Teistler Farklı Ateist Tutumları Neden Bilmelidir? – Musa Yanık

Tanrı inancı karşısında tepkisel ve felsefi bir düşünceyi dile getiren ateizmin anlaşılması, öncelikle Tanrı inancının ne olduğunun açıklanmasıyla mümkündür. Nitekim dünya üzerinde birden farklı inanç sistemi olmakla birlikte, teizm açısından bakıldığında paganizm ya da putperestlik gibi farklı inanç sistemlerini reddetmekle ateist olunmayacağı gibi, belirli bir teist inanca sahip olup, öteki teist dinleri reddetmek, mutlak anlamda ateist tanımlamasını karşılamamaktadır.

/
2200 Okunma
Okunma süresi: 9 Dakika

Etimolojik olarak baktığımızda kelime olarak ateizm, Yunanca Tanrı anlamına gelen Theos’tan türemiştir. “Tanrı inancına sahip olmak” anlamına gelen theism anlayışı da bu kelimeden ortaya çıkmıştır. Ateizm kelimesi ise, İngilizce “theism” kelimesinin başına “a” ön takısının eklenmiş hali olup Türkçe olarak bakıldığında “tanrıtanımazlık” olarak tanımlanmaktadır.[1]

Din felsefesi içerisinde teizm kavramı üzerine yapılan tartışmalar, her ne kadar geniş anlamda tek Tanrı’lı bir inanca atıfla yapılsa da, Yahudilik, Hristiyanlık ve İslamiyet gibi teistik inançların içerisinde bulunan birçok farklı kavram ve inanç ilkeleri, bu teistik inançlar arasında belirgin farklarında olduğunu ortaya koymaktadır. Söz gelimi Müslüman bir teist için enkarnasyon, teslis ve asli günah gibi kavramları reddetmek mümkünken, Hristiyan bir teist için bunları reddetmek mümkün değildir. Aynı şekilde Hristiyan bir teist için Hz. Muhammed’in peygamberliğini ve ona gelen vahyi reddetmek mümkünken, Müslüman bir teist içinde bunları reddetmek mümkün değildir. Bu açıdan bakıldığında aynı şekilde birçok farklı ateist tutumdan da söz etmek mümkündür. Nitekim geniş anlamda ateizmi bir inançsızlık olarak değerlendirecek olursak, dünyada da tek bir inançsızlığın olmadığını görmekteyiz.

Bizde bu yazımızda birbirinden şekil, yöntem ve amaç itibariyle farklılık gösteren mutlak ateizm, teorik ateizm, pratik ateizm, ilgisizlerin ateizmi ve ideolojik ateizm gibi farklı ateist tutumları tespit etmeye çalışacağız. Ateizmi; geniş anlamda dine karşı bir tepki ya da Tanrı’nın varlığının reddedilmesi olarak anlayan teistlerin, bizce farklı ateist tutumlarını bilmesi önem arz etmektedir.[2] Çünkü teist bir inanca sahip kişiler için karşı tarafın argümanlarını ya da eleştirilerini bilmek kadar, karşı kanadın farklı tutumlarını da bilmek önemlidir. Ayrıca şunu da açık bir şekilde ifade etmek istiyorum; dünyanın farklı yerinde bulunan bir ateist; Yahudiliğin, Hristiyanlığın ya da İslam’ın kutsal kitabını, peygamberini hatta bazı inanç ilkelerini çok iyi bilebilirken, aynı şekilde bir teistin; mutlak ateizm ile ilgisizlerin ateizmi arasındaki temel farkları bilememesi, en başında din felsefesiyle entelektüel olarak ilgilenen bir teist için sorunlu bir düşüncedir. Öte yandan bu sorunlu düşünce de bizi muhattabımızın kim olduğunu hakkıyla bilmemeye götürecek ve yapılan tartışmaları da yüzeysel bırakacaktır. Bu sebeple bu problemin aşılabilmesi için farklı ateist tutumları şimdi kısaca açıklamaya çalışalım.

