Kıskançlığın İki Türü & Cinsellik ve Gelir Yeniden Dağıtımını Karşılaştırmak — Robin Hanson

/
2492 Okunma
Okunma süresi: 16 Dakika

Ön not: Burada Robin Hanson’ın iki yazısını (birbirleriyle bağlantıları oldukları için) tek yazı olarak paylaşmanın daha uygun olacağını düşündük. Normalde “Kıskançlığın İki Yüzü” ve “Cinsellik ve Gelir Eşitsizliğini Karşılaştırmak” iki ayrı yazı iken, ikisi de (ayrı yazı olacakları belli olacak şekilde) bir aradadır bu gönderide.

Kıskançlığın İki Türü

Uzun zamandır, eşitsizliğe dair dile getirilen kaygıların neden (en az) yedi tür eşitsizlikten en küçüğü hakkında olduğu konusu kafamı karıştırıyor: belirli bir ulusta belirli bir zamanda aileler arasındaki gelir eşitsizliği (BUBZAAGE). Buna dair ifade edilen endişe son yarım asırda iyice arttı. Çoğu insan aslında gelir sıralamasındaki yerini bilmiyorken, sıralamada aşağıda olanları düşük statüleri hakkında bilgilendirmeye çalışıyor. Amaçları kıskançlık uyandırmak, yeniden dağıtımı artıracak politik adım attırmak. İnsanları bu düşük gelir statüsüyle daha çok özdeşleştirmeye, ve paylaşılan bu kimlik üzerinden onları siyaseten organize etmeye çalışıyorlar.

BUBZAAGE hakkında endişelenenlerin birçoğu aynı zamanda herkese yeniden dağıtım amaçlı şiddetli devrimleri hatırlatmaya istekli (mesela,Sefiller.)   Buradaki amaç, herkese şiddetli devrim ihtimalini hatırlatarak yeniden dağıtıma desteği teşvik etmek gibi duruyor. Yoksullara isyan edebileceklerini, ve geri kalan herkese de isyanın gerçekleşebileceğini hatırlatıyorlar. Bu, yeniden dağıtımın yetersiz olması durumunda üstü örtük bir şiddet tehdidini de güçlendiriyor.

Şimdi yakınlardaki bir habere bakalım:

Müzmin bekarlar kendi çirkinlikleriyle kafayı bozmuş haldeler —dünyayı alfalar ve betalar olarak ayırıyorlar, betalar sıradan, hakkı yenmiş aptal elemanlar; ve omegalar, ki müzmin bekarlar kendilerine sık sık bunu yakıştırıyor, en düşüğün de düşüğü, herkes tarafından hor görülenler— ve bu kendini kabulü bir tecrit aracı olarak kullanıyorlar.

[Toronoto van] saldırısından kısa sürece önce, şüphelinin Facebook profilinde “Müzmin Bekar İsyanı’nı”n başlangıcını selamlayan bir gönderi atıldı. …”Müzmin Bekar” hareketine bir “ideoloji” olarak bakmaktan ve bunu gelişmiş, bağlantılı bir düşünce olarak görmekten çekiniliyor çünkü ortaya çıkışı çok tuhaf. ..”müzmin bekar” [r/incel subredditi], şiddetli mizojini için bir Reddit toplanma yerine dönüştü.

Nefret figürleri bakımından çok ayrıksı: Stacyler (çekici kadınlar); Chadler (çekici erkekler); ve Normieler (müzmin bekar olmayan insanlar, yani partner bulabilen fakat çok da çekici olmayanlar). Basitçe, müzmin bekarların cinsel hayatı yok ve olan herkesten şiddetli biçimde tiksiniyorlar. Onalrın gözünde, suçun bir kısmı çok fazla kadınla seks yapan çekici erkeklerde.

