Pironcu (Pyrrhoncu) Şüphecilik: Yargıları Askıda Bırakmak – Lewis Ross

/
652 Okunma
Okunma süresi: 11 Dakika

Şüphecilik, felsefi bir yaklaşım olarak bilgiye yönelik kuşku ve şüphe üzerine odaklanır. Bu felsefi akım, doğru bilgiye ulaşmanın ya da bilginin nesnel gerçekliğini kesin olarak doğrulamanın mümkün olmadığını savunur. Yani, bilgiye ya da gerekçelendirilmiş inançlara sahip olmadığımız görüşünü kabul ederler. [1]

Şüpheciliğin farklı türleri vardır: Daha radikal olan şüpheciler her konuda bilgi ya da gerekçeli inanca sahip olunamayacağını savunurken diğerleri yalnızca din, etik gibi belirli alanlarda gerekçeli inançlara, dolayısıyla da yalnızca bu alanlardaki bilgiye ulaşamayacağımızı iddia eder.

Pironcu şüphecilik, adını Elisli Piron’un (M.Ö. 360-270) öğretilerinden alan antik bir düşünce okuludur. [2] Pironcu şüpheciler; gerekçeli inançlara ve bunun sonucunda da bilgiye sahip olmadığımızı gösterme niyetinde olan üzerinde iyi düşünülmüş argümanlar kullanırlar. Bu argümanlar, hangi konuyu ele alırsak alalım, o konudaki yargılarımızı askıda bırakmamız gerektiğini savunur. Bu da, ilgili iddiaların ne doğruluğuna ne de yanlışlığına inanmamız gerektiği anlamına gelir. [3]

Bu yazı, Pironcu şüpheciliğin ne olduğunu, bu görüşü neyin motive ettiğini ve ona verilen bazı cevapları incelemektedir.

1. Pironcu Şüphecilik

Günlük yaşamda bazen yargıya varmaktan kaçınmak ve tarafsız kalmak için iyi sebeplerimiz olduğunu kabul ederiz. Örneğin, birisi size, havaya atılmış bir bozuk paranın yazı mı tura mı geleceğini sorarsa tura geleceğine inanmanız için iyi bir sebebiniz olmazdı. Aynı şekilde, yazı geleceğine inanmak için de iyi bir sebebiniz olmaz. Bu durumdaki en mantıklı tutum, tarafsız kalıp yargılarınızı askıda bırakmaktır çünkü her iki sonucu da gerekçelendiren herhangi bir bulguya sahip değilsiniz.

Pironcu şüpheciler, bu tarafsızlık tutumunun bütün sorulara uygulanması gereken bir rasyonellik olduğunu savunurlar. Rivayete göre, Piron dünyaya o kadar kuşkucu yaklaşırdı ki üzerine gelen bir araba karşısında bile yoldan çekilmesi için arkadaşlarının müdahalesine muhtaçtı; zira arabanın çarpacağına da çarpmayacağına da inanmamaktaydı. [4] Pironcu şüpheciler, şüpheci argümanların kendisi için bile yargıları askıda bırakmayı savunurlar: Kendi şüpheciliklerinin bile gerekçelendirilmiş olduğunu kabul etmezler.

2. Pironcu Şüphecilik Lehine Argümanlar

Pironcular bu radikal görüşlerini, görünümlerin bazen bizi aldattığını (duyularımızın bizi yanlış yönlendirdiğini) ve aklımızın yanılabilir olduğuna dikkat çekerek savunurlar: Algılara, anılara ya da başkalarının aktardıklarına güvenemeyiz. Onlara göre bu kusurlar, her türlü iddianın tartışmalı hale getirilmesine ve dolayısıyla yargıların askıya alınmasına yol açar. [5]

Bu durumu anlamanın bir yolu, görüş ayrılıklarının nasıl sonuca bağlanamayacağını göz önüne almaktır.

