliğin psikolojik bir mesele olduğunu iddia eder. Kişisel özdeşliğe dair psikolojik teorilere bir giriş için Chad Vance’in Personal Identity makalesinin üçüncü kısmına bakınız.
  • [5] Başka bir seçenek de şu ki işlem başarılı olsa bile iki hasta da siz değilsinizdir. Ancak, olsa olsa ya beyninizi ya da bedeninizi takip edersiniz. Belki iki hasta da size oldukça yakın olan ama sizle özdeş olmayan bireyler olarak hayatta kalırlar. Özdeşlik yerine hayatta kalmaya dair tartışmalar için Parfit (1984)’e bakınız.
  • [6] Bunun nasıl olabileceğinin kurgusal gösterimleri için Amazon’un Upload dizisine veya Black Mirror’ın “San Junipero” bölümüne bakınız.
  • [7] Ölümden sonra yaşamın mümkünatıyla ilgili genel zorluk, yeni bir bedene sahip olduğunuzda veya fiziksel ölümden sonra bedensiz biçimde var olduğunuzda o hayvandan farklıymışsınız gibi görünmesi. Peter van Inwagen gibi bazı animalistler, Tanrı’nın insanı, organizma olarak fiziksel bir sonraki hayata gönderdiğini ve dünyadaki yerine bir ceset koyduğunu iddia ederek ölümden sonra yaşamın imkânını savunmaya çalışırlar; buna dair tartışma için Hasker ve Taliferro (2019)’a bakınız. Diğer animalistler ölümden sonraki bir yaşamın imkânını savunmak için farklı stratejiler önerirler, örneğin, bakınız: Thornton (2019).
  • [8] Bu, Olson’ın argümanının (2003) düzenlenmiş hâlidir. Animalizm lehine diğer argümanları görmek için Blatti (2012) ve Bailey (2016)’ya bakınız.
  • [9] İleride bu insan-hayvan, beyin nakli yaptırmak için beynini aldırırsa o andan itibaren
  • düşünmüyor olurdu. Ancak ikinci öncül şu anda olan şeyle alakalıdır.
  • [10] Kişisel özdeşlik üzerine çalışan felsefeciler bu öncülün ardındaki düşünceyi savunmak
  • için her şeyi deneyeceklerdir; kişisel özdeşlik teorileri, senin olduğun yerde, düşünen birden fazla şey olduğu sonucuna varmamalılar. Tartışma için Hershenov (2013)’e bakınız.
  • [11] Bazı felsefeciler öncül 1’i reddedecek ve parçabilimsel nihilizmi kabul edeceklerdir. Bu görüşe göre -hayvanlar veya bu durumda sandalyeler gibi- hiçbir birleşik fiziksel nesne yoktur. Bu görüşe dair tartışma için Wasserman (2017,§4)’e bakınız.
  • [12] Şempanzeler ve yunuslar, insanların yaptığı gibi iletişim kurarlar, sosyal ilişkiler geliştirirler, alet kullanırlar, iş birliği yaparak çalışırlar ve kendilerini aynada tanırlar. Bunların hepsi düşüncenin ve zekânın varlığına kanıt sunar (Bearzi and Stanford, 2010).
  • [13] Arabada bulunan şeyleri tek tek sayacak olsaydık normalde bagajımızdan, Spot’ın oyuncaklarından, yolculuk için yanımıza aldığımız atıştırmalıklardan, su şişesi gibi eşyalarla birlikte senden ve Spot’tan bahsederdik. Ama sen ve Spot’ı saydıktan sonra, arabada olduğu çok bariz olan iki şeyi muhtemelen atlardık: insan-hayvan ve köpek-hayvan.
  • [14] Öncül 3’ü reddetmek, bazı gündelik yargılarımızı da reddetmeyi gerektirir: Kişi ve hayvanın ikisi de düşündüğünden dolayı, düşünen şey sayısı normalde kabul ettiğimizin iki katıdır. Bir arkadaşınız için güzel bir davranışta bulunursanız hem arkadaşınızı hem de arkadaşınızla aynı konumdaki hayvanı mutlu edersiniz. Arkadaşınızı inciten bir şey söylerseniz bir kez arkadaşınızı bir kez de hayvanı olmak üzere aslında iki sefer incitici bir söz sarf etmiş olursunuz.
  • [15] Düşünen Beyin Argümanı şu şekildedir:
    Öncül 1′: Olduğun yerde bir insan beyni bulunuyor.
    Öncül 2′: Olduğun yerde bulunan insan beyni düşünüyor.
    Öncül 3′: Düşündüğün yerde bulunan tek varlık sensin.
    Sonuç’: Dolayısıyla sen bir insan beynisin.

Referanslar


İlgili Yazılar


Kristin Seemuth Whaley – “Animalism and Personal Identity: Are We Animals?”, (Erişim Tarihi: 01.05.2024)

Çeviri: Eren Yıldız    

Çeviri Editörü: Gökdeniz Tosun

1 Yorum

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

Önceki Gönderi

Matematiğin Felsefesi, Felsefenin Matematiği – Ahmet Çevik & Taner Beyter & Tufan Kıymaz

Sonraki Gönderi

Siyasetin Artık Aşılayamadığı Umuda Neden İhtiyacı Var?  – Titus Stahl

En Güncel Haberler Analitik Felsefe:Tümü