Basitçe, bakirlikleri bir ayrımcılık ya da aparteid meselesi, ve sadece devlet-destekli kız arkadaş programı ve birden çok partneri yasaklama bu büyük adaletsizliği tersine çevirebilir. …Elliot Rodger, the Isla Vista katili, 2014’te altı kişiyi öldürmeden önce YouTube’a onunla yatmayan çekici kadınlara karşı “yeniden dağıtımı” hakkında bir video yükledi. daha fazlası için)

Cinselliğe daha az erişimi olanların, düşük gelirlilerle benzer bir cefa çektikleri, ve bu kimlik etrafında organize olarak kazanım elde edebileceklerini, bu eksende yeniden dağıtım için lobicilik yapabileceklerini ve en azından talepleri yerine getirilmezse şiddetle tehdit edebilebileceklerini umut ettiklerini savunmak makul olmayan bir pozisyon değil. Gelir eşitsizliğinde olduğu gibi, cinsellik eşitsizliğinden endişe duyan insanların çoğu (en azından şimdilik) şiddeti bir yöntem olarak açıktan reddedebilir ve fakat kendi aralarında konuşurken şiddet ihtimalinin başkalarını kendi politikalarını desteklemeye yardım edebileceğini söyleyerek şiddet teşvik edilebilir. (Cinsellik doğrudan yeniden dağıtılabilir, ya da tazmin olarak nakit para yeniden dağıtımı yapılabilir.)

Şaşırtıcı biçimde, gelir ve cinsellik eşitsizliğine dair kaygılarını ifade edenler arasında çok ufak bir örtüşme var. Kültürel elitlerimiz arasında gelir eşitsizliği kaygısı yüksek statüyken, cinsellik eşitliği kaygısı düşük statülü. Örneğin, yukarıdaki yazı cinsellik eşitsizliği kaygılarına dair en ufak bir sempati beslemiyor gibi görünüyor.

Gelir ve Cinsellik Yeniden Dağıtımını Karşılaştırmak

Son gönderimde söz verdiğim üzere, bir medenilik arası verdikten sonra cinsellik ve gelir eşitsizliği ve yeniden dağıtımı karşılaştırma konusuna dönüyorum. Bu gönderi normal gönderilerimden biraz daha uzun olacak, zira kelimelerimi dikkatli seçmeye çalışıyorum.

Eğer bireylerin bir özelliği diğer bireylerinkiyle karşılaştırılabilirse ve sıralanabilirse, o zaman bazı insanların o özelliğe diğerlerinden daha fazla mı daha az mı sahip olduğunu söyleyebiliriz. O zaman da bu özelliğin nüfus boyunca ne kadar eşit ya da eşitsiz şekilde dağıtıldığını konuşabiliriz. Çoğu insanın sahip olmak isteyeceği bazı şeyler, geri kalan her şey eşit olduğunda, iyi şeyler olarak görülür. Ve insanların iyi şeylere verdiği değer azalan marjinal faydaya (AMF) tabidir. Yani, insanlar bu şeye çok fazla sahip olmadıklarında, daha fazla sahip oldukları zamankinden daha fazla değer biçer.

İyi şeyler için, geri kalan her şey eşit olduğunda, genellikle yeniden dağıtımını sağlayacak ve daha çok insanın elde etmesini sağlayacak politikaları (resmi olmayan toplumsal normlar, devletin resmi programları, hayır kurumları ve diğer organizasyonlar da dahil olmak üzere) uygulamaya koymaya çalışırız. Ve AMF’li iyi şeyler için eşitsiz dağıtımlar kınanacak bir şeydir, çünkü bunlara sahip olmayanlar için her birim, sahip olanlar için olduğundan daha fazla değere sahiptir. Bir dağıtımı değiştirecek her politikanın, tanımı gereği o şeyi “yeniden dağıttığı” söylenebilir. (Eğer bana güvenmiyorsanız bir sözlüğe danışabilirsiniz.) Eşitsizliği azaltan bir politikanın “daha fazla” yeniden dağıtım yaptığı söylenebilir.

Fakat tabi ki geri kalan her şey eşit değildir. İnsanların şeyleri üretme yeteneği, şeylere biçtikleri değerler ve bu insanların toplum tarafından ne kadar değerli görüldükleri farklılık gösterir. Hem insanların değer verdiği şeyler, hem de bunları üreten ayarlamalar kompleks, çok boyutlu ve bağlama duyarlı olma eğilimindedir. “Gelir” ve “cinsellik” bu türden kompleks, çok boyutlu ve bağlama duyarlı iyi şeylere atıf yapan etiketlerdir. İkisi de genellikle özgün eşleşmelerle üretilir; cinsellik bir erkek ve bir kadın arasında, ve gelir işveren ve çalışan arasında. Bu eşleşmelerin değeri olası eşleşmelere ve diğer birçok bağlama göre çok büyük derecede farklılık gösterir.