Diyelim ki siz bir Pironcu olarak, yarın yağmur yağıp yağmayacağı konusunda yargınızı askıda bırakıyorsunuz. Ben ise yağmur yağacaktır görüşünü savunuyorum ve sizi ikna etmeye çalışıyorum. İnsanlar, anlaşmazlıklarda genelde inançlarını gerekçelendiren sebepler sunarak yaklaşırlar. Ben de, yarın yağmur yağacağına dair inancımı hava durumu raporunu okuduğumu söyleyerek savunabilirim. Buna karşılık siz de: Hava durumu raporuna neden güvenelim ki, diye sorabilirsiniz. Ben de meteorologların çoğu zaman haklı çıktıklarını söyleyerek yanıt verebilirim. Bunun üstüne ısrar edebilirsiniz: Önceki seferlerde meteorologların haklı çıktıklarını neden kabul ediyoruz ki? Buna verebileceğim doğal bir yanıt, meteorologların tahminlerinin isabetli olduğunu hatırlıyor olduğumu söylemektir. Bunun üzerine siz de: Hafızana neden güveniyorsun ki, diye cevap verebilirsiniz. Sonuçta insanlar bir şeyleri sık sık yanlış hatırlarlar… Ve tartışma böyle devam eder.

Pironcular, kararlı bir şüpheci karşısında, inançları gerekçelendirme girişimlerinin ancak üç şekilde son bulabileceğini belirtirler:

  1. Kaçınılmaz biçimde, verecek yanıtlarınız bitene kadar cevap vermeye devam etmeyi deneyebilirsiniz (yani sonsuz bir gerekçelendirme zinciriyle devam etmek),
  2. Döngüsel biçimde, son kertede kendinizi tekrar etmeye başlayabilirsiniz.
  3. Varsayımlarınızdan birinin sebep sunulmadan (gerekçelendirilmeden) kabul edilmesi gerektiğine dair ısrarcı olabilirsiniz.

Pironcular üç sonuca da kayıtsız kalırlar çünkü her bir sonuç, şüpheci meydan okumaları yanıtsız bırakıyor gibi görünmektedir. [6] Bir meydan okumaya cevap verememek, kendi içinde dönen bir akıl yürütmeye saplanmak ya da bazı varsayımların gerekçeye ihtiyaç duymadığını savunmak, şüpheciliğe karşı ikna edici bir yanıt sunmaz. Tartışmanın çözümsüz kaldığı durumlarda, Pironcu filozoflar yargıya varmak yerine yargıyı askıya almanın daha mantıklı ve sağlıklı bir tutum olduğuna inanırlar.

Sonuç olarak, bu tartışma deseninin her konu için tekrarlanabileceği, yani hiçbir inancın gerekçelendirilemeyeceği ve bu yüzden de yargılarımızı her konuda askıda bırakmamız gerektiği sonucuna varırlar.

3. Karşı Cevaplar

Peki, birisi Pironcu şüpheciye nasıl yanıt verebilir?

Bir seçenek, bazı varsayımların doğruluklarına ayrıca gerekçe sunmadan da inanılabileceğini savunmaktır. Bu görüş, “Temelselcilik” (Foundationalism) olarak bilinir. Temelselcilere göre, savunmaya muhtaç olmayan bazı temel inançlar, bilgi binasının dayanağıdır. 

Başka bir strateji, belirli türlerdeki döngüsel akıl yürütmeleri benimsemektir. “Bağdaşımcılık” (Coherentism), inançların gerekçelendirilebileceği çünkü -karşılıklı olarak birbirini güçlendiren bir ağ kurarak- inançların diğer inançlar tarafından desteklendikleri fikridir. Bu görüşü savunanlar, tartışmalı noktalara cevap vermek için yeni sebepler öne sürmeyi bıraksak bile inançlarımızın bir bütün olarak ele alındıklarında, birbirlerini açıklayarak ve destekleyerek bir gerekçelendirme sistemi oluşturduklarını ve bu yapının bir bütün olarak gerekçeledirme sağladığını iddia eder. [7]

Pironcu şüpheciliğe getirilebilecek bariz bir itiraz, her bir şeye dair yargımızı askıda bırakmamızın radikal sonuçları üzerinedir. Her şeye karşı yargılarımızı askıya almak, hayatı sürdürmemizi neredeyse imkansız kılar. Pironcu görüşü benimserken örneğin, evimizin konumu (hatta evimizin olması) gibi gündelik şeylerde yargımızı askıda bırakarak yaşamımıza nasıl devam edebiliriz?

