Cambridge Üniversitesi’nin Jacques Derrida’ya Fahri Ünvan Vermesine Karşı Ortak Bildiri – Taner Beyter

2738 Okunma
Okunma süresi: 3 Dakika

Aşağıdaki metin Barry Smith ve bir grup felsefecinin imzası ile kaleme alınmıştır. Bir ortak bildiri amacı da taşıyan bu metin, Cambridge Üniversitesi’nde Derrida’ya fahri onursal unvan verilmesine karşı kaleme alınmıştır.

Bildiri de imzası olanlar içerisinde şüphesiz ki iki isim oldukça dikkate değerdir; bunlar David Armstrong ve Willard van Orman Quine’dır. Bu iki isim Analitik felsefe geleneğinde oldukça önemli olan çalışmaları ile tanınmaktadır. Diğer yandan Kıta Avrupası felsefe geleneğinin tüm isimleri tarafından olumlu yaklaşılmasa da Derrida’nın da bu gelenek içerisinde ayrı bir yeri olduğunu söyleyebiliriz.

Bu metni, Kıta ve Analitik felsefe geleneklerinin/yöntemlerinin farklılığı konusunda tarihsel bir önemde olduğunu düşünerek çevirdik.


“Profesör Barry Smith ve Diğerlerinden:

The Times (London).
9 Mayıs Cumartesi, 1992

Sir, Cambridge Üniversitesi, 16 Mayıs’ta M. Jacques Derrida’ya fahri bir ünvan verilmesinin kabul edilip edilmemesi konusunda oylama yapacak. M. Derrida’nın yıllardır dikkat çeken kariyerine bilimsel ve profesyonel olarak ilgi duyan felsefeciler ve diğerleri olarak, aşağıda yazılanların bu konuda ortaya çıkan kamuoyu tartışmasına biraz olsun ışık tutabileceğine inanıyoruz.

M.Derrida kendisini bir filozof olarak tanımlıyor ve kaleme aldıkları gerçekten de bu disiplindeki bazı yazınların izlerini taşıyor. Ancak bunların etkisi neredeyse tamamen felsefe dışı alanlarda görülmüş, mesela film çalışmaları bölümlerinde veya Fransız veya İngiliz edebiyatında dikkat çekici bir derecede göze çarpmıştır.

Filozofların gözünde ve dünyanın önde gelen felsefe bölümlerinde çalışanlar arasında, M. Derrida’nın çalışmaları kesinlikle kabul edilmiş netlik ve titizlik standartlarını karşılamamaktadır.

Eğer bir fizikçinin çalışmaları benzer şekilde diğer disiplinlerde çalışanlar tarafından esasen kabul edildiyse, bu tek başına, söz konusu fizikçinin fahri bir ünvana layık görülmesi için uygun bir aday olduğu fikrinden şüphe etmek için yeterli zemin sağlayacaktır.

M.Derrida’nın kariyeri 1960’ların başlarında başladı ve çalışmaları o dönemden kaynağını almaya devam ediyor. Çalışmalarından birçoğu kinayeler ve kelime oyunlarından (mantıksal safsata gibi şeyler) ibaret değilmiş gibi görünen M. Derrida, bize Dadaistler ve beton şairlerinkine benzer bir şekilde akademik çevre hileleri ve numaralarıyla, çeviri olarak görünen şeyden bir kariyer inşa etmeye yaklaşmış gibi görünüyor.

Tabii ki, bu hususta hatırı sayılır değerde bir özgünlük göstermiştir. Fakat yine bize göre böyle bir özgünlük, fahri bir ünvana aday olması için onun uygun kişi olduğu anlamına gelmez.

Birçok Fransız filozof M.Derrida’da yalnızca sessiz bir utanç nedeni buluyor; onun tuhaflıkları, çağdaş Fransız felsefesinin alay konusu olmaktan biraz fazlası olduğu yönündeki yaygın izlenime önemli ölçüde katkıda bulunuyor.

M. Derrida’nın bize göre epey hacimli olan çalışmaları, olağan akademik kaidelerin normal biçimlerini tanınamayacak kadar genişletmektedir.

Her şeyden öte, her okuyucunun kolayca saptayabileceği gibi (bu maksatla her hangi bir sayfaya bakabilirler), onun çalışmalarında anlaşılmaya meydan okuyan bir yazım tarzı vardır.

Birçoğu M. Derrida’ hakkında olumlu düşünüp, bu derinlik ve yorumlama güçlüğünün aslında içinde derin ve ince düşünceleri saklıyor olması gerektiğinde ısrar etmektedir.

Bununla beraber onu anlamak için çaba gösterildiğinde, en azından bizim için, tutarlı iddiaların bulunduğu yerlerde, bunların ya yanlış ya da saçma olduğu açıktır.

Bize göre gerçeğin, aklın ve bilimin değerinin merkezi olarak görünen akademik statüye yarı anlaşılır saldırılardan daha fazlası olmayan şeyler ile saldırmak, seçkin bir üniversiteden fahri ünvan almak için yeterli bir sebep değildir.

Saygılarımla.

Barry Smith
(Editor, The Monist)

  • Hans Albert (University of Mannheim)
  • David Armstrong (Sydney)
  • Ruth Barcan Marcus (Yale)
  • Keith Campbell (Sydney)
  • Richard Glauser (Neuchâtel)
  • Rudolf Haller (Graz)
  • Massimo Mugnai (Florence)
  • Kevin Mulligan (Geneva)
  • Lorenzo Peña (Madrid)
  • Willard van Orman Quine (Harvard)
  • Wolfgang Röd (Innsbruck)
  • Karl Schuhmann (Utrecht)
  • Daniel Schulthess (Neuchâtel)
  • Peter Simons (Salzburg)
  • René Thom (Burs-sur-Yvette)
  • Dallas Willard (Los Angeles)
  • Jan Wolenski (Cracow)

Internationale Akademie für Philosophie, Obergass 75, 9494S Schaan, Liechtenstein.”


Erişim Tarihi: 21.06.2020, Kaynak link: http://ontology.buffalo.edu/smith/varia/Derrida_Letter.htm

Çevirmen: Taner Beyter
Çeviri Editörü: Beyza Nur Doğan

Ankara Üniversitesi Coğrafya Bölümü’nü bitirdi, Felsefe master eğitimine ise ara verdi. Etik, epistemoloji, din felsefesi ve metafelsefe ile ilgilenir. Evli olup öğretmenlik mesleğine devam etmektedir.   

1 Yorum

  1. Derrida hakkında çok fazla araştırmaları olmayanların hepsi toplanmış. Derrida, hayatının büyük bir kısmını Heidegger gibi tekniğin (ve bununla beraber dilin) ne olduğu üzerine düşünerek harcamıştır. Bernard Stiegler de keza izinden giderek neler yapılabileceğine bakmıştır ‘Teknik ve Zaman’ında. Butthurt gibi geldi biraz. İyi bir filozof olup olmadığı konusunda gidip araştırma yapıp, kitap yayınlasalar daha iyi olurmuş.

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

Önceki Gönderi

Panteizm – William Mander (Stanford Encyclopedia of Philosophy)

Sonraki Gönderi

Toplumdan Ulus-Devlete Atlamak – Jason Brennan

En Güncel Haberler Analitik Felsefe:Tümü