Felsefe Metni Nasıl Okunur? – 1000 Word Philosophy Editörleri

/
2017 Okunma
Okunma süresi: 6 Dakika

Bir kitap, makale veya diyalog tarzı vb, herhangi bir biçimdeki felsefe metnini okurken bu elbette zaman alacaktır. Felsefe, arkanıza yaslanmış bir şekilde rahat rahat okunacak türden bir şey değildir. [1] Hemencecik kavranılamayacak fikirler ve iddialar ile karşılaşabilirsiniz, fakat bu tümüyle normal bir durum. Diğer birçok alana ve konuya kıyasla felsefe, ele aldığınız metnin ne anlama geldiğini anlamak için aktif uğraşı gerektirir.

Uygulamada bu, okumaya başlamadan önce dikkat dağıtıcı faktörlerin olmadığı uygun bir yer bulmanız gerektiği anlamına gelir. Bununla birlikte, bilhassa yazarın önemli terimleri ya da teorileri açıkladığı yerlerde metnin altını çizmeniz ya da not olmanız gerekir.

Bu yazı, felsefi metinleri okumak için üç adımdan oluşan bir strateji sunarak, okumalarınızdan en verimli şekilde yararlanmanıza yardımcı olacaktır.

1. Adım: Konuyu Daha İyi Kavramak İçin Önceden Bir Göz Gezdirin

Hazır olduğunuzda, konunun ne olduğunu daha iyi anlamak için metni gözden geçirmekle başlayabilirsiniz: Tanrı’nın varlığı, bilginin ne olduğu, kürtajın ahlakiliği ya da başka herhangi bir felsefi konuda bunu yapabilirsiniz.

Devamında, yazarın ana fikrini ve ilgili konuya dair vardığı sonucu arayın. Çağdaş felsefe makalelerinde bu, genelde giriş bölümünde yer alır, bazen ise açıkça bir tez olarak ifade edilir. Daha eski tarihli yazılarda ise ana fikir, metnin sonuna kadar açık olmayabilir. Fakat metnin sonuna atlamakta herhangi bir problem yoktur! Felsefe bir gizem değildir ve spoiler içermez.

Okumaya başladığınızda, yazarın ana fikrine katılıp katılmadığınızı sezmeniz veya hissetmenizde bir sakınca yok. Aslına bakarsanız, argümanlarını ya da bu ana argümana yönelik desteklerini bulana kadar bir fikir oluşturmaya çalışmak ve beklemek en iyisidir. [2] Bu aşamadayken amacınız yalnızca yazarın nereye gittiğini kestirmek ve bilmektir.

Bazen, özellikle de okuduğunuz metin bir karşılıklı konuşma veya bir şiir ise, ana fikri gözden geçirerek bulmak zordur. Fakat yine de gözden geçirme işlemi, karşınıza neyin geleceğini ve nasıl serimlenmiş bir şey olduğunu görmek açısından zahmete değerdir. Hatta metnin yapısını takip etmek için kısa bir özet bile kaleme alabilirsiniz. Bazen yazar bunu sizin için yapar (çağdaş makaleler çoğunlukla giriş bölümünün sonunda taslak ve yapıyı özetler).

2. Adım: Aceleci Olmadan ve Aktif Bir Şekilde Okumaya Başlayın

Ana yapı ve konuyu öğrendikten sonra, baştan başlayarak daha yavaş ve ciddi bir şekilde okumaya başlamalısınız. Yazarın ana fikirleri için kullandığı argümana, yani vardığı sonuç için sunduğu gerekçelere bakın. İlerleyen sayfalarda, yazarın tam olarak ne söylediğini anladığınız konusunda kendinizi ne kadar emin ve rahat hissettiğinizi kontrol edin. Kendinize güveninizin azaldığını hissediyorsanız, yavaşlayın.

Yazarın, hakkında konuştuğu bir iddiaya katıldığını varsaymayın

Filozoflar, her ne kadar katılmasalar da bazen bir görüş ya da argüman hakkında uzun uzadıya yazarlar. Bu kimi zaman yazarın kendi görüşüyle bir tezat oluşturur. Eğer yazar kendi fikrine tezat düşüncelerden bahsediyorsa bu, kendisiyle çelişiyormuş gibi görünebilir. Fakat hangi fikirlerin yazar tarafından kabul edilip hangilerinin edilmediğine dair ipucu ve işaretlere dikkat edin.

Kendinize, yazarın fikirleri hakkında ne düşündüğünüzü sorun

Filozoflar sıklıkla okuyucuların benimseyeceklerini düşündükleri sorulara ve itirazlara yanıt olarak yazarlar. Eğer metni pasif bir şekilde okuyorsanız ve sorular ile itirazlar oluşturmuyorsanız, yazarın neyden bahsettiği sizin için belirsiz olabilir. Not alırken, bir iddiadan şüphe duyduğunuz yerleri ve bunun nedenini not alın.

