Cisimleri Maddeleriyle Birbirlerinden Ayırt Etmek – Alexander Pruss

/
1013 Okunma
Okunma süresi: 6 Dakika

Geleneksel Aristotelesçiliğe göre beni ve sizi ayrı entiteler yapan şey, aynı türün üyeleri olsak da, farklı madde yığınlarından yapılmış olmamızdır.

Bu görüşte ilk bakışta ortaya çıkan bir problem şudur. Bizi oluşturan madde değişir. Bir kişinin 1 yaşındayken ve 20 yaşındayken farklı madde yığınlarından oluşması mümkündür ve Aristotelesçi ayırt etme kriterine göre bu iki şey aynı türün üyesi olan iki farklı entite olacaktır. Bu da yanlıştır.

Bu problemden kurtulmamızın bir yolu şimdiciliği benimsememizdir. Ancak şimdicilik Aristotelesçi görüş olan doğruluğun varlığa bağlı olması (truth supervenes on being) görüşüyle çelişir.

Yapılabilecek başka bir şey de ayırt etme kriterinin kapsamını daraltıp şunu söylemektir:

  1. Türdeş olan x ve y aynı zamanda farklı madde yığınlarından yapılmış olmaları sayesinde birbirlerinden ayırt edilirler.

Bu manevranın iki problemi vardır.

İlki zaman yolculuğuyla ilgilidir. Eğer 20 yaşındayken ve farklı bir madde yığınından yapılmış olarak bir zaman makinesiyle geçmişe gidip 1 yaşınızdaki halinizle tanışırsanız, 20 yaşındaki ve 1 yaşındaki siz aynı zamanda farklı madde yığınlarından yapılmışsınızdır. Zamanda yolculuğa dair pek çok problem dışsal zaman ile değil de içsel zaman ile düşündüğümüz zaman çözülse de bu çözüm bu problemde işlemeyecektir. Zira içsel zaman sadece tek bir cisim hakkında konuşuyorsak anlamlı olan bir kavram olduğundan onları oluşturan madde yığınlarının iki x ve y cismini birbirlerinden aynı içsel zamanda ayırt ettiğini söyleyemezsiniz.

İkinci problem görelilik teorisi ve ışınlanmayla (ki bu da bir tür zaman yolculuğu gibidir) ilgilidir. Diyelim ki 20 yaşınızdayken siz 1 yaşınızdaki halinizi oluşturandan farklı bir madde yığınından oluşmaktasınız. Tanrı 20 yaşınızdaki sizi 100 ışık yılı uzağa bir anda ya da neredeyse bir anda (belli bir referans düzlemine göre) yollamış olsun. Bu durumda sizin 20 yaşınızdaki halinizle 1 yaşınızdaki halinizin belli bir referans düzlemine göre aynı anda var olduğunuz doğru olurdu. Dolayısıyla ya belli bir referans düzlemine göre aynı anda var olmak bu ayırt etme kriterinin kabul ettiği türden aynı andalık sayılmamalıdır -ve bu da bizi ayrıcalıklı bir referans düzlemi olması gerektiği sonucuna götürür ve bu en azından görelilik teorisinin anlayışına aykırıdır- ya da sizin siz olmadığınız sonucuna götürür ki bu da saçmadır.

Zamanda yolculuğun imkansız olduğu fikri hazmedilebilir olsa da uzayda ışınlanma kesinlikle mümkün görünmektedir.

Bir başka manevra da şudur: (1)’i şu önermeyle değiştiririz:

  1. Türdeş olan x ve y birbirlerinden onların farklı madde yığınlarından meydana gelerek varlığa başlamalarıyla birbirlerinden ayrı şeyler olurlar.

Ve 20 yaşınızdaki siz, zamanda ve uzayda ne şekilde seyahat etmiş olurlarsa olsunlar, 1 yaşınızdaki siz ile aynı madde yığınından meydana gelerek var olmaya başlamıştır.

