Bu hafta sonu binlerce sözüm ona “Yeni Ateist”, II. Küresel Ateizm Toplantısı için Melbourne’de toplanacak. Avrupalı popüler bir felsefeci olan Alain de Botton, Religion for Atheists: A Non-Believer’s Guide to the Uses of Religion adlı kitabını tanıtmak için yaptığı ziyaretle ilgili geçen hafta medyada çokça yer aldı.
Söz konusu bu ateist buluşmaların ışığında, din-dışı inanç çeşitlerinin bir sınıflandırması üzerinde çalışmaktayım. Benim kesin olmayan deneysel sınıflandırmam inançsız arkadaşlarımı (hiçbir saygısızlık ima etmeksizin) üçe ayırıyor: Aksi, Memnun ve Ciddi.
Ciddi (Ateist)
Albert Camus veya Jean Paul Sartre’a göre Ciddi Ateist’ler, Tanrı’nın varlığına dair soruları ciddiye alanlardır. Risklerin yüksek olduğunu biliyorlar; herkesin farkında olduğu üzere aşkın bir gerçeklik olmaksızın, bireysel ve kültürel öznelliğin ötesinde bulunan objektif bir ahlak ve insani bir amaç bulmak epey güçtür. Fakat Ciddi Ateist’ler, bu risklerin sonuçlarının farkında olmalarına rağmen, sırf kaygılarımızı yatıştırmak adına bize “anlam sunabilecek” bir aşkın gerçekliğe inanmayı seçmez.
Memnun (Ateist)
Memnun Ateist olarak de Botton’ı aklınıza getirin; tanrısız bir yaşamda için riskli sayılan konuları aldırmaksızın yaşama devam eder. De Botton için ateizmin trajedisi, dinin harika takı ve eşyalarını, Tanrı inancının kirli banyo suyuyla birlikte dışarı dökmesidir. De Botton, Ateistler için Din kitabında yer alan ikinci cümlesinde “Elbette, tanrının sunduğu anlamda hiç bir din gerçek değildir.” diyor ve sonra da düşünürlerin binlerce yıldır boğuştuğu ciddi soruları memnunca ve hiç aldırış etmeksizin göz ardı ediyor.
Gerçekten de “BMW’nin kötü toplumsal koşullar ve duyarlılık gerektiren konulara dair endişesinin bir okul veya siyasi parti kurmaya kadar uzanmamasının tarihsel boyutta bir başarısızlık olduğunu” düşünüyor muyuz? Veya “Seküler eğitimin; beşeri bilimci öğretim görevlileri Afrikalı-Amerikalı Pentekostal vaizler tarafından eğitilmek üzere gönderilmedikçe kendi potansiyeline ulaşmayı asla başaramayacağı” konusunda hemfikir miyiz?
Nihayetinde modern dünyanın akışkan yavanlığı ve zeki çözümlemelerine karşın, de Botton’ın Tanrı’nın ölümünden sonraki dine yönelik önerileri oldukça basmakalıptır. Tanrı-sonrası aşkınsal duruma dair ciddi bir öneri olarak sunulmuş olsa dahi de Botton’un bakış açısı, kültürü yeniden dinselleştirmeyi düşleyen bir estetikçinin derin düşünceleri gibidir. Ancak unutmamak gerekir ki düşler rastlantısal ve asılsızdır; ve kitabın son sayfasında dini umut ve değerlerin sönümlendiği bir dünya için ağıt vardır. Bu, şiirsel ve bazen kulağa hoş gelebilir ama bilgece değildir. Dinleri sulandıran veya ateizmi sulandıranlar için en uygun olanı Memnun Ateizm’dir.
Aksi (Ateist)
Aksi Ateist’ler ise kendi ateizmlerini daha düzgün ve titiz bir şekilde ele alırlar; fakat konu bizzat din olunca aşırı derecede aksilerdirler Sözümona “Tanrı Savaşları”nın öncüsü olan biyolog ve bilim popülisti Richard Dawkins tarafından yönlendirilmektedirler.