Gelir için, yüzyıllar boyunca harcanan çaba, her kişinin “gelir”ini tanımlayabileceğimiz birkaç basit muhasebe yöntemiyle sonuçlanmıştır, bu ölçümlerin bizim önemsediğimiz pek çok şeyi gözden kaçırdığını bilsek de.  Örneğin, bölgeler yaşam masrafları bakımından farklılık gösterir, insanlar sağlık nedenli tıbbi harcamalar bakımından farklılık gösterir, bazı işler diğerlerinden daha rahat ve keyiflidir, bazı insanların zevkleri diğerlerinden daha pahalıdır, bazı servetler paraya dönüştürülemez ve eşsizdir, ve insanların sahip oldukları ile tükettikleri arasında anahtar bir farklılık vardır. Bunların hepsi kimin daha fazla “gelir”e sahip olduğunu söylemeyi zorlaştırır.

Bu komplekslik, geliri etkileyen politikaları analiz etmeyi de zorlaştırır. Böyle olsa bile, politikalar hakkında tartışırken insanlar genellikle vergiyle, okullarla, tıpla, konutlandırmayla, göçle ve diğer politikaların gelir yeniden dağıtım avantaj ve dezavantajlarından bahseder. (Bu politikalar genellikle tarafların her birinin belirli bir işveren-çalışan eşleşmesini reddetmesini içerir.) Her ne kadar insanlar gelir eşitsizliğini azaltmanın diğer amaçlar bakımından önceliği konusunda uzlaşamasa da bunu haklı bir politika amacı olarak görür. Gelir ve gelirle alakalı resmi ve resmi olmayan politikalar son yüzyıllarda, ve biraz daha az olmakla birlikte son yarım yüzyılda ciddi biçimde değişmiştir.

Cinsellik konusunda, prensipte bireylerin basit cinsellik eylemleri sayısını karşılaştırarak cinsellik eşitsizliğini kabaca ortaya koyabiliriz, her ne kadar böyle bir ölçümün önemli pek çok şeyi gözden kaçırdığını bilsek de. Cinsellik kompleks, belirlemesi zor ve farklılık gösterir durumda olsa da birçokları için (hem erkek hem kadın) önemli olduğu açıktır. Tıpkı gelir gibi. İnsanlar evlilik, fuhuş, doğum kontrolü, çıplaklık, pornografi, uyuşturucu, çocuk bakımı, konutlandırma ve üreme alanlarındaki politikalar hakkında tartışırlaken bunların cinsellik üzerine etkisinden açıktan bahseder. Son yarım yüzyılda cinsellikle ilgili resmi olmayan normlarda ve resmi politikalarda büyük değişimler geçirdik. İnsanlar bugün cinsellikle ilgili politikalara gelirle ilgili politikalara olduğundan —sanırım kısmen yakın zamanlı değişimlerin daha büyük olması sebebiyle— daha duyarlı.

26 Nisan’daki gönderimde, son zamanlarda (kendilerine “incel” [müzmin bekar] etiketini yapıştıran) bazı insanların açıktan ve kamu önünde daha az cinsellik eşitsizliği istediklerini, birkaçı şiddet yoluyla, dillendirdiklerinden söz ettim ve bunların gelir eşitsizliğinin azalmasını isteyenlerle aralarındaki sayı farkının nedenini merak etmeye başladım. Bazı spesifik olası politikalardan bahsettim; bireylerin cinsellik oranına bağlı para transferleri, fuhuşun yasallaştırılması, ve monogami ve evliliğe daha güçlü destek verilmesi gibi. (Bu spesifik politikalardan herhangi birini ne destekledim ne de herhangi birine karşı çıktım.)

