Özgür İrade ve Ahlaki Sorumluluk – Chelsea Haramia

//
2615 Okunma
Okunma süresi: 7 Dakika

Muhtemelen başkasından bir şey çalmamalısınız. Sağduyu bize çalmanın yanlış olduğunu söyler. Halbuki bazen çalma davranışının nedenini öğrendikten sonra çalmak daha az yanlış veya hiç yanlış değil gibi gelebilir. Örneğin, aç bir aile için bir somun ekmek çalıyorsan pek çok kişi açgözlülükten veya kötülükten dolayı çalan biri kadar suçlu olmadığını söyleyecektir. Veya çalma davranışını kontrol edemeyen bir kleptomanı düşünün. Muhtemelen onu bu davranışlarından dolayı suçlamamalıyız (ama onu durumu konusunda bir terapiste danışmaya teşvik edebiliriz).

Fakat neden bir kleptomanı suçlamamalıyız? Kleptomanı ahlaken sorumlu tutmamak için nasıl gerekçelerimiz var? Kleptomanı suçlamamak için iyi bir neden, davranışlarını kontrol edememesidir. Kontrolü dışında olan bir psikolojik soruna sahiptir. Bazı sanıkların akli sağlığa sahip olmama gerekçesinden dolayı aklanmasının nedeni budur. Davranışlarının kontrolünde değilsen onlardan sorumlu değilsindir.

Fakat ya her davranışımız aslında kontrolümüzün dışındaysa? Ya davranışlarımız arasında seçim yapma özgürlüğümüz var gibi görünüyorsa fakat gerçekte ağır akıl hastaları kadar suçlanmayı hak ediyorsak?

Bu soruya felsefi açıdan ilginç olan pek çok yanıt vardır. Bunlar, özgür irade kavramını ele alan bazı ünlü ve zorluğuyla tanınan sorunlarla ilgilenirler. Özgür irade kavramı beraberinde en azından bazı seçimlerimizin yalnız bizim olduğu düşüncesini getirir; onların tamamen kontrolündeyizdir ve sonuçtan tamamen sorumluyuzdur. Özgür irade ahlaki sorumluluğun temelidir, ya da pek çok kişinin iddiası budur.

Felsefeciler yaygın şekilde, “gereklilik” bildiren ifadelerin “yapabilirliğe” işaret ettiğini söylerler. Peki, bu ne anlama gelir? Birine gerekçelendirilebilir şekilde, bir şeyi (ahlaken) yapması gerektiğini söylemek için kişinin o şeyi yapabilir olması gerekir. Kanserin tedavisini bulmanız gerektiğini söylediğimi düşünün. Kanserin tedavisini bulursanız büyük miktarda acıyı ve pek çok erken ölümü önlemiş olacaksınız. Bu gerçekten iyi bir şey olurdu. Lakin bütün olasılıklar dahilinde kanseri tedavi etmeniz imkansız olduğu için öyle yapmanıza dair bir ahlaki sorumluluğunuzun bulunduğunu veya öyle yapmanız gerektiğini söylemek absürt olurdu. Önemli kısım şu ki kanserin tedavisini bulamamış olmanızdan dolayı suçlanmayı hak etmiyorsunuz. Yalnızca özgürce, bir davranışı diğerine tercih edebildiklerinde insanları davranışları için suçlamak (veya takdir etmek) ya da davranışlarından sorumlu olduklarına inanmak için gerekçeye sahibizdir. Bu özgürlük, kapsamlı felsefi analizin öznesidir. Ancak ahlaki sorumluluğa dair günlük anlayışımız belirsizdir. [1]

1. Liberteryen Özgür İrade (Libertarian Free Will)

Liberteryen özgür iradeye sahip olduğumuzu söyleyenler, yaptığımız bir şeyi yaptığımızdan farklı şekilde yapmış olabilecek bir durumdayken özgür seçimler yaptığımızı iddia ederler. [2] Bu koşul sağlandığında, seçimi yapan kişiyi suçlamak (veya takdir etmek) için, başka bir deyişle, yapılan davranıştan dolayı kişiyi ahlaken sorumlu tutmak için gerekçeye sahibizdir.

Özgür iradeye sahip olduğumuz düşüncesi arkasında büyük bir sezgisel kuvvet taşısa da felsefeciler, dünyanın nedensel yasalarıyla ilgili meselelerin karşısında özgür iradeye neyin olanak tanıyabileceği sorusuyla uğraşmışlardır.

