“Berbat, Acımasız ve Kısa”: Hobbes’un Doğa Durumunda Yaşama Dair Görüşleri – Daniel Weltman

/
4536 Okunma
Okunma süresi: 7 Dakika

Şayet devlet diye bir şey olmasaydı yaşam nasıl olurdu? Bir tür ütopya mı yoksa sefil bir hal mi söz konusu olurdu?

Epey meşhur bir şekilde, İngiliz filozof Thomas Hobbes (1588-1679) ikinci yanıtı (sefil hal) onaylamıştı. O, Leviathan[1] adlı kitabında, devlet olmazsa yaşamın “kasvetli, zavallıca, berbat, acımasız ve kısa”[2] olacağını savunmuştur.

Bu yazımızda Hobbes’un niçin böyle düşündüğünü incelemekte ve mutlak güce sahip bir siyasi erk inşa etmek yönündeki çözümünü ele almaktadır.

1. Doğa Durumu

Hobbes, devletlerin olmadığı varsayımına dayalı bir dünya tasarımı olan “doğa durumunda” yaşamın nasıl olacağını hayal eder. Hobbes, hayatta kalma söz konusu olduğunda tüm insanların aynı düzeyde-eşit olduğunu düşünür. Yeryüzünde hiç kimse saldırılara karşı sağlam ve kalıcı bağışıklık kazanacak kadar güçlü değildir. Şayet etrafta onları durduracak kimse yoksa en zayıf kişi bile en güçlü kişiyi öldürebilir[3].

Doğa durumunda, birbirini öldürme becerisi konusundaki bu aynı düzeydelik güvensizliğe yol açar. Sahip olduğunuz her şey ve yaşamınız her an elinizden alınabilir, çünkü bir başkasının size saldırmasını engelleyecek kadar büyük bir güç yoktur.

Bazı insanlar, hayatta kalmak için sizin sahip olduğunuz şeylere ihtiyaç duydukları bir durumda size saldırabilir. Bazı insanlar ise diğer herkesten daha güçlü olmak adına size saldırabilir. Herhangi bir ihtiyaç gerekçesiyle size saldırmaya ihtiyacı olmayanlar veya saldırmak istemeyenler bile tehlikelidir, çünkü onları rahat bırakacağınıza güvenemezler ve bundan dolayı da güvende olmak için önce size saldırmaları gerekir.[4]

Nihayetinde doğa durumu herkesin herkesle savaş halinde olmasından ibarettir[5]. Savaşmamayı tercih etseniz bile her an için savaşmaya hazır olmalısınız, çünkü güvenliğinizi sağlamanın tek yolu, başkaları sizin peşinize düşmeden evvel sizin onların peşinize düşmenizdir. [6].

Sözünü ettiğimiz bu doğa durumundayken çiftçilik yapmak, üretim yapmak, bilim ve sanat ile uğraşmak gibi şeyler zaman kaybıdır, çünkü harcadığınız emeğinizin meyvelerini görebileceğinizin garantisi yoktur. Her an birileri gelip sahip olduklarınızı elinizden alabilir. Herkes “ardı arkası gelmeyen sürekli bir korku ve şiddete dayalı ölüm tehlikesi”[7] içinde yaşar.

Hobbes, sözünü ettiğimiz bu doğa durumunun çok kötü olacağından şüphe ediyorsanız, mevcut devletinizin şemsiyesi altında nasıl yaşadığınızı bir düşünün diyor. Polis bir telefon kadar uzağınızdayken dahi gece uyurken kapılarınızı kilitlemiyor musunuz?

Hobbes; hırsızlığa ve saldırıya karşı hukuki düzenlemeler ve yasalar varken bile komşularınızın sizi tümüyle rahat bırakacağına güvenemediğiniz bugünü göz önüne aldığımızda, doğa durumundaki insanların hayatta kalmak için yapmak zorunda olduklarını düşündükleri her şeyi yapmakta özgür olmaları halinde neler yapabileceklerini ve ne kadar kötü olabileceklerini düşünün diye sormaktadır.[8].