Fakat bunlar sadece birer örnek; cinselliğin çok kompleks ve toplumsal pratiklerin çoğuyla bu kadar iç içe olması, birçok politika manivelasının olması gerektiği anlamına geliyor. Kimin kiminle cinsel birliktelik yaşadığı bizim neyi güzel ve statü saydığımızdan, insanların nerede yaşadığından, nerede ve nasıl tanıştıklarından, birbirleriyle nasıl konuştuklarından, birbirlerinden ne öğrenebileceklerinden, ve özellikle nerede ve ne zaman özel olarak konuşup buluşabileceklerinden etkileniyor.

Bu tür politikaları değerlendiren ilk kişi olmaktan çok uzağım. Tarihsel olarak, toplumsal evlilik öncesi ve evlilik dışı cinselliği caydıran ve bir erkeğin kaç tane eşe ya da sevgiliye sahip olabileceğini kısıtlayan yasalar geçirmiştir. İnformal gıybet ve propaganda zamparaların, yabancıların, önüne gelenle yatıp kalkanların cinsel cazibesini düşürmüş ve askerlerinkini artırmıştır. Politikalar insanların özel olarak nerede ve zaman görüşebileceklerini de kısıtlamıştır, mesela öğrenci yurtlarını cinsiyete göre ayırmak ve evli olmayan çiftlerin otel odası kiralamasını yasaklamak gibi.

Gönderimde iki alan arasındaki diğer bazı benzerliklerden de bahsettim. Bazı insanların iki türden yeniden dağıtımı savunmak için şiddete başvurmaya ve şiddetle tehdit etmeye istekli olması ve diğer destekçilerin bu gerçeği diğer insanlara hatırlatmayı sevdiği dahil. Bugün, iki türden “yoksulluğa” katkı yapan benzer unsurlara dair bir listeden bahsedeceğim; ırk, sınıf, zeka ve özür gibi. Aynı zamanda iki durumda da yeniden dağıtıma karşı çıkanların genellikle yoksulların düşük becerilerini ve tavırlarını suçladığının da sözünü edeceğim. Bu kişiler, bu yoksulların yardımı hak etmediğini ve onlara yardım etmenin kötü davranışlarını ödüllendirmek olduğunu söylüyor.

Fransız İhtilali sırasında, gelir yeniden dağıtımını sağlamak için kullanılan temel strateji zenginleri öldürmek ve mallarına el koymaktı. Bu doğal olarak yakınlardaki zenginleri sinirlendirdi ve gelir yeniden dağıtımını savunanların baskı altına alınmalarını istemelerine neden oldu. ABD’de 1960 ve 70’lerde,”devrimci” gruplar kısmen gelir yeniden dağıtımını desteklemek amacıyla yüzlerce bomba patlatıp birçok kişiyi öldürdü. Gelir yeniden dağıtımına karşı çıkanların bu politikaları bu şiddet yanlısı devrimcilerin şahsi başarısızlıklarına dikkat çekerek kötülemelerini ve düşük gelirlerinin onların suçu olmadığını söyleyeceklerini bekliyorum.

Tabi ki gelir ve cinsellik alanlarında bazı benzerlikler olması her bakımdan benzer oldukları ya da buralardaki eşitsizliklere karşı farklı tavırlar takınmanın makul olmadığı anlamına gelmiyor. Fakat bazı açılardan benzer görünen şeylerin aynı zamanda bariz biçimde ilişkili açılardan benzer olmamasının ardındaki nedeni sormak, dünyadaki farklılıkları anlamak için kullanabileceğimiz en güçlü araçlardan biri. Bu yüzden bunun denemeye değer olduğunu düşündüm.

Aynı gün, gönderimin bir özetini tweetledim. Bazıları buna öfkeyle yanıt verdi, (tamamen hatalı olarak) erkeklerin istediği kadına tecavüz etme hakkına sahip olduğunu söylediğimi iddia etti ve benim Handmaid’s Tale‘dekine benzer tecavüz ve kadın köleleştirme sistemini desteklediğimi ileri sürdü. Birçokları bu yanıtlara gürültülü ve kaba biçimde katılıp benim korkunç bir insan olduğumu söyledi.