Huysuz/Aksi Ateist’ler üst düzey bir entelektüel zemin peşindeler; bu yılki kongrelerinin ismi “Aklın Kutlaması”. Dawkins’in Tanrı Yanılgısı ve benzeri eserlerindeki mantıksız ve kavgacı tutumu, felsefeci Michael Ruse gibi diğer inançsızları ateist olmaktan utandırıyor. Geçen ay Washington’daki sözümona Reason Realy‘de Dawkins’in ateist kitleyi dini inanç sahiplerini alenen karalamaya teşvik ettiği görülmekteydi;
Onlarla dalga geçin… onlara karşı meydan okunmalı ve hor görülüp alay edilmelidirler.
Bu, çağdaş bir üslup ve mantıklı bir tavır değildir. Bu köktendinci bir ses tonudur ve asla Yeni Ateistlerin nefret etmeyi pek sevdikleri diğer kökten(din)cililiğe (veya köktencilere) meydan okumanın bir yolu olamaz.
Daha Az Eğlence Daha Fazla Ciddiyet
Geçen yıl, “muhtemelen dünyanın en büyük ateist kongresi” olarak ilan edilen Küresel Ateist Kongresi’nin açılışına katıldım. Bu yıl muhtemelen geçen yıldan daha büyük ve daha güzel olacak; kongrede daha fazla komedyen yer alacağı için bu durum çoğu kişi için memnun edici olacaktır. Bu hafta gerçekleşen olan kongre güya mantığın önemini kutlayacak fakat 2010 yılındaki gibi olacaksa ciddiyetli akıl yürütmelere dayalı bir tartışma dönmeyecektir. Daha önceki kongrede, ilgili konu başlıklarını akıllıca kavrayıp yaklaşan birkaç konuşmacıdan birinin bu yılki kadroda yer almaması bir tesadüf olmasa gerek. Söz konusu 2010 yılındaki etkinlikte felsefeci Tamas Pataki, diğer konuşmacıları ve komedyenleri dinledikten sonra muhtemelen en az popüler olan konuşmacı olacağının farkına vardığını söyledikten sonra konuşmasına başlamıştı; ve haklıydı da.
Pataki bunun için dört sebep sunmuştu “Benim elimde espri veya komiklik yok; Dinle dalga geçmek gibi bir niyette değilim; Amacım biraz olsun felsefe yapmak; ve başka ateistleri de eleştiririm.” Görünüşe göre Pataki’nin tekrar davet edilmemesi, kongredeki ciddiyetli akıl yürütme eksikliğinin talihsiz bir göstergesi.
Ateizmi Ciddiye Almak
Yeni Ateistler dini bir kenara atma isteklerinin yanı sıra iğneleyici din karşıtı tutumlarıyla da tanımlanabilirler; bu; eski ateist Alister McGrath’ın şu önerisini doğruluyor:
Batı ateizmi şimdilerde kendisini bir alacakaranlık kuşağında bulmaktadır. Bir zamanlar gerçekliğe dair pozitif yönü ağır basan bir dünya görüşü, bir tür baskıcılığa dönüşmüş gibi görünüyor: Savunma planında, dinin artan politik etkisine set çekmeye yönelik endişeler hakim.
Her ne kadar ateist olmanın tadını hiç almamış olsam dahi, bazı ateizm türlerini ciddiye alıyorum. Mevcut tartışma başlığımıza dönersek; Ciddi Ateist’lerle güçlerimizi birleştiriyor; ve Memnun Ateist de Botton veya Aksi Ateist Dawkins’in ellerindekinden daha iyisini yapabileceklerini umuyorum.
Chris Mulherin- “Mad, glad or sad: what type of atheist are you?, (Erişim Tarihi: 17.10.2021)
Çevirmen: Taner Beyter