Sanal Gerçeklik Zaman Algınızla Oynuyor – Nicolas Davidenko & Grayson Mullen

Yapılan yeni bir çalışma sanal gerçeklik teknolojisindeki ‘’zaman sıkışması’’ etkisini ortaya çıkardı.

//
686 Okunma
Okunma süresi: 5 Dakika

Grayson Mullen arkadaşının evinde sanal gerçeklik ile oyun oynarken birdenbire bir şeylerin garip gittiğini fark etti.

“Oyunu oynamayı bıraktım ve oynarken ne kadar zaman geçtiği hakkında hiçbir fikrim yoktu” diye belirtti;

Diğer arkadaşlarımla sırayla oynamam gerekiyordu ve ben çok uzun süre oynamayı sürdürdüğümü düşünerek endişelenmeye başlamıştım çünkü 10 dakika mı yoksa 40 dakika mı oynadığımın bile farkına varamıyordum.

Bu dönemde Mullen, UC Santa Cruz’da bilişsel bilimler lisans öğrencisiydi ve doğal olarak bu mesele ilgisini çekmişti. Bilgisayar oyunlarının saatin nasıl geçtiğini fark etmemizi engellediğine dair çalışmalardan haberdardı ama bizzat oyunlarla ilgili biri olarak daha önce hiç böyle bir şey hissetmemişti. Bu meselenin özüne inmek için psikoloji profesörü Nicolas Davidenko’nun desteği ile bir deney kurmaya karar verdi.

Sonuçları Timing & Time Perception dergisinde yayımlandı.

Mullen, sanal gerçekliğin, bir oyuncunun zaman algısı üzerindeki etkisinin geleneksel monitörlere göre nasıl farklılık gösterdiğini bilmek istiyordu, bu yüzden iki platformda da oynanabilecek bir labirent oyunu tasarladı. Sonrasında oyunu denemek için lisans öğrencilerinden oluşan 41 kişilik bir katılımcı grubuyla anlaştılar.

Katılımcıların tamamı, başlanılan platformu araştırmacıların rastgele seçmesiyle, iki oyunu da oynadı. İki oyun da hemen hemen aynıydı ama labirentin içinde tekrara düşmemeleri için oyunun haritasında ufak değişiklikler yapılmıştı.

Katılımcılardan 5 dakika oynadıklarını hissettikten sonra oyunu bırakmaları istendi. Oyun içinde saat gibi bir gösterge olmadığı için oyuncular, oynamayı tamamen kendi zaman algılarına göre bıraktılar.

Sanal gerçeklikte zaman algısına yönelik yapılan daha önceki çalışmalarda sıklıkla katılımcılara, oyundan sonraki tecrübeleri sorulmuştu ama bu çalışmada araştırma ekibi, anlık olarak ne olduğunu yakalayabilmek için sanal gerçekliğe bir zaman tutma görevi eklemek istedi. Araştırmacılar, her bir katılımcı oynamayı bıraktıktan sonra gerçekte ne kadar zamanın geçmiş olduğunu ölçtü ve bu, oyuncuların algıladığı zamanla gerçekte geçen sürenin farkını ortaya çıkardı.

Yapılan çalışmada sanal gerçeklikte oynamaya başlayanların normal versiyonunu oynayanlara göre oynamayı ortalama 72,6 saniye daha geç bıraktığı bulundu. Bir başka deyişle katılımcılar gerçekte, sanal gerçeklikte algıladıklarından %28,5 daha fazla vakit geçirdiler. Zamanın düşündüğünüzden çok daha hızlı geçtiği bu etkiye “zaman sıkışması” adı verilir.

Zaman sıkışması sadece oynamaya sanal gerçeklikle başlayan grupta gözlendi. Makale, bunun, oynadıkları platformdan bağımsız olarak, katılımcıların ikinci oynayışlarındaki yargılarını, ilk oynayışlarındaki zaman yargılarına dayandırdıklarından dolayı olduğu sonucuna ulaşıyor. Ancak eğer ilk oynayışta gözlemlenen zaman sıkışması etkisi, diğer sanal gerçeklik deneyimlerine ve uzun zaman aralıklarına çevrilebilirse bu, bu etkinin nasıl çalıştığını anlama yönünde büyük bir adım olabilir.