Bu kişileri benim kısa ve basit gönderimi yeterince dikkatli okumayla uğraşmamakla suçlama isteği geliyor içimden. Örneğin, benim gönderim cinsiyet bakımından nötrdü. Fakat insanların bu tür şeyleri genel olarak yanlış şekilde okuma temayülünde olduğunu kabul etmeliyim. Mesela, üniversite öğrencileri sıklıkla Platon’un Devlet‘ini şöyle yanlış okur:

Öğrenci makaleleri, erkek koruyucuların kadınlara kiminle yatabileceklerini dikte edebileceklerini söylemelerinin ve kadınları kendi haremleri gibi kullanmalarının ne kadar adaletsiz ve acımasızca olduğundan dem vurur. Ki bu Devlet’in söylediği bir şey değildir. …Kitapta koruyucuların her iki cinsiyetten olduğu da açıktan açığa söylenir. Ve erkek ve kadınların aynı yolla seçildiği de açıktır. (Ki bunu sınıfta tartıştık bile!) (daha fazlası için)

Benim gönderime sinirlenenlerin çoğu ve hatta kitlesel medyada olanlar dahi benim analojime karşı bir argüman sunmadı. Bunun yerine beni cinsellik yeniden dağıtımını savunmak için şiddet kullanmaya istekli olan ya da en azından buna sempati duyan cinsellik-yoksulu insanlarla bir tutmakla yetindiler. Bu tür ‘müzmin bekar’ savunucularının kişisel olarak iğrenç oldukları,  bu yüzden destekledikleri her politikanın da öyle olduğu, ve bunlara ve politikalarına çabucak aşırı önyargıyla saldırmayanların da iğrenç oldukları söylendi.

Bunun bana gelen genel yanıt olmasına dair farazi en iyi açıklamam şöyle. Birçokları, açıktan ve kuvvetlice kadınlardan nefret eden bolca erkek olduğu iddiasından yola çıkarak cinsiyete dayalı politika reformlarını savunuyor. Fakat genellikle bu tür erkeklerle bariz ve kamu önünde özdeşleştirebilecekleri kişiler bulmak zor. Cinsiyet politikası destekçileri, katrana bulayabilecekleri görünür bir (ufak da olsa) erkek havuzu buldukları için o kadar mutluydu ki başka şeylerden nadiren konuştular. Ne de olsa siyaset, siyasetle alakalı değildir.

Fakat bazıları benim cinsellik ve gelir eşitsizliği karşılaştırmama yanıt verdi. Bunların çoğu cinsellik ve gelirin birbiriyle alakasız olduğunun aşırı bariz olduğunu ve bu yüzden bunların eşitsizlik ve yeniden dağıtımını karşılaştırmanın gülünç ve çok gücendirici olduğunu söyledi. (Bilhassa beyaz bir erkeğin bunu tarafsız ve analitik biçimde konuşması.)

Bunun için pek çok gerekçe öne sürdüler. Bazıları paranın (gelirin değil) basit, alımsatımsal ve canlı olmayan bir meta olduğunu, kadınlarınsa (tabi ki) kendi hisleri ve kimliği olan, meta olmayan özerk yetişkin insanlar olduğunu söyledi. Bazıları eşitsizliğin sadece metalar için geçerli olduğunu söyledi. Bazıları cinsellik olmadan yaşanabileceğini fakat gelir olmadan yaşanamayacağını söyledi. Bazıları cinselliğin gıda, konut ve okuldan(!) katbekat önemsiz olduğunu, ve bazılarının para için cinsellik satmasının paranın çok daha önemli olduğunu gösterdiğini söyledi. Bazıları yeniden dağıtımın amacının tahakkümü azaltmak olduğunu, ve bazen insanlar kendilerini gelir elde etmek için tahakküm altına soksalar da bunu hiçbir zaman cinsellik elde etmek için yapmadıklarını söyledi. Bazıları cinsellik eşleşmelerinin çok kırılgan olduğunu ve bunları sosyal olarak etkilemek için yapılan en ufak girişimle tamamen yerle bir olduklarını, fakat istihdam eşleşmesinin böyle olmadığını söyledi.

