Felaket Kararları- Alexander Pruss

/
496 Okunma
Okunma süresi: 2 Dakika

Kirk, iki akıllı türün yaşadığı bir gezegene gelir; Oligonlar ve Pollakonlar. Gezegende bir milyon Oligon ve bir trilyon(yani milyon milyon) Pollakon vardır. Teknolojileri karmaşık değildir, aynı gezegende eşit derecede mutlu hayatlar yaşıyorlardır ancak birbirleriyle hiçbir iletişimleri yoktur. Evrensel çevirmen şu anda bozuk olduğundan Kirk de onlarla iletişim kuramaz. Dev bir gezegen Pollakonları yok edecek ancak farklı ekolojik nitelikleri dolayısıyla Oligonları büyük ölçüde etkilemeyecek şekilde gezegeni sıyırarak geçmek üzeredir. Kirk, düzlemtoidinin çekici ışınlarıyla bu gezegeni yönlendirmeye çalışabilir. Spock’un tam hesaplamaları şu olasılığı vermektedir:

  • 1000’de 1 olasılıkla gezegen bulundukları gezegene çarpmadan geçecek ve Oligonlarla Pollakonlar hayatlarına mutlu bir şekilde devam edeceklerdir.
  • 1000’de 999 olasılıkla gezegen çarpışması olacak ve hem Oligonlar hem de Pollakonlar yok olacaktır.

Eğer Kirk gezegeni yönlendirmezse beklenen fayda 106 mutlu hayattır(Oligonlar). Yönlendirirse beklenen fayda (1/1000)(1012 + 106)=109 + 103 mutlu hayattır. Dolayısıyla beklenen fayda açıkça gezegenin yeniden yönlendirilmesi tarafındadır.

Ancak yeniden yönlendirme fikri pek doğru gelmez. Kirk, yeniden yönlendirmenin Pollakonlara yardım etmeyeceğinden ama Oligonları yok edeceğinden neredeyse (% 99.9) emindir.

Belki de sezginin yeniden yönlendirme yapmamayı tercih etmesinin nedeni, müdahale etmeme lehine ahlaki bir önyargıya sahip olmamızdır. Öyleyse hikâyeyi bir de tersine çevirelim. Kirk gezegene yaklaşmakta olan gezegeni görür. Spock ona 1/1000 olasılıkla kötü bir şeyin olmayacağını ve 999/1000 olasılıkla gezegendeki tüm yaşamın yok olacağını söyler. Ama Spock ayrıca Oligonları uzay gemileri olan Atılgan’a ışınlayabileceğini fakat ışınlanmaya elverişli olmayan bir tür maddeden yapılmış olan Pollakonları ışınlayamayacağını da söyler. Bununla birlikte Oligonları gemiye ışınlamak için Atılgan’ın bu gezegene yaklaşmasının gerektiğini, bunun da çarpacak olan gezegenin yolunu yerçekimsel olarak etkileyecek şekilde 1/1000 kötü bir şey olmama olasılığını ortadan kaldırarak Pollakonların ölme olasılığını sadece 999/1000 değil, kesin kılacağını söylemiştir.

Artık işler benim için biraz daha az net. Ben Kirk’ün Oligonları kurtarması gerektiğini düşünme eğilimindeyim (bu Çifte Etki gerektirebilir), ancak küçük olasılıkları mantıksız bir şekilde ihmal ediyor olmaktan endişeliyim. Yine de Kirk’ün kurtarması gerektiğini düşünme eğilimindeyim. Eğer bu sezgi doğruysa, diğer ilgili kararlarda bile ve hatta ilgili deontolojik endişelerimiz olmasa bile, beklenen faydalara uymamalıyız.

Ama şimdi, Kirk’ün kariyeri boyunca bu tür milyonlarca gezegeni ziyaret edeceğini varsayalım. O halde, orijinal senaryodaki yeniden yönlendirmeme politikası veya değiştirilmiş senaryodaki kurtarma politikası, Büyük Sayılar Yasası dikkate alındığında felaket olacaktır: bu 1/1000 olaylar birkaç kez gerçekleşecek ve pek çok hayat kaybedilecektir. Uzun vadeli politikalardan bahsediyorsak eğer, öyle görünüyor ki, Kirk’ün beklenen faydaları dikkate alan (deontolojik kaygılar dışında) bir politikaya sahip olması gerekiyor. Ancak tek seferlik kararlar için durumun farklı olduğunu düşünüyorum.

Bu düşünce dizisi aklıma iki şey getiriyor:

  • Olağan koşullarda beklenen faydanın maksimize edilmesinin Büyük Sayılar Yasası gibi sınır yasalarıyla bir ilgisi vardır ve
  • Kendimizi ahlaki olarak bir politikaya bağlayabileceğimiz bir ahlak teorisine ihtiyacımız var. Öyle ki bu politika, bir politikanın yokluğunda belirleyici olacak gerçek ahlaki endişelerin geçersiz kılınmasına izin veren bir şekilde olmalıdır.

Alexander Pruss – “Catastrophic decisions”, (Erişim Tarihi: 17.11.2020), Erişim Kaynağı: http://alexanderpruss.blogspot.com/2020/07/catastrophic-decisions.html

Çeviren: Beyza Nur Doğan

Boğaziçi Üniversitesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü'nden mezun olmuştur. İstanbul Kent Üniversitesi'nde okutman olarak çalışmanın yanında çeşitli yayınevleri için sosyal bilimler alanında çeviriler yapmaktadır. İlgi alanları antropoloji, psikoloji ve başta din felsefesi olmak üzere felsefenin tüm alanlarıdır.

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

Önceki Gönderi

Ahlakın Gaddarlık Problemi – Alexander Pruss

Sonraki Gönderi

Tanrı ve Zamanın B Teorisi – Alexander Pruss

En Güncel Haberler Analitik Felsefe:Tümü