2. Katı Belirlenimcilik (Hard Determinism)

Katı belirlenimciler, kendilerinin ve liberteryenlerin kabul ettikleri anlamda, özgür iradeye sahip olduğumuz iddiasına meydan okumak için dünyadaki nedensel yasalara başvururlar. Olan her şey, öncesinde olanların nedensel geçmişiyle tamamıyla açıklanabilir. Seçeneklerimiz var gibi gelse de karşılaştığımız her seçimde, görünürde mümkün yollardan nihayetinde yalnızca biri seçilecek ve diğer yollar hiçbir zaman gerçekten mümkün olmamış olacaktır: yani, yaptığımız şeyleri başka şekillerde yapamaz durumdayız. [3] Özgür iradeye sahip olduğumuzu iddia etmek, bir şekilde nedensel olaylar zincirinin dışında olduğumuzu, zincirden etkilenmediğimizi ve davranışlarımızın yegane kaynağı olabileceğimizi iddia etmektir. Katı belirlenimciler, dünyanın işleyişi hakkındaki gerçeklerin bu iddiayı desteklemediğini söyler. [4]

3. Bağdaşırcılık (Compatibilism)

Bu durumda, bir katı belirlenimci bunu ahlaki sorumluluğun bir yanılsama olduğunun kanıtı olarak görebilir ya da belirlenimcilik karşısında sürdürülebilir bir ahlaki sorumluluk anlayışını korumaya çalışabilir. Bağdaşırcılar ikinci gruptadır: belirlenimciliğin ve ahlaki sorumluluğun esasında bağdaşır olduğunu iddia ederler. [5] Bağdaşırcılar, bir davranışta bulunan kişinin iç durumlarıyla ilgili iddialara başvurarak insanların belli eğilimlere (örneğin, inançlarına ve isteklerine) göre davrandıklarında sorumlu tutulabileceklerini iddia ederler. Açıkça belirlenimci olan durumlarda bile sorumluluğumuza dair güçlü sezgilerimiz olduğunu başkaları da belirtmiştir. [6]

4. Revizyonculuk/Yanılsamacılık (Revisionism/Illusionism)

Sorumluluğa dair sezgilerin gücü, bazı katı belirlenimcilerin revizyoncu bir yaklaşım iddiasında bulunmasına neden olmuştur. Revizyoncular, ahlaki sorumluluğa başvurmanın teorik olarak gerekçelendirilmemiş olduğunu kabul ederler fakat insanların ahlaki sorumluluğa sahip olduğu yanılsamasını kabul etmenin pragmatik olarak gerekçelendirilmiş olduğunu belirtirler çünkü takdir etme ve suçlama eylemleri hala kullanışlıdır ve bunları terk etmek kaosa yol açabilir. [7]

5. Bağdaşmazcılık(Incompatibilism)

Son olarak, belirlenimcilikle özgür iradenin tamamen bağdaşmaz olduğunu söyleyenler var. Önemli olan şu ki özgür irade konusunda katı belirlenimciler de liberteryenler de bu görüşe sahip olabilir. Sonrasında liberteryen, bu bağdaşmazlığı görüşünün bir değeri haline getirip bununla övünebilir. İkisi gerçekten de bağdaşmaz haldeyse yalnızca liberteryen özgür irade bizim ahlaki sorumluluğa dair sağduyusal sezgilerimizi korumaya elverecektir. [8] Katı belirlenimci, durumunu kabullenecek ve ikisi gerçekten de bağdaşmıyorsa bir davranışın nedenlerini her zaman şahısların kontrolünün tamamen, nihai şekilde onun dışında bir şeye kadar takip edebileceğimizden dolayı, ahlaki sorumluluğa dair davranışlarımızı sürdürmede irrasyonel olduğumuzu iddia edecektir. [9]

Bu, genişleyen ve şimdi daha önce hiç olmadığı kadar ayrıntılı düşüncelerin uyanmasına vesile olmuş çok eski bir felsefi sorundur. Ancak hepimiz, özgür irade sorunuyla uğraşan birinin ahlaki sorumlulukla ilgili soruları da ciddiye alması gerektiği konusunda mutabık olabiliriz.


Dipnotlar


Chelsea Haramia“Free Will and Moral Responsibility”, (Erişim Tarihi: 17.05.2022)

Çeviri: Eren Yıldız

Çeviri Editörü: Beyza Nur Doğan

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

Önceki Gönderi

G. E. M. Anscombe’un “Modern Ahlak Felsefesi” – Daniel Weltman

Sonraki Gönderi

“Makinedeki Hayalet”: Zihin Felsefesi Üzerine – Doç. Dr. Erhan Demircioğlu

En Güncel Haberler Analitik Felsefe:Tümü