Bazıları gelir yoksulluğunun bireysel davranışlardan ziyade yapısal ve kurumsal başarısızlıklarla ilişkili olduğunu, cinsellik yoksulluğunun ise genellikle tuhaf tiplerin öfke, kötü tavırlar, sahiplik hakkı iddiası, mizojini ve cinsiyetçiliklerinden kaynaklandığını; bu tür kişilerin pornodan, mastürbasyondan ve birbirleriyle cinsel ilişkiden fazlasını hak etmediğini söyledi. Bazıları fuhuşun onlar için fazla merhametli olacağını, bunun fahişeler için acımasızlık olduğunu söyledi. Bazıları bir erkek olarak benim imtiyazlı pozisyonumun beni kadınlarla seks hakkında konuşmaktan menettiğini söyledi. Bazıları benim de benimsediğim spesifik bir politik olarak uygulanabilir bir politika paketiyle gelmeden cinsellik yeniden dağıtımı hakkında konuşmamam gerektiğini söyledi.

Bana kalırsa, bunların çoğu gelir ve cinsellik eşitsizliği ve yeniden dağıtımına farklı muamele etmek için yetersiz temeller. Biyolojik olarak, cinsellik de hayatta kalmak kadar önemli. Birçokları cinselliğe erişmek için çok fazla şeye katlanıyor, buna tahakküm altına girmek ve yüksek meblağlar ödemek dahil. Bizim zengin toplumumuzda çok az kişi açlıktan ya da yetersiz gelirden ölme riski taşıyor. Gelirsel yoksullar ve cinsellik yoksullarının kişisel başarısızları da yoksullukları için benzer makuliyette görünüyor, ve her iki durumda da şiddetli ya da gürültülü destekçilerin kişisel başarısızlıkları, nüfusun çok küçük bir kısmı oldukları için, iyi politikalardan büyük oranda bağımsızmış gibi görünüyor.

Yapısal ve kurumsal bağlamlar hem cinsellik hem gelirde etkili, ve bu bağlamlar iki durumda da adaletsiz olabiliyor. Bugün gelir üreten iş eşleşmelerinin çoğunun kırılgan ve kompleks olması gibi, iyi bir cinselliği oluşturan cinsellik eşleşmeleri de kırılgan ve kompleks. Hiçbiri basit meta değil ve ikisi de kompleks insan tercihi içeriyor. Tıpkı iyi gelir politikalarının hem işverenin hem çalışanın belirli bir eşleşmeyi reddetmesine müsaade etmesi gerektiği gibi, iyi bir cinsellik politikası da bireylerin belirli bir cinsel eşleşmeyi reddedebilmelerini gerektirir. Fakat çoğu politika manivelası bu türden redlerle uyumludur.

Bizim cinsellik ve gelir eşitsizliğine farklı muamele etmemiz için getirdiğim en iyi açıklama, son yüzyıllardaki değer ve muamele trendleri için getirdiğim favori açıklamamla aynı: artan varsıllık göçebeleri çiftçilere dönüştüren toplumsal baskıları zayıflattı ve biz, en azından iş dışında, göçebelerin tutumlarına geri kayıyoruz. Bizim uzak göçebe atalarımız yiyecek gibi maddi kaynakları yeniden dağıtmak için cinselliği yeniden dağıtmaktan çok daha fazla uğraştı. Bu evrimsel olarak da makul: yiyecek farklılıkları öldürdü, fakat cinsellik farklılıkları yardımcı oldu. Göçebelerle karşılaştırıldığında yakın zamanlı çiftçi atalarımız maddi kaynakları yeniden dağıtmak için daha az çaba harcayıp tek eşli evliliği destekleyerek cinselliği yeniden dağıtmaya daha çok uğraştı.


Yazan: Robin Hanson

Kaynak:

(1) Overcoming Bias

(2) Overcoming Bias

Öncül Analitik Felsefe Dergisi, 19 Ocak 2018 tarihinde kuruldu. Sunum, söyleşi, makale, çeviri, canlı yayın gibi içerikler üreterek Analitik Felsefe’ye dair Türkçe veritabanını genişletmeye devam ediyor.

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

Önceki Gönderi

Sosyal Statü: Tavşan Deliğinden Aşağı… — Kevin Simler

Sonraki Gönderi

Herkesin Üniversiteye Gitmemesi, Herkes için Daha Hayırlı Olabilir — Bryan Caplan

En Güncel Haberler Analitik Felsefe:Tümü