Ancak bu manevranın bir maliyeti vardır: bizlerin cisimsel/tözsel (substantial) değişim konusunda realist olmayan türden bir görüşü benimsememizi gerektirir. Cisimsel değişim konusunda tam anlamıyla realist bir pozisyon cisim değişirken onu oluşturan maddenin var olmaya devam etmesini gerektirir. Ancak eğer madde töz/cisim değişirken ya da ortadan kalkarken var olmaya devam edebiliyorsa bu durumda aynı madde yığınından türdeş başka bir cismin meydana getirilmesi mümkün olur. Bu da kökenle/var olmaya başlamayla sınırlandırdığımız ayırt etme kriterimizi ihlal eder. (2)’nin doğru olması halinde bir cisim ortadan kalktığında onu oluşturan madde yığınının da ortadan kalkacağını iddia eden teoriyi kabul etmemiz gerekir. Bu da maddenin varlığını varsaymamız için sahip olduğumuz başlıca motivasyonlarımızdan birini ortadan kaldırır: Maddenin varlığını kabul etmek bir cesedin nasıl olup da yaşayan bedene benzediğini açıklamalıdır (mesela ikisinin aynı madde yığınından yapılması nedeniyle benzediklerini söyleyebiliriz.)

Ayrıca (2)’nin maddenin oluşturduğu cisimlerin değişmesinin ardından varlığını sürdürememesinde ısrar ettiğimiz zaman ciddi bir muğlaklık içereceğine de dikkat edin. Bir cismi var olmaya başladığında ortaya çıkaran madde yığınıyla cismin var oluşundan önceki son madde yığınından mı bahsediyoruz yoksa var olmaya başladıktan sonra cismi oluşturan ilk madde yığınından mı?

Eğer cismin varlığa gelişinden önceki son madde yığınından bahsediyorsak iki problem ortaya çıkar. İlk olarak ayırt etme kriterimizde bir cisme neden olan bütün şeyler arasından sadece birini seçmemiz -önceden var olan madde yığınını- keyfi olacaktır. Ayırt etmeyi nedenlerle yapmak daha iyi görünmektedir ve bu köken konusunda özcülüğün (origin essentialism) tersini (converse) uygulamak gibidir. İkinci olarak da bir nesnenin önceden var olan bir madde yığını olmaksızın varlığa gelmesi mümkün görünmektedir. (Eğer Tanrı varsa bu barizdir zira Tanrı şeyleri hiçlikten yaratır. Tanrı yoksa da evren büyük bir ihtimalle hiçlikten gelmiştir.) Ancak bu durumda türdeş olan iki nesnenin önceden var olan bir madde yığınından oluşturulmamaları mümkün görünmektedir. (Eğer bu noktaya karşı çıkılmak istenirse İncil’in literal okumasından yola çıkılarak ilk iki insanın önceden var olan madde yığınlarından yaratıldığına -toprak ve bir kaburga- işaret edilebilir. Belki de bunun neden böyle olması gerektiğine dair derin bir metafiziksel gerekçe vardır ve belki de ilk hiçlikten yaratımda yaratılan şeylerin her birinin farklı türden şeyler olmaları gerekmektedir. Ancak bu son koşulu makul bulmuyorum.)

Belki de (2) ile bir cismin var olmaya başlamasının ardından cisimde bulunan ilk madde yığınını kastediyoruz. Ama eğer madde cisimlerin değişimlerinin ardından varlığına devam etmiyorsa bu durumda cismin neliğinin onu oluşturan ilk madde yığınının neliğinden önce geldiğini düşünmemiz son derece makul görünür. Dolayısıyla cismin neliği onu oluşturan ilk madde yığınından gelemez çünkü onu önceler.  Bu pek güçlü bir argüman değil. Belki de ilk oluşturan madde cisimden öncedir ve kendi neliğine sahiptir, ancak sonraki madde yığını cisimden sonra gelmektedir (cisim tarafından öncelenmektedir).

Dolayısıyla sahip olduğumuz en iyi Aristotelesçi ayırt etme kriteri şu şekildedir:

  1. Türdeş olan x ve y onları başta oluşturan madde yığınları birbirlerinden farklı olmasıyla birbirlerinden ayırt edilirler. .

Son olarak (2) ve (3)’ün sadece maddi bir cismin başlangıçsız olması imkansızsa makul olması son derece ilginçtir. Ancak maddi bir cismin başlangıçsız olamamasının en iyi açıklaması nedensel sonluculuktur (causal finitism). Aristotelesçi ayırt etme kuramını tercih edenlerin -ben onlardan biri değilim- nedensel sonluculuğu kabul etmek için başka bir nedenleri daha var gibi görünmektedir.


Alexander Pruss– “Individuating substances by their matter”, (16.01.2021)

Çevirmen: Berat Mutluhan Seferoğlu

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

Önceki Gönderi

Ben Bir Ateistim – Louise Antony

Sonraki Gönderi

Neler Yasaklanmalı: Nefret Söylemi ve İyileştirme İle İlgili Sosyal Medya Politikaları – Bianca Cepollaro

En Güncel Haberler Analitik Felsefe:Tümü