Modernizm (Felsefe Sözlüğü)

//
2837 Okunma
Okunma süresi: 2 Dakika

Modernizm, 19. yüzyılın sonları, 20. yüzyılın başlarında sanat, mimari, müzik, edebiyat ve uygulamalı sanatlardaki bir reform hareketini ifade eder. Felsefede özel bir Modernist hareket yoktur, bunun yerine Modernizm, daha sonraki felsefi düşünceler üzerinde bir miktar etkisi olan bir sanat akımdır. Modernizme karşı sonraki tepkiler, hem sanatta hem de felsefede Post-Modernist harekete yol açmıştır.

Modernizm, esasen 19. yüzyıl akademik ve tarihsel geleneklerine, Viktorya dönemi milliyetçiliğine ve kültürel mutlakiyetçiliğe karşı bir isyan olarak tasarlandı; sanat, mimari, edebiyat, dini inanç, sosyal organizasyon ve günlük yaşamın “geleneksel” biçimlerinin (modern sanayileşmiş dünyada) modası geçiyordu. Hareket başlangıçta, geleneğin veya statükonun bazı yönlerini devirmeye yönelik girişimini tanımlayan “avangart” kelimesiyle tanımlandı. “Modernizm” terimi, Latince’de “hemen şimdi” anlamına gelen “modo”dan gelmektedir.

Modernizm, ticaretten felsefeye varoluşun her yönünün yeniden incelenmesi, ilerlemeyi “engelleyeni” bulma ve bunun aynı sonuca ulaşmanın yeni, ilerici ve daha iyi yollarıyla değiştirilmesi çağrısında bulunmuştur. Modernistler, geleneği reddederek, sanat yapmanın radikal yeni yollarını keşfedebileceklerine ve aynı zamanda izleyiciyi kendi önyargılarını sorgulama zahmetine girmeye zorlayabileceklerine inanıyorlardı. Modernizm, ifade özgürlüğüne, deneye, radikalizme ve ilkelliğe vurgu yaptı. Geleneksel beklentileri göz ardı etmesi, genellikle tuhaf ve öngörülemeyen etkilerle izleyicileri şaşırtmak ve yabancılaştırmak anlamına geliyordu.(örneğin sanatta gerçeküstücülük, müzikte atonalite-ahenksizlik, bilinç akışı literatürü vs.)

Bazı Modernistler kendilerini siyasi devrimi de içeren devrimci bir kültürün parçası olarak görürken, diğerleri geleneksel siyaseti ve sanatsal gelenekleri reddettiler; siyasi bilinç devriminin gerçek siyasi yapılardaki bir değişiklikten çok daha önemli olduğuna inanıyorlardı.

Sanatsal bir şemsiye hareketi olarak Modernizmin ilk dalgası, Arthur Schoenberg ve Igor Stravinsky gibi insanların müzikte çığır açan eserleriyle 20. yüzyılın ilk on veya yirmi yılında patlak verdi. Bunların bazılarından söz etmek gerekirse, sanatta Gustav Klimt, Pablo Picasso, Henri Matisse, Marcel Duchamp, Wassily Kandinsky ve Piet Mondrian; Mimaride Le Corbusier, Walter Gropius ve Mies van der Rohe; edebiyatta Guillaume Apollinaire, James Joyce, T. S. Eliot ve Virginia Woolf ön plana çıkmıştır. Hareket 1920’lerde Bauhaus, Sürrealizm, Kübizm, Fütürizm, Fauvizm ve belki de hepsinden en nihilist olan Dadaizm ile olgunlaşmıştır.

II.Dünya Savaşı’ndan sonra, odak Avrupa’dan Amerika Birleşik Devletleri’ne taşınmıştır. Soyut Dışavurumculuk (Jackson Pollock liderliğinde) hareketi ivmesini sürdürürken bunu Geometrik Soyutlama, Minimalizm, Süreç Sanatı, Pop Art ve Pop Müzik gibi hareketler izlemiştir.

Modernizm o kadar kurumsallaşmış ve ana akım haline gelmiştir ki, devrimci bir hareket olarak gücünü kaybettiğini gösteren bir terim olan “post-avangard” olarak kabul edilmiştir. Buna karşılık, hem Modernizme hem de eski sanat biçimlerinin değerinin yeniden keşfine bir yanıt olarak Post-Modernizm olarak bilinen kendi tepkisini yaratmıştır. Modernizm, felsefeden çok sanatta bir hareket olmaya devam etmekte ancak Post-Modernizm’in sanatsal olana ek olarak özel bir felsefi yönü de var.


Kaynak (Erişim Tarihi: 03.05.2021)

Çevirmen: Beyza Nur Doğan

Boğaziçi Üniversitesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü'nden mezun oldu, Çeviribilim alanında yüksek lisansına devam etmektedir. İstanbul Kültür Üniversitesi'nde okutman olarak çalışmasının yanında çeşitli yayınevleri için sosyal bilimler alanında çeviriler yapmaktadır. İlgi alanları antropoloji, psikoloji ve başta din felsefesi olmak üzere felsefenin tüm alanlarıdır.

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

Önceki Gönderi

Arthur Schopenhauer (Felsefe Sözlüğü)

Sonraki Gönderi

Hümanizm (Felsefe Sözlüğü)

En Güncel Haberler Analitik Felsefe:Tümü