Bizler, kimi zamanlar farkında olmadan aynı kişi veya şey için birden fazla ad kullanırız.
Antik bir gökbilimcinin akşam bir gök cismi gördüğünü ve onu “Akşam Yıldızı” olarak adlandırdığını hayal edin. Ayrıca sabahları bir gök cismi görüp onu da “Sabah Yıldızı” olarak adlandırırlar. Ancak fark etmedikleri şey bizim şu anda Venüs olarak bildiğimiz aynı gezegeni iki kez adlandırmalarıdır. Superman çizgi romanlarında da buna benzer şekilde Lois Lane, “Superman” olarak tanıdığı kişinin “Clark Kent” olarak tanıdığı kişi ile aynı kişi olduğunun farkında değildir. Ayrıca birçok kişi Mark Twain’in Samuel Clemens olduğunu bilmez.
Bu senaryoların tümü, dil ve zihin felsefesinde iki merkezi kavram olan anlam ve düşünce anlayışımız için ehemmiyetli olan bir bilmeceyi ortaya çıkarır. Filozof ve matematikçi Gottlob Frege’den (1848-1925) sonra bu bilmeceye Frege’nin bilmecesi denilir. Bu makale bilmeceyi ve Frege’nin çözümünün ana hatlarını tanıtacaktır.
1. Gönderim
Özünde, bu bilmece kelimelerin anlamıyla ilgilidir. Daha önceki örneğimize geri dönersek “Akşam Yıldızı” ve “Sabah Yıldızı” kelimeleri aynı anlama mı gelir? Yoksa anlamları farklı mıdır?
İlk bakışta, bir adın anlamının onun göndergesi olduğu gözükebilir, yani bir adın anlamı adlandırdığı nesnedir. Bu güçlü bir anlam açıklamasıdır çünkü bir adın işlevi bir nesneyi ayırmaktır.
“Akşam Yıldızı” adı, “Akşam Yıldızı geceleri gözükür” dediğim zaman Akşam Yıldızı hakkında konuşuyor olmamı belirtmeye yarar. Dahası, söylediğimin doğru veya yanlış olması Akşam Yıldızı’nın (gezegenin kendisinin) geceleri gözüküp gözükmemesine bağlıdır. Bu doğruysa, “Akşam Yıldızı”nın anlamı sadece Akşam Yıldızı’dır. Gezegenin kendisi anlam olmaya yarar.
2. Frege’nin Bilmecesi
Ancak hayali gökbilimcimizin durumunu ele aldığımızda bir adın anlamının sadece göndergesi olmadığı gözükür.
Eğer bir adın anlamı sadece onun gönderimi olsaydı “Akşam Yıldızı”, “Sabah Yıldızı” ile aynı anlama sahip olurdu (çünkü aynı nesneye gönderim yaparlar). Bununla birlikte “Akşam Yıldızı Sabah Yıldızı’dır” ile “Akşam Yıldızı Akşam Yıldızı’dır” aynı anlama gelebilirdi.
Fakat bu kulağa doğru gelmiyor, bu cümlelerin gökbilimcimiz için farklı anlamları olduğu görülür. Gökbilimci her iki cümleyi de kusursuzca anlayabilir fakat birini kabul edip diğerini reddedebilir.
Üstelik, düşünceler gönderimle belirlenen anlamlara tekabül ediyorsa Akşam Yıldızı’nın Sabah Yıldızı olduğu düşüncesi, Akşam Yıldızı‘nın Akşam Yıldızı olduğu düşüncesi ile aynı olabilirdi.
Fakat “Akşam Yıldızı Akşam Yıldızı’dır” önemsizken, aksine “Akşam Yıldızı Sabah Yıldızı’dır ” önemli bir ampirik keşif ile yeni bilgileri ifade ediyor görünmesi sebebiyle bu yanlış görünüyor. Dolayısıyla ikisi, Frege’nin bilişsel değerlilik dediği şey bakımından farklılık gösterir ve bu onların farklı düşünceleri ifade ettiklerini gösterir.
Böylece Frege’in bilmecesi şudur: Bir adın anlamını göndergesiyle özdeşleştirmenin hem lehine hem de aleyhine gerekçelerimiz vardır.
4. Mana (Sinn, Sense)
Frege On Sinn and Bedeutung (On Sense And Reference) eserinde, sadece bir değil iki tür anlam olduğunu öne sürerek sorunu çözmeyi önerir.
Birinci tür anlam “gönderim”, ikinci tür anlam ise “mana”dır.
Frege’in fikri, “Akşam Yıldızı” ve “Sabah Yıldızı”nın aynı göndergeyi paylaşmalarına rağmen farklı manaları ifade etmeleridir (“Superman” ve “Clark Kent”, “Mark Twain” ve “Samuel Clemens” vb. durumlarlarda da aynıdır).
Frege manaların varlığını varsaydığında, onları öncelikle uygulaması gereken roller yoluyla tanımlar. Buna göre bir ifadenin manası, aşağıdaki dört görevin her birini yerine getirebilen bir özelliktir:
1. Manalar, dilbilimsel ifadeler için bir tür anlamdır. Özellikle şunları açıklamaları gerekiyor:
- Eş anlamlılık (ifadeler aynı manayı paylaştıklarında eş anlamlıdır);
- Dilbilimsel anlayış (bir ifadeyi anlamak, onun manasını kavramaktır);
- Dilin aleniyeti (konuşanlar, aynı mana ile ilişkilendirdiklerinde ortak bir dili paylaşırlar). [4]
Sonuç olarak “Akşam Yıldızı” ve “Sabah Yıldızı”, farklı manaları ifade ettikleri için eş anlamlı olmayacaktır.
