Nörobilim Aracılığıyla Ahlaki Eğitimi Geliştirmek – Hyemin Han

////
1252 Okunma
Okunma süresi: 4 Dakika

Bilim ve teknolojinin hızlı gelişimi sayesinde, ahlak ile ilgilenen akademisyenler artık araştırmalarında kullanmak adına daha gelişmiş yöntemlere sahipler. Bugüne dek, insan denekler üzerinde ahlakı incelemek için nispeten basit yöntemler olarak görülebilecek mülakat ve öz-bildirim anketi gibi yöntemler kullanılıyordu. Diğer yandan sinirbilim alanındaki başarılı çalışmalar, ahlaki işleyişle bağlantılı psikolojik süreçleri incelemek için araştırmacılara doğrudan yardımcı olabilir.

Örnek olarak, fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI), araştırmacıların, denekler potansiyel olarak riskli bir ameliyat olmaksızın ahlaki çıkmazları izlerken ve çözerken, onların beyin işleyişini incelemelerini mümkün kılar. FMRI araştırmaları aracılığıyla elde edilen verilerin, teknolojik kısıtlılıklar sebebiyle (mesela, fMRI sinyallerinin nöronlardaki etkin aktiviteyi temsil edip etmediği gibi kısıtlılıklar) deneklerin beyinlerinde neler olup bittiğini kusursuz ve tamamen doğru bir şekilde gösterip gösteremeyeceğine dair pek çok tartışma olsa dahi, bilim insanlarının artık, insanın ahlaki psikolojisine dair şimdiye dek ortaya çıkarılamayan özellikleri onlara gösterebilecek daha fazla araştırma metodolojisine sahip olduğu aşikardır.

İnsan ahlakiliğine dair fMRI çalışmalarından elde edilen bazı yeni bulgulara kısaca göz atalım. Greene ve meslektaşlarının 2001 yılında kaleme aldıkları ufuk açıcı makalesi bize, deontolojik ve faydacı ahlaki karar verme süreçlerinin nörolojik bağlantılarını gösterdi. Araştırmacılar, denekler MRI tarayıcısındayken onlara, tramvay ve yaya köprüsü ikilemi gibi farklı türden ahlaki ikilemler sunarak ahlaki muhakemelerinin nörolojik ilişkilerini incelediler. Onların çalışmaları, deontolojik ahlaki muhakemelerin duygu ile ilgili beyin bölgelerindeki faaliyetle ilişkili olduğunu, faydacı ahlaki muhakemelerin ise bilişsellikle ilgili beyin bölgelerindeki etkinlikle ile ilişkili olduğunu ileri sürmüştür. Greene ve diğerlerinin fMRI çalışmalarının ardından, ahlak psikolojisi alanındaki birçok bilim insanı fMRI yöntemini kullanmaya başladı. Bilim insanlarınca yapılan bu çalışmaların konuları arasında yalnızca şimdi ifade ettiklerimizle sınırlı olmamak üzere; kültürel faktörlerin ahlaki muhakeme üzerindeki etkileri, felsefi temeldeki farklı etik karar türleriyle ilişkili farklı nörolojik bağlantılar, ahlaki muhakemede benliğin rolü, beyin uyarımı yoluyla sosyal norm uyumluluğunun nasıl değişiklik göstereceği gibi şeyler yer alır.

Demin söz ettiğimiz fMRI çalışmalarının, insan ahlakiliğine dair psikolojik araştırmalardaki gelişmelere şüphesiz bir şekilde önemli ölçüde katkıda bulunsa dahi, pratik eğitime; özellikle de ahlaki eğitimi iyileştirmeye yönelik uygulamalara katkıda bulunup bulunamayacakları ve nasıl katkıda bulunabilecekleri hala pek açık değildir. Ahlak psikologları, insanların nöral düzeydeki ampirik bulgular temelinde nasıl ahlaki kararlar aldıklarına dair, artık daha fazla bilgiye sahipler. Peki öyleyse, ahlaki eğitim programları oluşturan ve öğrencilere eğitim veren ahlak eğitimcileri bu tür deneysel bulgulardan ne öğrenebilir? Örneğin, beyin bölgeleri ile belirli ahlaki fonksiyonlar arasındaki ilişkilere dair yeni bulgular, ahlak eğitimine ilişkin pratik düzeyde neler geliştirebileceklerine dair eğitimcilere ne söylüyor?