Buna verilecek bir yanıt, dünyaya dair takınılacak doğru tavrın inanç yerine başka bir bilişsel hali benimsemeyi içerdiğidir. Belki, hakikaten de öyle olduklarına inanmaksızın şeylerin belirli şekilde görünüyor olduğunu kabul edebiliriz. [8] Antik Pironculardan Timon’un, “Balın tatlı olduğunu iddia ediyor değilim ama tatlıymış gibi göründüğüne katılıyorum.” dediği söylenir. [9] Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta, bu cevabın gerçekten de bir inanç -yani şeylerin belirli şekilde göründüğü inancını- içeriyor olduğudur ama belki de şeyler, herhangi bir inanç olmaksızın da, belirli şekilde görünüyor gibi görünebilirler.

4. Sonuç

Herhangi bir şey hakkında bilgiye nasıl sahip olduğumuzu açıklayacaksak -özellikle bilim, din, felsefe ve insan düşüncesinin diğer çoğu alanındaki tartışmalar göz önüne alındığında- Pironcu argümanlara cevap vermek şarttır.

Pironcular, şüpheciliğin sadece doğru düşünsel tutum olmadığını, aynı zamanda dengeli ve huzurlu bir yaşamın anahtarı olduğuna inanırlardı. Yargıyı askıya almanın bizi dogmatizmden —yani mantıksız, aşırı özgüvenli inançlardan— kurtardığı ve bize ataraksia (zihinsel ve duygusal sükûnet) sağladığı düşünülürdü.[10] Pironcuların iddia ettiği gibi, şüphecilik sadece teorik bir pozisyon değil, iyi bir yaşam sürmenin de bir yolu olabilir.


