Bilge Kadınlar: Antik Dönemin Tanımanız Gereken 6 Kadın Filozofu – Dawn LaValle Norman

/
891 Okunma
Okunma süresi: 5 Dakika

Antik dönemi şöyle bir düşündüğümüzde, ilk akla gelenler güneşin altında genç erkeklere sohbet eden kel bir Sokrates veya muhteşem sütunlar arasında ders veren bilge bir Aristoteles olabilir.

Peki ya Atina’nın önde gelen politikacısına hem politik hem de erotik konularda fikirler sunup danışmanlık yapan yabancı öğretmen Aspasia’ya ne demeli? Veya kocası Eustathius’tan çok daha popüler bir öğretmen olan bir mistik, anne ve Yeni Platoncu (Neo-Platonist) Sosipatra?

Felsefenin gelişiminde kadınlar da epey etkili olmuştur. Onlardan günümüze çok fazla yazılı metin geriye kalmış olmasa dahi sözlü ders ve öğretileri çağdaşları üzerinde epey etki yaratmış ve sesleri çağlar boyunca yankılanmıştır.

İki bin yıldan fazla bir süre sonra; yetenekli, zeki, sesi çıkan kadınlar hala kendi seslerini duyurmak için mücadele ediyor. İşte tanımanız gereken Antik Dönem’deki 6 kadın filozof:

1. Miletli Aspasia

Miletli Aspasia (MÖ 400 civarı) Klasik Dönem Atina’sındaki en ünlü kadındı – yoksa kötü şöhretli ve adı çıkmış mı demeliydik? Bir yabancı olmasına rağmen, Peloponez Savaşı’nın başladığı zamanda Atina’nın lideri Perikles’in metresi olmuştu. Yalnızca büyüleyici güzelliğiyle değil, aynı zamanda büyüleyici zekasıyla da tanınır ve hatırlanırdı. Sokretes, Aspasia’nın kendisinin öğretmeni olduğunu ve hitabet sanatını (Ç.N. Antik Dönem’de ikna edici konuşma becerisi ve retorik oldukça mühimdi, muhtemelen bu ima ediliyor) ondan öğrendiğini söyler. Sokrates, nihayetinde, onun tüm bunları Perikles için kaleme aldığını söylemektedir.

Sokrates’in öğrencileri tarafından kaleme alınan en az üç felsefi diyalogda Aspasia’nın sözlü bir rolü vardır: Platon’un Meneksenos’u, Aeschines ve Antisthenes ile fragmanlar halinde olan Aspasia diyalogları.

2. Clea

Clea (MS 100 civarı), Antik Dünya’da oldukça saygın siyasi ve entelektüel bir rolü olan Delphi’li bir rahibeydi. Liderler, tapınaktaki dini görevlilerden politik konulara yönelik sık sık ilahi tavsiyeler isterdi. Clea da bu politik-dini sistemin bir parçasıydı, fakat o felsefenin asli önemine inanıyordu.

Clea’nın, döneminin en ünlü entelektüeli olan Plutarchus ile derinlemesine felsefi sohbetler yapabilmek için birçok fırsatı olmuştu. Plutarch “On the Bravery of Women” ve “On Isis and Osiris“in önsözlerinde ölüm, erdem ve din tarihi üzerine olan bu hararetli sohbetlerin kendi çalışmalarında ona nasıl ilham verdiğini anlatır.

3. Tekla

Paul ve Thecla’nın İşleri‘nde sahneye ilk çıktığında, Thecla (muhtemelen MS 1. yüzyıl) sıradan bir orta sınıf hayatı vardı; evinde inzivaya çekilmişti ve avantajlı bir evlilik yapmak üzereydi. Fakat balkonundan eğilip de Pavlus’un etkileyici vaazını duyduktan sonra tümüyle farklı bir yola girmeye karar vermişti.

Paul’un takipçisi olur, çeşitli türden sırnaşma ve ilan-ı aşkları reddeder, arenalara atıldığında etobur deniz canlılarına karşı hayatta kalmayı başarır. Nihayetinde başlı başına bir hoca olarak kabul görür ve ünlü kariyeri başlamış olur. Kimileri Tekla’nın aslında hiçbir zaman yaşamadığını düşünse de, yarattı ün ve efsanevi etki birçok kadına felsefi bir hayat sürdürmeleri için ilham vermiştir.

Olimposlu Methodius, yaklaşık 250 yıl sonra Tekla ana karakter olduğu ve tamamen kadın konuşmacılardan oluşan felsefi bir diyalog kaleme aldı ve Tekla’nın felsefi ve dini misyonundan esinlenerek Makrina’ya Tekla’nın takma aile adını verdi.

