Özgür İrade ve Tek Tanrıcılık: Ne Onla Ne De Onsuz – Jonathan David Garner

//
1471 Okunma
Okunma süresi: 3 Dakika

Tanrı ve acı çekmek (kötülük) söz konusu olduğunda, özgür iradenin de bahsi geçer. Özellikle de şöylesi cümlelerde;

İnsanlar özgür irade sahibi değilse, yalnızca birer kuklayızdır. Tanrı bizim kukla gibi olmamızı ister mi?

Hatta kimi durumlarda bunu şöylesi ifadeler takip eder;

İşte, özgür irade… ateistleri mat eden konu.

Terimler

Genelde olduğu gibi, “Tanrı” ile her şeye gücü yeten, her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten tek bir Tanrı’nın var olduğu inancına sahip olan klasik mono-teizme (tek-tanrıcılığa) atıfta bulunuyorum.

Problem

Apolojist çevrelerde özgür iradeye başvurmak yaygın bir durum olsa da, bana göre daha derinlere indiğimizde aslında burada bazı problemler olduğunu görürüz.

İlk olarak; özgür iradenin birçok farklı biçimi vardır. Bazı apolijistlerin sık sık başvurduğu buradaki özgür irade biçimine literatürde, “liberteryen özgür irade” denir. Niçin bu özgür irade biçimi daha (kendi başına) tercih edilebilir ve değerli olsun ki? Bu yerinde bir sorudur. Ve niçin bu özgür irade biçiminin var olmasını isteyeyim ki? Bu, aynı zamanda, aktüel dünyadaki tüm bu korkunç acılarla başa çıkmamız gerektiği (veya başa çıkabileceğimiz) anlamına mı gelir? Bu da yerinde olan bir diğer sorudur.

Liberteryen özgür iradeye sahip olup olmadığımızın açık olmamasının yanı sıra, bırakın herhangi bir özgür irade biçimini; buradaki asıl büyük problem Tanrı’nın (eğer Tanrı varsa) bize niçin farklı türden bir özgür irade (veya hiç özgür irade) veremeyeceğidir.

Eğer liberteryen özgür irademiz yok ise bizim yalnızca birer robottan ibaret olacağımız iddiası doğru değil. Kaldı ki, yalnızca bir robottan ibaret olsam dahi, bu diğer insanlar yönelik sahip olduğum sevginin bir illüzyon olduğu anlamına gelmez. Böyle olsa dahi diğer insanlara ilgi ve alaka gösterebiliyorum. Öyle ya da böyle, benim tercihim olsun veya olmasın.

Tekrar ifade edelim, farklı türden bir özgür iradeye sahip olabilirdik. Örneğin, Tanrı yalnızca ahlaken doğru ve iyi eylemler arasında seçim yapabileceğimiz bir durum yaratabilirdi. İkinci olarak, buyurganlık ve ahlaki ödev olmanın ötesine geçen eylemlerden bahsediyorum. Böylece, bu farklı türden özgür irade biçimi ile kişi, hala Tanrı’yla bir ilişki içinde olabilirdi (1).

Ayrıca, teizmde, ölümlü mahlukatlar için en büyük iyiliğin Tanrı ile bir ilişki içinde olmak olduğu göz önüne alındığında, Tanrı’nın niçin liberteryen özgür iradeyle birlikte var olduğu varsayılan mümkün şeyleri (durumları/özellikleri) tercih edeceğini anlamak zordur (2).

Ben, eğer liberteryen özgür irade varsa, bunun tam tersine, Tanrı’nın varlığı aleyhine bir delil olacağını düşünüyorum. Böyle düşünmemin sebebi, birine yardım etmek için özgür irademi kullanabildiğimi gösteren birçok örnek var, fakat ben durumun (veya ayrıntının) farkında bile değilim ki (3). Eğer Tanrı yok ise böyle bir durumun olması sürpriz değil, fakat teizm için epey bir sürprizdir!

Yok eğer özgür irade diye bir şey yoksa, o halde Tanrı dünyadaki tüm acıların/kötülüklerin yükünü üstlenmek zorundadır gibi görünüyor. Fakat görünen o ki, özgür irade olmaksızın Hristiyan teizminin/Museviliğin (bir bütün olarak) anlamlı olması bile çok zordur. Hristiyanlıktaki insanın düşüşü (Ç.N.: insanın düşüşü: ilk günah ile gelen Tanrı’dan kopuş), insanların özgür iradesine bağlı değilse, o halde Yahweh nasıl olurda hâlâ her şeye kadirdir denebilir ki?

Sonu.

Tüm bu fikirlerin bana ait olmadığını eklemem gerek. Felsefeci J.L. Schellenberg, özgür iradenin Tanrı’nın varlığı aleyhine nasıl bir kanıt olabileceğine dair kocaman bir makale yazmıştır, bu makaleyi burada bulabilirsiniz. Felsefenin görevi ise, bizi pek popüler görülmeyen bu konular hakkında, daha fazla düşünmeye sevk etmektir.


Notlar

1. Schellenberg, J.L., 2007a, The Wisdom to Doubt, Ithaca, NY: Cornell University Press.
2. Ibid.
3. Schellenberg, J. L. “The Atheist’s Free Will Offence.” International Journal for Philosophy of Religion 56, no. 1 (2004): 1-15. http://www.jstor.org/stable/40034071.


Jonathan David Garner– “Free will and monotheism: Can’t live with it or without it“, (Erişim Tarihi: 10.05.2021)

Çevirmen: Taner Beyter

Ankara Üniversitesi Coğrafya Bölümü’nü bitirdi, Felsefe master eğitimine ise ara verdi. Etik, epistemoloji, din felsefesi ve metafelsefe ile ilgilenir. Evli olup öğretmenlik mesleğine devam etmektedir.   

1 Yorum

  1. Emeyinize sağlıg .. sizin benim üzerimde emeyiniz çok.. jonathan david garnerin şüpheci teismle ilgili makalelerini çevirseniz sevinirim.. cok teşekkürler..

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

Önceki Gönderi

“Güvencelenmiş Hristiyan İnancı”na Eleştiriler – Jonathan David Garner

Sonraki Gönderi

Kendini Beğenmiş İnsanları Böylesine Kızdıran Şey Nedir? – Alessandra Tanesini

En Güncel Haberler Analitik Felsefe:Tümü