Et Yiyenler Veganlık Hakkında Aslında Ne Düşünüyor: Yeni Araştırma! – Chris Bryant

//
831 Okunma
Okunma süresi: 4 Dakika

Birleşik Krallık’taki çoğu insan kendini adamış et yiyicidir, peki ama daha nereye kadar? Et yiyenlerin görüşleri üzerine yaptığım yeni araştırma, katılımcıların çoğunun veganlığı prensipte ahlaken doğru ve çevre için yararlı gördüğünü buldu.

Öyle görülüyor ki daha fazla sayıda insanın vegan olmasını engelleyen asıl şey, veganizm ile girişilen temel bir anlaşmazlık değil tat, fiyat ve konfor alanı gibi pratik meselelerdir. Ete alternatif olan gıdalar daha lezzetli, daha ucuz ve daha erişilebilir hale geldikçe, bunun gıda endüstrisinin geleceği için epey önemli sonuçları olabilir. Yetişkin 1000 İngiliz erkek ve kadınla yaptığım ankete göre, katılımcıların %73’ünü veganlığı ahlaken doğru bulmakta ve %70’i ise veganlığın çevre için yararlı olduğunu söylemektedir. Diğer yandan katılımcıların %61’i vegan diyeti benimsemenin pek iyi olmadığını, %77’si zahmetli olduğunu ve %83’ü ise kolay olmadığını belirtti.

Çalışmamıza göre, sağlığa dair kaygılar ve toplumsal damgalanma gibi diğer olası engeller ise o kadar önemli görünmüyordu, katılımcıların %60’ı veganlığı sosyal açıdan kabul edilebilir buluyor ve yarısından fazlası da veganlığın sağlıklı olduğunu söylüyor.

Kimilerine için, et yiyenlerin büyük bir kısmının veganizmin etik ilkeleriyle hemfikir olduğu fikri şaşırtıcı olabilir. Ama diğer araştırmalar da aynı sonuçlara ulaşmıştır. Örneğin bir araştırma, Amerikalıların neredeyse yarısının kesim tesisleri yasağını desteklediğini gösterdi.

Tat, fiyat ve erişebilirliğin değişimin önündeki engel olmak açından yaygınlığı da daha önceki bulgularla uyuşmaktadır. Yapılan bir İngiliz araştırması, insanların vejetaryen olmamalarının yönelik açık ara en yaygın sebebin basitçe şu olduğunu buldu: “Çünkü etin tadını epey seviyorum.” İkinci ve üçüncü sebepler ise, etin alternatiflerinin yüksek maliyeti ile yemeklere dair (yerleşik) düşünceler ile mücadele etmekle ilişkili. Söz konusu bu bulgular, çevre ve hayvan hakları savunucularına karşı ilginç bir meydan okuma içeriyor. İnsanlar, hayvansal ürün tüketimini azaltmak için iyi nedenler olduğunun büyük ölçüde farkındalar, ancak çoğunlukla bunu yapmanın kişisel maliyetini üstlenmeye istekli değiller. İnsanlar, hayvansal ürün tüketimini azaltmak için epey sağlam gerekçeler olduğunun büyük ölçüde farkındalar, fakat genellikle bunu yapmanın kişisel maliyetini üstlenmeye istekli değiller.

Neyse ki, durum değişiyor. Vegan alternatiflerin çeşitliliği, kalitesi ve satın alınabilirliği hızlıca yükselişe geçmiş halde. Benim yaptığım anket, 2018 yılından Eylül ayında, Greggs’in vegan sosisli dürümünün epey başarılı bir şekilde piyasaya sürülmesinden birkaç ay önce yapılmıştı.