1. Mutlak Ateizm

Bu tutuma sahip düşünürlere göre ateizm, Tanrı’yı reddetmekten öte, zihinde bir Tanrı düşüncesine sahip olmamak da demektir. Yani, insanın doğuştan bir Tanrı kavramı olmadığı için reddedecek bir şeyi de bulunmamaktadır.[3] Özellikle Charles Bradlaugh ve Baron D’Holbach gibi isimleri, bu düşünceyi savunanlara örnek olarak verebiliriz.

2. Teorik Ateizm

Tanrı’nın varlığını düşünerek, bilişsel bir çabayla reddetmek şeklinde tanımlayabileceğimiz bu ikinci tutum, aslında yaygın olarak ateizm denilince akla gelen tanımı da karşılamaktadır. Bu ikinci tutumun bir diğer farkı ve önemi ise, teistlerin iddialarını ve Tanrı’nın varlığı lehindeki kanıtları eleştirmeleri ve karşı argüman getirerek Tanrı’nın varlığını çürütmeye çalışmalarıdır.

3. Pratik Ateizm

Tanrı’yı günlük yaşamdan dışlamak şeklinde ifade edebileceğimiz pratik ateizm, Tanrı’yla alakalı hiçbir şey düşünmemekle ve kendisini dinle ilgili ritüellerden ya da ibadetlerden soyutlamakla ortaya çıkmaktadır. Açıkçası bu tutuma sahip bir ateist, günlük yaşamdaki davranışları ve hayat şekliyle Tanrı’sız bir yaşam sürmeyi kendisine amaç edinmiştir. Öte yandan pratik ateizm için teorik tartışmalar da önemli olmakla birlikte, bu daha çok ikinci planda kalmaktadır. Pratik ateizmi aktif ve pasif olmak üzere ikiye ayırmak da mümkündür. Aktif olanlar için günlük hayatta Tanrı inancını dışlamak ve bununla ilgili fikirleri tartışmaya açmak önemliyken, pasifler içinse sadece Tanrı inancını reddetmek yeterlidir. K. Marx, L. A. Feuerbach ve S. Freud gibi düşünürlerin isimlerini pratik ateizm için örnek olarak verebiliriz.[4] Ayrıca bu tutuma sahip kişilere bazen militan veya eylemci ateistler de denilmektedir.

4. İlgisizlerin Ateizmi

Bazı ateistler Tanrı’nın varlığını ya da yokluğunu tartışma konusu yapmaya gerek duymamış ve bu konulardan uzak kalmayı tercih etmişlerdir. Aslında ilgisizler için Tanrı’nın varlığı ya da yokluğu eşit derecede anlamsız ve gereksiz olduğu için bu tartışmalardan uzak kalmak en doğru tercihmiş gibi gözükmektedir. Bu tutuma sahip ateistler var olan dünyayla yetinir, bunun ötesinde metafiziksel varlıklarla ilgili tartışmaları ise boş ve anlamsız görürler.

5. İdeolojik Ateizm

Daha çok politik bir hal olarak değerlendirebileceğimiz bu ateist tutum, ayrıca kendisini savunanlarca ideolojik bir yapıya da sahiptir. Nitekim F. Engels, K. Marx ve V. I. Lenin gibi isimler, kendi düşüncelerinden hareketle ateizmi, kendi siyasal sistemlerinde bir propaganda aracı olarak da kullanmışlardır. Söz gelimi materyalist düşüncenin mutlak doğru olarak kabul edildiği komünist siyasal sistemlerde ateizmin bilimsel temellere dayandığı söylenmiş, toplumdaki bütün dini inançlara, kurumlara ve törenlere karşı çıkılmıştır. Aslında ideolojik ateizmi, bu yönüyle pratik ateizmin aktif kanadına benzediğini de söyleyebiliriz.