Olayı bizzat tecrübe etmiş Mullen gibi kişilerin yaptığı, resmi olmayan, birçok “zaman sıkışması” tanımı mevcut olsa da bu hala aktif bir araştırma alanıdır. Daha önce yapılmış meşhur bir çalışma; zaman sıkışması kavramını pratikte uygulamış, kemoterapi alan kanser hastalarında hissedilen tedavi süresini kısaltmak için sanal gerçekliğe başvurmuştur. Ancak bu deneyde standart ekranlar da kullanılarak kıyaslama yapılmamıştır. 

İlk defa bu durumun sadece oynadığımız oyun veya gördüğümüz içerikten kaynaklanmadığının farkına vardık” dedi Mullen ve ekledi “gerçekten de bu sefer zaman sıkışması etkisinde payı olan şeyin sanal gerçeklik ile standart ekranın karşılaştırmasıdır.

Zaman sıkışmasının, zorlu tedavi süreçlerine dayanmayı sağlamak veya uzun bir uçak yolcuğunda vakit geçirmeyi kolaylaştırmak gibi faydaları olabilir ama başka durumlarda zararlı sonuçlar da doğurabilme potansiyeline sahiptir.

Mullen, “Kafanıza taktığınız sanal gerçeklik sistemleri daha konforlu hale geldikçe ve bu platformda daha sürükleyici oyunlar çıktıkça, ne kadar zaman harcadığınızın farkına varmadığınız için daha da fazla oynadığınız bir sanal kumarhane haline gelmesinden kaçınmak gerekir bence” diye de belirtti.

Oyun bağımlılığı hakkında yapılan çalışmalar bize gösterdi ki oyun sırasında zaman algısını yitirmek oyuncunun uyku düzenini ve ruh halini kötü yönde etkileyebilmektedir. Bu etkiler sanal gerçeklikte daha da belirgin hale gelebilir ama Mullen, oyun tasarımcılarının oyun sırasında düzenli aralıklarla ekranda beliren bir saat gibi içeriklerle bu riskleri azaltmaya yardımcı olabileceklerini söylüyor.

Ayrıca sanal gerçekliğin zaman sıkışmasında neden payı olduğu da önemli bir meseledir. Mullen, makalesinde bir ihtimalden söz eder: sanal gerçeklikte oyuncu çok daha az bedensel farkındalığa sahiptir. Makalenin bir diğer yazarı ve danışmanı olan psikoloji profesörü Nicolas Davidenko, bunun niçin önemli olduğunu şöyle açıklıyor:

Sanal gerçeklikte aşağıya bakacak olursanız normalde bedeninizin olması gereken yerde hiçbir şey göremezsiniz veya bedeniniz yerine bir animasyon kurgulanmış olsa bile onu bedeniniz gibi hissedemezsiniz. Beynimizin zamanı algılayışında kalp ritmi ve diğer vücut ritimlerimizin yattığını söyleyen teoriler var. Eğer sanal gerçeklik sırasında bedeninizden daha az uyarı alırsanız zamanın nasıl geçtiğini algılamanızı sağlayan uyarılardan da mahrum kalmış olursunuz.

Gelecekte yapılacak olan deneyler, gitgide büyümekte olan sanal gerçeklik teknolojisinin faydalarını artırırken zararlarını en aza indirmemize katkı sağlayabilir.


Davidenko & Grayson Mullen– “About this neurotech and time perception research news“, (Erişim Tarihi: 22.05.2021)

Çevirmen: Başar Cem Yılmaz

Çeviri Editörü: Çağan Fırtına

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

Önceki Gönderi

Evrim Ağacı’nı Konuk Ettik: Evrim Kuramı ve Bilim Anlatıcılığı – Çağrı Mert Bakırcı & Taner Beyter & İzzet C. Kalender

Sonraki Gönderi

Yapay Zeka Felsefesi Nedir? – Dr. Mehtap Doğan

En Güncel Haberler Analitik Felsefe:Tümü