O günden bu yana İngiliz süpermarketlerinde, restoranlarında ve hatta fast food noktalarında piyasaya sürülen yüksek kaliteli uygun fiyatlı vegan seçenekler yığınını gördük. Bu seçenekler, et yiyenlerin hayvansal ürünlerinin yerini bir öğünde hızlıca kapabilir. Düşünseniz; eğer Subway, köftenin sizin ahlaki ve çevre konusundaki görüşlerinizle uyumlu bir versiyonunu sunuyorsa ve bu alternatifin tadı köfte ile aynıysa niçin bir hayvandan yapılanı seçesiniz ki?

Örnek verdiğimiz bu vegan seçeneklerin yaygın olarak erişilebilir olması, Birleşik Krallık’taki sayıları giderek artan vegan, vejetaryen ve flexiteryan‘ın her zamankinden daha fazla seçeneğe sahip olduğu anlamına geliyor. Bu durum yalnızca daha fazla insanı vegan seçeneklerini denemeye ikna etmekle kalmayacak, aynı zamanda gözü pek vejetaryenler ile veganların diyetlerine bağlı kalmalarını çok daha kolaylaştıracak.

Tüketici tercihinin yanında üretici rekabeti de kendini gösteriyor; serbest piyasanın gücünü hepimiz göreceğiz. Şayet 2020 yılında et tüketimini azaltmak isteyenlerin tercihlerinde zorlandıklarını veya şımarılık yaptıklarını düşünüyorsanız, hızla büyüyen bir müşteri segmenti için rekabet ederken piyasaya sürdükleri vegan ürünleri daha kaliteli ve daha ucuz hale getirmek için yarışan bu gıda devlerinin yaratacağı etkiyi görmek için bekleyin. Bitki bazlı et-benzeri gıdaları mükemmelleştirmek için yapılan araştırmalarda bir patlamaya tanık olmak üzere olabiliriz. Bununla birlikte, hayvan kullanımı olmadan kök hücrelerden yapılan gerçek hayvan etlerine yönelik çalışmalar giderek hızlanıyor.

Daha Ucuz ve Daha Lezzetli

Bahsettiğimiz bu yeni vegan ürünler önümüzdeki on yıl içinde daha lezzetli, daha besleyici ve daha ucuz hale gelirken, hayvanlardan elde edilen et büyük ölçüde aynı kalacak. Hayvancılık endüstrisinin bu kadar gergin olması bir sürpriz değil: Et ve süt ürünlerine olan talep büyük ölçüde hızla düşerken, alternatif pazarlar yükselişe geçmekte.

Soy aylarda, ABD’de bulunan iki büyük mandıra üreticisi firma iflas başvurusunda bulunurken, yakın tarihli bir çalışma et ve süt endüstrisinin önümüzdeki on yılda çöküşe geçeceğini ön görüyor. Bu durum, sıradan bir et yiyiciyi bir ikilemle karşı karşıya bırakmaktadır. Bu insanların çoğu veganlığı benimsemeye yönelik gerekçeleri onaylıyor fakat vegan alternatiflerin fiyatına, tadına ve erişilebilirliğine itiraz ediyor.

Bu vegan alternatifler daha ucuz, daha kaliteli ve daha erişilebilir hale geldikçe et yiyiciler, benimsedikleri değerler doğrultusunda tüketmeye karar vermeden önce vegan alternatiflerin ne kadar iyi olması gerektiğini kendilerine sormak zorunda kalacak. Vegan alternatifler “çok iyi” hale geldiğinde, gereksiz hayvan katliamı için para ödeyen son insanlardan biri olmak yakın gelecekte iyi bir görüntü sergilemek anlamına gelmeyecek.


Chris Bryant – “What meat eaters really think about veganism – new research“, (Erişim Tarihi: 24.01.2022)

Çevirmen: Taner Beyter

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

Önceki Gönderi

Felsefe Röportajları #10 Huzeyfe Demirtaş

Sonraki Gönderi

Schopenhauer’ın Yaklaşımı Orta Yaş Krizini Nasıl Aydınlatabilir? – Kieran Setiya

En Güncel Haberler Analitik Felsefe:Tümü