6.Ateizm Terimini Yanlış Kullanmak

Görüldüğü üzere kısaca tanrıtanımazlık olarak ifade edebileceğimiz ateizmin birçok farklı tutumu da bulunmaktadır. Öte yandan ateizmi yanlış kullanmak veya farklı inanç ya da inançsızlık tutumlarıyla karıştırmak ciddi bir sorunmuş gibi gözükmektedir. Nitekim bir resim tablosunu, boya veya içerisindeki ögeler üzerinden yorumlamak kadar, o resmin arkasında bulunan sanat akımını da bilmek önemli bir mevzudur. Çünkü o resmin hangi sanat akımıyla ilgili olduğunu bilmeden yapacağımız her yorum sığ ve yüzeysel kalacaktır. Bu sebeple farklı ateist tutumları bilmek bir teist açısından o tutuma sahip kişinin argümanlarını ya da konuya bakışını da az çok ortaya koyacaktır.

Burada bize haklı bir şekilde şu soru sorulabilir: “Farklı teist inançları bilmek ateistler için önemli değil midir?” Bu sorunun muhattabı maalesef bu yazı ve içerik değildir. Başlıkta da belirttiğimiz gibi, bizim açımızdan önemli olan teistler için bu kavramların bilinmesidir. Nitekim bir teistin bu konularda olan bilgisizliği günümüz din felsefesi içerisinde ciddi bir problemdir.

Bir tutum olarak ateizmin kendisiyle karıştırıldığı deizm, panteizm, agnostisizm gibi farklı non-teist düşüncelerde mevcuttur. Oysaki bu non-teist tutumlar birbirinden oldukça farklı şeylerdir. Deizmi kısaca Tanrı’ya inanan ancak vahyi reddeden bir tutum olarak ifade etmek mümkündür. Başlangıçta ateizmin karşıtı olarak kullanılan ve Latince Tanrı anlamına gelen deus kelimesinden türeyerek bugün deizm dediğimiz halini alan bu düşünce içerisinde peygamberlik, vahiy, mucize ve dini kurumları reddetmek önemlidir.[5] Panteizm ise Tanrı’nın evrenden, evreninde Tanrı’dan ayrı olmadığını savunan, evrenin ötesinde Tanrı’nın zati varlığını da reddeden bir düşüncedir.[6] Agnostisizm ise Tanrı’nın varlığını aklın ötesinde bir konu olarak gören ve Tanrı inancı karşısında tarafsız kalmayı ya da agnostik (bilinemezci) olmayı ifade eden non-teist bir tutumdur. Nitekim agnostik düşünürler, Tanrı’nın varlığı hakkında olumlu ya olumsuz bir hüküm vermekten kaçınmışlardır.[7] Ayrıca bunun en bariz örneğini B. Russell teşkil etmektedir. Çünkü O; her şeye rağmen Tanrı’nın yokluğunu kanıtlayacak yeterli bir kanıt mevcut olmadığı için kendisini felsefi olarak agnostik olarak tanımlamıştır.[8]

Sonuç olarak bakıldığında bir teist için iyi bir din felsefesi yapabilmenin imkanı sadece teizmi değil, karşı kanatta yer alan farklı ateist tutumları da iyi bilmekten geçmektedir. Yakın dönem din felsefesi içerisindeki tartışmalara baktığımızda bu konu daha da önem kazanmaktadır. Elbette burada açıklamaya çalıştığımız farklı ateist ve non-teist tutumlar içerisinde yakın dönemde teizme karşı militanca bir tavır alan düşünürlerde mevcuttur. Söz gelimi Richard Dawkins, Daniel Dennett, Christopher Hitchens ve Sam Harris gibi isimler başta medya yoluyla olmak üzere ateist tutumlarını oldukça sert bir şekilde dile getirmiş ve kendilerine “mahşerin/ateizmin dört atlısı” tanımlaması yapılmıştır. Öte yandan Paul Kurtz, J. L. Mackie, Kai Nielson, Michael Martin gibi ateist isimler ise yakın dönem içerisinde fikirlerini oldukça seviyeli ve entelektüel bir biçimde ortaya koymuş, bu sebeple de yaptıkları eleştiriler teistlerce ciddi bir şekilde kabul edilmiştir.