Cömert bir şekilde okuyun

Elimizden geldiğince başkasının fikirlerini mümkün olan en güçlü (rasyonel ve ciddi) şekilde yorumlamalıyız. Filozoflar buna cömert okuma ilkesi der. [3]

Özgür irademiz olmadığını iddia eden bir yazar düşünün. Bu iddia, kesinlikle insanlar her an bir şeyler yaptığından (sonuçta donmuş değiller değil mi), saçma ya da yavan görünür. Fakat bir an olsun durun ve kendinize yazarın “özgür irade” ile neyi kastettiğini sorun. Belki de yazarın kastettiği şey, insanların hiçbir zaman -özgür iradeleri ile- bir şey yapmadığı fikri değil, insanların yaptığı her şeyin geçmiş olaylar tarafından belirlendiği fikridir. Böyle düşünmek, daha makuldür.

Sonrasında fikir hâlâ mantıksız görünüyor olsa dahi, her zaman için cömertlik ilkesine dayalı bir yorum aramaya değerdir. Bunu yapmak, mümkün olan en iyi argümanla haşır neşir olduğunuzdan emin olmanıza yardımcı olur.

3. Adım: Yardıma İhtiyacınız Olduğunda Durmayı Bilin

Kafanız karıştığında, birkaç paragraf atlamak ve metnin anlamlı hâle gelmeye başlamasını ummak çekici gelebilir. Bu bazen işe yarar fakat çoğunlukla daha fazla kafa karışıklığına yol açar. Felsefi fikirler ve argümanlar, ilerledikçe, önceki kavramları da içerecek şekilde kademeli olarak inşa edilir. Kafanız karıştığında biraz geriye gidin ve tam olarak hangi noktada kafanızın karışıp kaybolduğunuzu tespit etmeye çalışın.

Kendi ifadelerinizi ve örneklerinizi uygulayın

Bir metni anlamak için yapacağınız en iyi testlerden biri, yazarın fikirlerini kendi tarzınızda ve kendinize göre ifade edip edemediğinizdir. Zorlu bir pasajı, size anlamlı gelen ifadelerle “çevirmeye” çalışın.

Kimi zamanlar ifadeleri anlar fakat fikirleri çok soyut bulabilirsiniz. Böylesi bir durumda, yazarın söylediklerini kendi örneklerinizle açıklayın. Bir kavramı ya da bir iddiayı daha sade, basit, somut bir duruma nasıl uygulayabileceğinizi tasavvur edin.

Kafa karıştırıcı ifade ve terimleri araştırın

Tuhaf gelen veya bilmediğiniz bir şekilde kullanılmış gibi görünen bir kavram-ifade nedeniyle kafanız karıştığında, ilgili kavram-ifadeyi felsefeye özgü bir referansta arayın. Örneğin:

Bu girdi yazılarının bazıları uzundur ancak yine de bütün girdi yazısını okumanıza gerek yok; yalnızca takıldığınız teknik kavram-ifadeyi anlayana kadar okuyun. Bazen felsefe bir kavramın nasıl tanımlanacağıya ilgilidir ve okuyacağınız girdi, ilgili kavramın-ifadenin uzun bir ele alınışını içerecektir. Yine de, bir referans size ilgili kavramın-ifadenin özünü verebilir.

Uygun olan yerlerde alternatif bir çeviri deneyin

Şayet okuduğunuz metin başka bir dilden çevrildiyse, kafa karıştırıcı olan pasajın farklı bir çevirisine erişmeyi deneyin.

Başka insanlarla konuşun

Şayet demin sözünü ettiğimiz stratejileri halihazırda uyguluyorsanız, aynı metni okuyan kişilerle kafa karıştırıcı pasajları birlikte çözmeye çalışmak çok daha kolay ve iyi olacaktır.

4. Sonuç

Bir felsefe metni okumak kafa karıştırıcı, hatta şaşırtıcı olabilir. Fakat eğer yukarıdakiler gibi iyi okuma alışkanlıkları geliştirirseniz felsefe daha anlaşılır, faydalı ve zevkli olabilir. [4]


Notlar


İleri Okuma


Kaynak: How to Read Philosophy, (Erişim Tarihi: 26.02.2023)

Çevirmen: Mustafa Calp

Editör: Taner Beyter

Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümü son sınıf öğrencisi. İlgi alanı zihin felsefesi ve Daniel Dennett ile Paul Churchland'ın bilinç ile ilgili görüşleri üzerine çalışıyor. Felsefede ilgisini en çok çeken konu ise bilincin gizemi.

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

Önceki Gönderi

İş Etiği – Thomas Metcalf

Sonraki Gönderi

Ludwig Wittgenstein’ın Zamana Meydan Okuyan Dehası – Julian Baggini