2. Hobbes’un Çözümü

Şayet doğa durumunda yaşamak sürdürülebilir veya tahammül edilebilir değilse, o halde çözüm nedir?Hobbes, doğa durumundan kurtulmak için devlet kurmanın rasyonel olacağını iddia eder. [9]

Hobbes insanların rasyonel varlıklar olduklarını; şöyle bir düşünürsek birbirimizden çalmama ve birbirimizi öldürmeme konusunda anlaşma sağlamamızın daha iyi olacağını görebileceğimizi düşünmektedir[10]. Fakat ortada bir devlet yoksa bu anlaşmalar hemencecik bozulacaktır çünkü tarafların anlaşmaya sadık kalmasını sağlayacak hiçbir otorite yoktur. Doğa durumundaki anlaşmalar, “yalnızca sözden ibarettir.”[11]

Hobbes, barış ve huzuru güvence altına almak için bu anlaşmaların uygulanmasını sağlayacak kadar güçlü bir devlet kurmamızın gerektiğini iddia ediyor. Bunu, birbirimizle belirli bir tür sözleşme ya da anlaşma imzalayarak yaparız.

Hobbes’un kafasındaki sözleşme şöyledir: Şayet herkes egemen bir devlete itaat etmeyi kabul etmiş olursa, siz de o devlete itaat edeceksinizdir [12]. Bu durum, itaat etmeyi hepimizin kabul ettiği bir iktidar (kral, egemen veya otorite) tarafından yönetilen bir devlet yaratır. İktidar, yasalar yapacak ve uygulayacak, böylece de kaosun yerini düzen ve istikrar alacaktır.[13]

Hobbes’a göre doğa durumu o kadar kötü ve korkunçtur ki, sizi koruyabildiği sürece herhangi bir iktidar veya egemen sizi bu durumdan kurtaracaktır [14]. İster kral, ister aristokrasi, ister demokrasi olsun, iktidar hoşunuza gitmeyen baskıcı yasalar çıkarsa dahi iktidara itaat etmek zorundasınız[15]. Otoriter ve baskıcı bir iktidar altında bile ticaret, sanat ve üretim olabilir ve komşunuzun sizi öldüreceğinden endişelenmek zorunda kalmazsınız.

Hobbes, iktidarın doğa durumunu önlemek ve barışı korumak adına ihtiyaç duyduğu her şey üzerinde gücü olması gerektiğini düşünür: ordu, ekonomi, yargı, okullarda öğretilenler ve diğer şeyler[16].

Hobbes bu erk alanlarının hepsinin birbirine bağlı olduğunu düşünür: Şayet iktidar orduya sahip olmazsa, yargıyı kontrol etmenin bir faydası yoktur, çünkü yasaları uygulamaya koyamazlar. Sermayeyi kontrol etmezlerse orduya ödeme yapamazlar. Veya eğitimi kontrol etmezlerse, insanlara isyan etmelerine neden olacak yanlış şeyler öğretilmesini engelleyemezler[17].

3. Hobbes’un Ardında Bıraktığı Miras

Hobbes’un kuramı iktidardakilerin her şeyi yapma hakkı olduğunu savunur ve yurttaşlara itiraz edebilecekleri çok az alan bırakır. İktidar bizi doğa durumuna düşmekten veya dönmekten koruyacak kadar güçlü olmadığı müddetçe ona tümüyle itaat etme yönünde bir sorumluluğumuz olacaktır. Bu manzara, Hobbes’un görüşlerinin iktidar otoritesine son derece saygılı olduğu anlamına gelmektedir. Sahiden de o, kendi dönemindeki İngiliz iktidarını isyanlara karşı savunmak istemiştir. Bundan ötürü çağdaş filozofların büyük bir kısmı çoğu Hobbes’un teorisine genel anlamda katılmamaktadır.

Tüm bunların yanı sıra Hobbes, kendi dönemi için oldukça devrimci bir iktidar anlayışının tohumlarını atmıştır. Öyle ki, Hobbes’un çağdaşlarından biri Leviathan’ı bir “isyancı el kitabı” (insanlara isyan etmeyi öğretecek bir kitap) [18] olmakla itham etmiştir.