Prefrontal korteksi uyarmanın sosyal uyumu artırabileceğini gösteren beyin uyarımı çalışması göz önüne alındığında, eğitmenler bu yöntemi bizzat kendi sınıflarında kullanmalı mıdır? Öyle görülüyor ki, deneysel nörolojik çalışmalar bu türden pratik düzeydeki sorulara kolayca cevap veremeyebilir.

Ahlak eğitimi üzerine olan benim tezim, disiplinler arası çalışmalar yaparak yukarıda ortaya konan sorulara cevap vermeye çalışmaktadır. Bu çalışmamda esas olarak nörolojik araştırmalardan elde edilen bulguların ahlak psikolojisine dair araştırmaları ve son olarak da sınıf ortamındaki ahlaki eğitimi nasıl etkileyebileceğiyle ilgileniyordum. Bu hedef doğrultusunda, ahlak üzerine önceki fMRI araştırmalarını inceleyerek kendi deneylerim için temel bir hipotez oluşturmaya başladım. Tezimin ilk bölümü, ahlaki işleyişle bağlantılı ortak nörolojik aktivite modelini aydınlatmak için ahlaki işleyişe odaklanan daha önceki fMRI çalışmalarının niceliksel meta-analizinden elde edilen sonuçlara işaret ediyor. Tezimin ikinci bölümünde, meta-analizimdeki ahlakla ilişkili psikolojik fMRI çalışmalarında ortak olarak etkinleştirildiği tespit edilen bölgelerdeki sinirsel aktiviteyi, bilhassa da benlikle ilişkili bölgeleri inceleyen gerçek bir fMRI deneyi yaptım. Daha sonraysa, laboratuar ve sınıfta nöral düzeydeki bulgulara dayanan psikolojik bir müdahale tasarladım ve bunu test ettim; bu deneylerde elde edilen veriler tezimin üçüncü bölümünde raporlandı: Buna göre örneğin, edinilebilir ahlaki modellerin, gönüllü bir şekilde hareket etmeye bağlılığı teşvik etmede, böyle olmayanlardan daha etkili olduğunu göstermiştir. Tezim, nörobilim ve ampirik bulgulara dayanan daha efektif ahlak eğitimi müdahaleleri geliştirmek adına yalnızca bir başlangıç denemesi olsa da, demin bahsettiğim üç bölümde bildirilen bulgular sinirbilimden pratik ahlaki eğitime doğru mümkün olabilecek bir yol sunabilir.

İlerleyen yazılarda, nörobilimden elde edilen bulguların ahlak eğitimine nasıl katkı sağlayabileceğini tezimi oluşturan bölümler ve somut örneklere dayanarak tartışacağım. Bununla beraber, ahlak eğitiminde eğitimsel müdahalelerin uzun vadeli ve büyük ölçekli sonuçlarını ön gören hesaplama modellerinin geliştirilmesine dair ilgili diğer bazı çalışmalara yer vermeyi amaçlıyorum. Bu türden hesaplama modellerine dayalı simülasyonlar, öğrencilerin gelişmeye yönelik eğilimlerini etkileyebilecek eğitim politikaları tespit etmekte zorlanan eğitimcilere ve eğitim politikası sorumlularına yardımcı olacaktır. Bahsetmiş olduğum gelecekteki bu yazılar umarım ilgililere, sınıflarda ve okullarda nörobilim ile ahlaki eğitim arasında yer alan boşluğun nasıl doldurulabileceği hususunda bazı faydalı bilgiler sunar.


Hyemin Han-“Improving moral education through neuroscience“, (Erişim Tarihi: 09.01.2021)

Çevirmen: Taner Beyter

Ankara Üniversitesi Coğrafya Bölümü’nü bitirdi, Felsefe master eğitimine ise ara verdi. Etik, epistemoloji, din felsefesi ve metafelsefe ile ilgilenir. Evli olup öğretmenlik mesleğine devam etmektedir.   

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

Önceki Gönderi

Moore’un Dış Dünyanın Gerçekliği Kanıtı: Dış Dünya Şüpheciliği’ne Cevap Vermek – Chris Ranalli

Sonraki Gönderi

Din Felsefesi’nde Farklı Pozisyonlar (2)

En Güncel Haberler Analitik Felsefe:Tümü