Görüldüğü üzere yazımız içerisinde ateizmin gerek teorik gerek pratik farklı gerekçeler üzerine kurulu tutumları olduğunu ifade etmeye çalıştık. Tanrı üzerinden yapacağımız farklı yorumlarda bulunmak ve mevcut geleneksel inançtan aykırı ve ters şeyler söylemek tarih boyunca birçok kişiyi ve topluluğu ateist düşünceyle baş başa bırakmıştır. Nitekim kelime anlamıyla tanrıtanımazlık, mevcut toplum içerisindeki Tanrı inancına karşı çıkmakla kendisini ifade edebilmektedir. Açıkçası Sokrates’i her ne kadar bugün tam anlamıyla ateist olarak nitelemek mümkün değilse bile, yaşadığı dönemdeki dini sembolleri ve inanç ilkelerini reddettiği için ateist ithamıyla yargılandığını söylemek mümkünmüş gibi gözükmektedir. Yine aynı şekilde ilk Hristiyanlar ve ilk Müslümanlar mevcut toplum içerisinde bulunan kutsal değerleri ve imgeleri reddettikleri için ateist olarak suçlanmışlardır.[9]

İnsanlık tarihi boyunca düşüncelerde olan farklılıklar gibi inanç ve inançsızlık da olan çeşitliliklerde devam edecektir. Bu çeşitliliği ve aralarındaki farklılığı anlamak din felsefesi ile uğraşan herkes için önemli bir mevzudur. Nitekim entelektüel bir tartışma içerisinde bir teist için farklı teist tutumları bilmek kadar, karşı kanatta yer alan farklı tutumları da bilmek önemlidir. Kanaatimizce bir teist açısından bakıldığında bunun iki önemli faydası olacaktır. Birincisi muhattabımızın anlam ve yaşam dünyasını bilmemizi sağlayacak, ikinci olarak da buradan yola çıkarak karşı eleştirilerinin tutarlılığını görmemize katkı sağlayacaktır.

Kaynakça

Buckley, M. J. (1987). At The Origins of Modern Atheism. USA: Yale University Press.

Flew, A. (1984). God, Freedom and Immortality. New York: Prometheus.

Hick, J. (1977). Philosophy of Religion. USA: Pearson.

MacIntyre, A. (1972). “Pantheism”, The Encyclopedia of Philosophy. Paul Edwards (ed.), New York: Pearson College Div.

Mosner, E. C. (1972). “Deism”, The Encyclopedia of Philosophy. P. Edwards (ed.), New York: Pearson College Div.

Nielsen, K. (1985). Philosophy and Atheism. New York: Prometheus.

Russell, B. (1986). “Am I Atheist or an Agnostic”. Bertrand Russell On God and Religion. S. Al (ed.), New York: Prometheus.

Smith, G. (1989). Atheism The Case Against God. New York: Prometheus.

Sutherland, S. (1977). Atheism and The Rejection of God. Oxford: Blackwell Pub.


[1] John Hick, Philosophy of Religion, (USA: 1963), s. 4.

[2] Stewert Sutherland, Atheism and The Rejection of God, (Oxford: 1977), s. 5.

[3] George Smith, Atheism The Case Against God, (New York: 1989), s. 20.

[4] Kai Nielsen, Philosophy and Atheism, (New York: 1985), s. 123.

[5] Ernst Campell Mosner, “Deism”, The Encyclopedia of Philosophy, ed. Paul Edwards, (New York: 1972), ss. 326-327.

[6] Alasdair MacIntyre, “Pantheism”, The Encyclopedia of Philosophy, ed. Paul Edwards, (New York: 1972), s. 34.

[7] Anthony Flew, God, Freedom and Immortality, (New York: 1984), s. 31.

[8] Bertrand Russell, “Am I Atheist or an Agnostic”, Bertrand Russell On God and Religion, ed. Seckel Al, (New York: 1986), s. 85.

[9] Michael J. Buckley, At The Origins of Modern Atheism, (USA: 1987), ss. 4-13.

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

Önceki Gönderi

Epistemik Gerekçelendirmeye Yönelik İki Çözüm ve Mehdiyev’in Önerisi – Taner Beyter

Sonraki Gönderi

Her Şeyin Özü Nedir? – Charles Sebens

En Güncel Haberler Analitik Felsefe:Tümü