Kopernik görüşlerini ilk olarak 1514’te dolaşıma soktu ama Katolik Kilisesi, Engizisyonun 1616’da Galileo’ya çektiği ihtara kadar Kopernik’in günmerkezli kozmolojisini cezalandırmaya yeltenmedi. Madem
Okumaya Devam EtTanrı neden kendini daha açık bir şekilde göstermiyor? Neden bazen sanki gizli kalıyor gibi görünüyor? Bazı insanlar için bu, ‘İlahi Gizlilik Problemi’
Okumaya Devam EtDiriliş argümanı, ölümünün ardından İsa’ya ne olduğunu açıklamaya çalışan hipotezler arasında “Tanrı Nasıralı İsa’yı ölümden diriltti” açıklamasının tarihsel anlatı içerisinde en iyi
Okumaya Devam EtTanrı’nın, bilhassa da Hıristiyanlığın Tanrı’sının, varlığına dair tartışmalarda Diriliş Argümanı’nı duymak yaygındır. Argüman, yaygın bir biçimde, “Tanrı’nın İsa’yı ölümden sonra dirilttiği” hipotezinin,
Okumaya Devam EtDepremler, kasırgalar, tsunamiler, salgınlar… Doğal afetler insan hayatında derin izler bırakır, tıpkı günümüzde koronavirüs salgınında gördüğümüz gibi… Doğal afetler aynı zamanda ‘neden’
Okumaya Devam EtSultan IV. Murad en meşhur sultanlarımızdandır. Cesaretiyle ve yönetimdeki becerisiyle olduğu kadar, tebdil-i kıyafet yani kıyafet değiştirerek tanınmaz bir kişiliğe bürünüp şehri
Okumaya Devam EtNihayet bu yazı dizisinin son kısmına gelmiş bulunuyoruz. Öncelikle ilk yazıda belirttiğim noktayı yeniden vurgulamak isterim. Enis Doko çalışmalarını severek takip ettiğim
Okumaya Devam EtBu değerlendirme yazı dizisinin ilkinde, sevgili Enis Doko’nun mantıksal Üçlübirlik problemi konusundaki düşüncelerini çok kısa bir şekilde değerlendirmiştim. Bu yazıda ise, Enis
Okumaya Devam EtGünümüzde Hristiyanlığa yapılan eleştirilerin önemli bir kısmını Üçlübirlik ve Enkarnasyon öğretilerine yapılan eleştiriler oluşturmaktadır. Dolayısıyla geçtiğimiz aylarda kıymetli bir felsefeci olan Enis
Okumaya Devam EtKötü Yeni Ateist tarihçiliğinin kalbini oluşturan bir hikâye varsa o da Büyük İskenderiye Kütüphanesi ve onun kalabalık bir Hristiyan güruhça yıkılması masalıdır.
Okumaya Devam Et