4. Sosipatra

Sosipatra‘nın (muhtemelen MS 4. yüzyıl) adeta rüya gibi bir yaşamı olmuştu: Mutlu bir aile hayatının yanı sıra başarılı bir öğretmenlik kariyerine de sahipti. Sosipatra, yabancılardan mistisizm eğitimi aldıktan sonra Yeni Eflatuncu (NeoPlatonist) geleneğin zor metinleri yorumlayan ve ilahi bilgiyi insanlarla buluşturan saygın bir öğretmen oldu.

Sosipatra’nın çevresi, biri eşi Eustathius olmak üzere, kendi işinin ehli olan erkeklerle doluydu. Fakat Eunapius’un Lifes of the Philosophers (Filozofların Yaşamları) adlı kitabındaki alan biyografisine göre Sosipatra’nın şöhreti çevresindeki erkeklerden daha büyüktü; öğrenciler onun ilham verici öğretisini daha çok tercih ediyordu.

5. Genç Makrina

Macrina (yaklaşık olarak M.S.330-379), Kapadokya’daki büyük, nüfuz sahibi ve iyi eğitimli bir Hıristiyan ailenin on çocuğundan en büyüğüydü.

Keskin zekası, dindar ruhu ve güçlü iradesi sayesinde aileyi bir arada tuttu ve nihayetinde atalarının mirasını etkin bir erkek ve kadın sofu topluluğuna dönüştürdü.

Erkek kardeşi olan Nyssa’lı Gregory, hem “Life of Macrina” biyografide hem de “On the Soul and Resurrection” adlı felsefi diyalogda Makrina’nın bilgeliğinden söz etmiştir. Özellikle söz konusu ikinci metinde, Makrina’nın yaşama gözlerini yumarken kardeşleri ile arasında ölüme dair geçen konuşmayı betimler; bu konuşmada onun felsefe, kutsal metinler ve fizik bilimlerine dair geniş bilgeliğini de sergilediğini görürüz.

6. İskenderiyeli Hypatia

Çoğunlukla, Hristiyan bir çetenin saldırıları sonucu gerçekleşen dramatik ölümüyle bilinen Hypatia (M.S. 355-415 civarı), matematik ve astronomiye dair çalışmalarından dolayı saygı duyulan bir Yeni Eflatuncu öğretmendi.

Hypatia’nın en parlak öğrencilerinden biri olan Hıristiyan piskopos Synesius, yalnızca felsefeye dair değil aynı zamanda bilinmeyen/gizli kalmış matematiksel şeylere dair de bilgi alışverişinde bulunmak için ona mektuplar kaleme almıştır.

Babası Theon’un benimsemiş olduğu ve yayınlanmasını kabul ettiği astronomik yorumu düzenledi.

Antik Dönem’de yaşamış kadınların bilgeliğini hatırlamak hem tarihe yönelik ufkumuzu genişletir hem de modern karmaşık düşüncenin cinsiyetçi unsurlarını tekrar gözümüzün önüne serer. Bu durum özellikle de, modern üniversitelerdeki beşeri bilimlerde cinsiyet açısından kalıcılaşmış bir dengesizliğin en çok bulunduranlardan biri olarak değerlendirilen Felsefe için geçerlidir.

Antik Dünya, kadınların seslerine Felsefe’de yer açmak için bir alan yaratmıştı; biz de aynısını yapmalıyız.

İleri Okumalar


Çevirmen Notu: Antik Dönem’de etkili olmuş 6 kadın filozofdan söz ederken belki çağımızın en etkili 7 kadın filozofundan da bahsetmek iyi olabilir.

Bu isimler elbette benim şahsi görüşüm. Bir kısmı hayatta olan bu filozoflar yaptığı çalışmalar ile bize büyük bir felsefi miras bırakmış ve yeni ufuklar açmıştır.

  1. Linda Zagzebski: Çağdaş Analitik Epistemoloji, Din Felsefesi ve Etik.
  2. Patricia Churcland: Çağdaş Analitik Zihin Felsefesi ve Bilim Felsefesi, Nörofelsefe.
  3. Simon de Beauvoir: Varoluşçuluk, Feminizm ve Siyaset Felsefesi.
  4. Gertrude Elizabeth Margaret Anscombe: Metafizik, Ahlak Felsefesi, Analitik Felsefe.
  5. Hannah Arendt: Siyaset felsefesi, Toplum Felsefesi, Etik.
  6. Rosa Lüksemburg: Siyaset Felsefesi, Sosyalizm ve Materyalizm
  7. Christine M. Korsgaard: Ahlak Felsefesi, Hayvan Hakları, Zihin Felsefesi.

Dawn LaValle Norman– “Wise women: 6 ancient female philosophers you should know about“, (Erişim Tarihi:02.06.2021)

Çevirmen: Taner Beyter

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

Önceki Gönderi

100. Yılında Tractatus: Asırlık Merdiven – Dr. Umut Morkoç & Taner Beyter & Erim Bakkal

Sonraki Gönderi

Graham Oppy on his Defense of Naturalism

En Güncel Haberler Analitik Felsefe:Tümü