Dipnotlar

  • [1] Pironcu şüphecilik, genellikle şüpheciliğin iki ana yöneliminden biri olarak kabul edilir. Diğeri ise René Descartes’ın yaklaşımından etkilenen Kartezyen şüpheciliktir.  Bu konuda bkz. Marc Bobro’nun Descartes’ Meditations 1-3 ve Descartes’ Meditations 4-6 makaleleri ve Charles Miceli’nin Düşünüyorum, O Halde Varım”: Descartes’ın Bilginin Temelleri Üzerine Yaklaşımı makalesi. Her iki şüphecilik türünün genel bir özeti Comesaña ve Klein (2024)’te yer almaktadır. Fogelin (1994) ise çağdaş epistemolojide Pironcu meydan okumayı ciddiye alan önemli bir örnektir. Şüpheciliğin diğer türlerine bir giriş için bkz. Andrew Chapman’ın Dış Dünyanın Varlığı Hakkında Şüphecilik ve John Ramsey’nin Al-Ghazali’s Dream Argument for Skepticism makaleleri. “Gerekçelendirilmiş” ile ne kastedildiği için bkz. Todd R. Long’un Epistemik Gerekçelendirme: Rasyonel İnanç Nedir? makalesi. Gerekçelendirme, genellikle inançların doğru olma olasılığını artırmasıyla açıklanır. Bu kavram, bilginin tanımı açısından önemlidir çünkü —yaygın görüşe göre— bir iddiayı bilmek için ona gerekçelendirilmiş şekilde inanmak ve iddianın doğru olması gerekir: bkz. Andrew Chapman’ın Gettier Problemi ve Bilginin Tanımı makalesi.
  • [2] Piron ve antik Pironculuk hakkında sahip olduğumuz bilgiler, doğrudan Piron’un kendi yazılarından değil, onu izleyen düşünürlerin yorumlarından gelmektedir. Bu bağlamda en etkili kaynak Sextus Empiricus’tur; özellikle Pyrrhonculuğun Esasları adlı eseri öne çıkar. İlginç bir şekilde, bazı araştırmacılar Piron’un gerçekte bazı olumlu ontolojik görüşlere sahip olduğunu ve bu nedenle tam anlamıyla bir Pironcu şüpheci sayılamayacağını öne sürer. Bu konuda kapsamlı bir tarihsel tartışma için bkz. Thorsrud (2009: Bölüm 2).
  • [3] Yargıyı askıya alma kavramının çağdaş epistemolojideki yeri için bkz. McGrath (2021) ve Friedman (2013). Bu tutuma bilinen bir örnek, Tanrı’nın varlığına ilişkin tartışmalarda taraf tutmayarak ne Tanrı’nın var olduğuna ne de olmadığını inanmak anlamına gelen agnostisizmdir: bkz. Sylwia Wilczewska’nın Tanrı’nın Varlığına Yönelik Agnostik Yaklaşım makalesi.
  • [4] Piron’un yazıları günümüze gelememiş olsa da kendisinin felsefi duruşu hakkında ikinci ağızdan ifadeler bulunmaktadır. Yük arabası hakkındaki hikaye, Diogenes Laertios’un Ünlü Filozofların Yaşamları ve Öğretileri eserinde IX. Kitap, 62. kısımda bulunuyor. Piron hakkında daha fazlası için Bett (2022)’ye bakınız.
  • [5] Antik şüpheciler, önermeleri sorguya açmanın, “kipler” adı verilen standartlaştırılmış yollarını geliştirdiler. Bu kipler, anlaşmazlık yaratmanın tipik yollarını -örneğin, şeylerin, farklı kişilere farklı görünmesi, farklı koşullar altında ya da farklı zaman ve mekanlarda farklı görünmeleri, ve benzeri gerçekler gibi- kategorilere ayırırdı. Anlaşmazlığın epistemik önemine bir giriş için Jonathan Matheson’ın Anlaşmazlığın Epistemolojisi makalesine bakınız. Ayrıca bkz. Christensen (2009).
  • [6] Bu bazen “Agrippa Üçlemi” olarak adlandırılır- bu bir üçlemdir çünkü şüpheciye yanıt vermeye girişmek, (iddiaya göre) üç farklı başarısız sonuca götürür. Bu üçlem ve şüpheci kiplerle nasıl üretildiği konusunda güncel bir çalışma için Sienkiewicz (2019)’a bakınız.
  • [7] Temelselcilik ve Bağdaşımcılığa bir giriş için Thomas Metcalf’ın Epistemoloji, ya da Bilgi Kuramı’na bakınız. Ayrıca bkz. Sosa (1980).
  • [8] Görünümler hakkında daha fazlası için Kaj André Zeller’in Seemings: Justifying Beliefs Based on How Things Seem makalesine bakınız.
  • [9] Piron gibi Timon’un eserleri de günümüze ulaşmamıştır. Bu konuda yapılan atıf hem Laertius (2018)’te hem de Thorsrud (2009)’da geçmektedir.
  • [10] Vogt (2022), antik şüphecilik üzerine iyi bir genel bakış sunar. Bu formda şüpheciliği benimsemek, aynı zamanda felsefeyi bir yaşam tarzı olarak sürdürmeyi de içerebilir: bkz. Christine Darr’ın Bir Yaşam Tarzı Olarak Felsefe – Christine Darr makalesi. Bu yaklaşım, daha sonra geliştirilen “inanç etiği” kavramının da bir uygulaması olarak görülebilir: bkz. Spencer Case’in Yeterli Kanıt Olmaksızın İnanmak Yanlış mı? W.K. Clifford’un “İnanç Etiği makalesi.

Referanslar


İlgili Diğer Yazılar


Lewis Ross – “Pyrrhonian Skepticism: Suspending Judgment”, (Erişim Tarihi: 12.05.2025)

Çevirmen: Eren Yıldız

Çeviri Editörü: Alparslan Bayrak

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Önceki Gönderi

Bir Kedi veya Köpeğe Yapılması Korkunç Bulunurken Çiftlik Hayvanlarına Yapılmaya Devam Edilen 10 Acımasız Şey – Abigail Geer

Sonraki Gönderi

Stoacılık: Kontrolünde Olanla Mutluluğu Bulmak – Matthew Pianalto

En Güncel Haberler Analitik Felsefe:Tümü