Hobbes’un görüşleri, iktidarı, her biri kendi çıkarları doğrultusunda özgürce ve rasyonel bir şekilde hareket eden eşit bireyler tarafından yaratılmış olarak tasvir ettiğinden ötürü devrimciydi. Hobbes’a göre iktidarlar ne tanrı tarafından atanmıştır ne de doğaları gereği birileri diğerlerini yönetmeye uygundur.

Hobbes, halkın iktidara itaat etmesinin tek nedeninin iktidarın onları güvende tutması olduğunu ve iktidarların halk tarafından kendi iyilikleri için yaratıldığını savunur. Şayet iktidar sizin hayatınızı güvende tutamıyor veya koruyamıyorsa o halde isyan etmekte haklısınızdır.[19]

Yalnızca yönetilenlerin (yani halkın) rızasının iktidar otoritesini haklı çıkardığı ve iktidarın, halk üzerindeki otoritesini temellendirirken bunun onların iyiliği için olduğu şeklindeki gerekçelendirmeye başvurması gerektiği fikri, Hobbes’un yaşadığı dönem için devrim niteliğindeydi ve günümüzde de pek çok kişi bu düşünceleri ilgi çekici buluyor.


Dipnotlar

  • [1] Leviathan kitabının adı İbranice İncil’in bazı bölümlerinde (örneğin Yeşaya 27:1; Eyüp 41:1) geçen güçlü bir deniz yaratığının adından gelmektedir. Hobbes, kışkırtıcı ve alaycı bir intibah uyandırdığı için devleti bu şekilde tanımlamayı tercih etmiştir: Leviathan gibi, devlet de çok güçlüdür. Bkz: Hobbes, Leviathan XVII.13.
  • [2] Hobbes, Leviathan XIII.9.
  • [3] Hobbes, Leviathan XIII.1-2.
  • [4] Hobbes, Leviathan XIII.3; XIII.5-7. İşbirliğinin herkes için daha iyi olacağı durumlarda bile rasyonel insanların nasıl çatışmaya girebileceğinin bir başka örneği için Jason Wyckoff’un Tutsak İkilemi yazısına bakınız.
  • [5] Hobbes, Leviathan pg. 77.
  • [6] Hobbes, Leviathan XIII.4; XIII.8.
  • [7] Hobbes, Leviathan XIII.9.
  • [8] Hobbes, Leviathan XIII.10.
  • [9] Doğa durumundan kaçınmak adına devlet kurmanın rasyonel düşüncesine dair tartışmalar için David Antonini’nin Toplumsal Sözleşme Teorileri’ne bakınız.
  • [10] Hobbes, Leviathan XIII.14; XIV-V.
  • [11] Hobbes, Leviathan XVII.2.
  • [12] Hobbes, Leviathan XVII.13.
  • [13] Hobbes, Leviathan XVII.
  • [14] Hobbes, Leviathan XVIII.20.
  • [15] Hobbes, Leviathan XIX.1-2.
  • [16] Hobbes, Leviathan XVIII.
  • [17] Hobbes, Leviathan XVIII.16.
  • [18] Bramhall’ın, Castigations of Mr. Hobbes adlı kitabındaki özgürlük ve evrensel zorunlulukla ilgili savunmaları bu meseleye dair tartışmalardaki tüm istisnaları tümüyle yanıtlamıştır (sayfa 515).
  • [19] Hobbes, Leviathan XXI.2

Referanslar


İleri Okuma ve İzleme için


İlişkili Yazılar


Daniel Weltman– “Nasty, Brutish, and Short”: Hobbes on Life in the State of Nature“, (Erişim Tarihi: 21.01.2023)

Çevirmen: Taner Beyter

Ankara Üniversitesi Coğrafya Bölümü’nü bitirdi, Felsefe master eğitimine ise ara verdi. Etik, epistemoloji, din felsefesi ve metafelsefe ile ilgilenir. Evli olup öğretmenlik mesleğine devam etmektedir.   

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

Önceki Gönderi

İdam Cezası Ahlaken Makul müdür? – Jeffrey Howard

Sonraki Gönderi

Anlaşmazlığın Epistemolojisi – Jonathan Matheson

En Güncel Haberler Analitik Felsefe:Tümü