2. Manalar, bilişsel değerdeki farklılıkları açıklamalıdır. Örneğin, “Akşam Yıldızı Akşam Yıldızıdır.” önemsizken “Akşam Yıldızı Sabah Yıldızıdır.” bilgilendiricidir çünkü “Akşam Yıldızı” ve “Sabah Yıldızı” farklı manalara sahiptir.
3. Bir adın manası göndergesini belirlemelidir, tersi değil. Farklı manalara sahip ifadeler aynı göndergeyi paylaşabilir (örn. “Akşam Yıldızı” ve “Sabah Yıldızı”) ancak bu sebeple aynı manaya sahip ifadeler aynı göndergeyi paylaşmalıdır; [5] ve
4. Manalar düşüncenin bileşenleridir. Bu Akşam Yıldızı bir gezegendir düşüncesinin, Sabah Yıldızı bir gezegendir düşüncesinden neden farklı göründüğünü açıklar; bu düşünceler farklı manalardan oluştukları için gerçekten farklıdır. [6]
Bu tanım, başka manaların ne olabileceği konusunu hala açık bırakıyor.
Frege ayrıca manaların, göndergenin “sunuluş kipleri” olduğunu söylüyor. [7] Gökbilimci “Akşam Yıldızı” ve “Sabah Yıldızı” adlarını tanıttığında, onlar gönderge (Venüs) yoluyla farklı koşullarda ve farklı tarzlarda sunulur ve bu kelimelerin manalarındaki bir farkı belirlemeyi gerektirir.
Ancak “sunuluş kipi” fikrinin muğlak olduğu kabul edilmelidir. [8] Sonraki yıllarda, diğer filozoflar Fregeci manayı yorumlamak için daha gelişmiş önerilerde bulundular- yani, 1-4 rollerini yerine getiren bir tür manayı tanımlamak için. [9]
4. Sonuç
Frege’nin bilmecesi, dilin yaygın bir özelliği olan, aynı şeyi temsil eden birden fazla kelime olduğunda ortaya çıkabilir. Bu vakalar, anlamın gönderimden çok daha fazlası olduğunu ve kelimelerin anlamını anlamak için ikinci bir kavrama, yani manaya ihtiyacımız olduğunu öne sürüyor.
Frege’nin çözümü güçlü olsa da tartışmasız değildir. Pek çok filozof, Frege’nin mana kavramına, hiçbir şeyin, mana için gerekli olan dört rolün tamamını oynayamayacağını savunarak meydan okumuştur; diğerleri bu rollerden bazılarının anlamın tanımına dahil edilmesine gerek olmadığını savunur. [10] Bu nedenle, Frege’nin gönderim dışında bir tür anlam tanımlamayı başarıp başaramadığı tartışmalıdır.
Yine de Frege’in bilmecesi anlam ve düşünce hakkında felsefi düşünceye ilham vermeye devam ediyor.
Notlar
- [1] Bir adın anlamının onun göndergesi olduğunu savunmanın (daha teorik) başka bir gerekçesi vardır. Kısacası, mantık ve dilbilimde geliştirilen sistematik anlam teorileri tipik olarak bir adın anlamının onun göndergesi olduğunu varsayar. Dahası, bu teoriler bu varsayımı yaparak anlamın önemli bir özelliği olan karmaşık cümlelerin anlamlarının onların en basit parçalarının anlamlarına nasıl bağlı olduğunu açıklayabilir. (Örneğin “Akşam Yıldızı geceleri gözükür” cümlesinin anlamının “Akşam Yıldızı”nın anlamına nasıl bağlı olduğunu açıklayabilirler) Frege’nin kendisi Grundgesetze der Arithmetik (1893) adlı eserinde, çalışmalarının diğer alanlarında böyle bir açıklama geliştirdi. Çünkü anlam hakkındaki bu olguyu anlamın gönderim olduğunu varsayarak açıklamak mümkün olduğundan, anlamın gönderim olduğunu kabul etmek için bir başka motivasyonumuz daha vardır.
- [2] Frege’nin bilmecesi, günlük olarak kelimelerin anlamı hakkında nasıl düşündüğümüzdeki iç gerilimi açığa çıkarır. Bir yandan bazen anlamı gönderim olarak düşünürüz. “Akşam Yıldızı geceleri gözükür” dediğimde, Akşam Yıldızı hakkında konuşuyor olduğumu kast ederim, “Akşam Yıldızı” yoluyla Venüs’ten, güneşe uzaklık olarak ikinci sırada bulunan gezegen gezegenden bahsederim. Ancak öte yandan, kimi zamanlar anlamı doğal olarak gönderim olarak düşünmeyiz. Lois Lane için “Clark Kent”in “Superman” ile aynı anlama sahip olduğunu söylemek yanlış görünüyor.
- [3] “On Sinn and Bedeutung“ta Frege’nin aklında beşinci bir rol var gibi görünmektedir: mana aynı zamanda gönderimsiz adların değerini de açıklamalıdır (örneğin, “Vulcan” anlamlıdır çünkü göndergesi olmamasına rağmen manası vardır). Bkz. Frege (1948 [1892]), 211. Ancak Frege’nin bazı takipçileri (örneğin Gareth Evans), bu rolün [Frege’nin] merkezi anlayışıiçin gerekli olmadığını ileri sürerler.
- [4] Age., 210-212.
- [5] Age., 211. Frege (1948 [1892])’da, bize bir terimin manasının gönderimini nasıl belirlediğini söylemez. Ancak, örneğin eğer göndergenin betimlemesinin (description) adın manası olduğunu kabul eden Fregeci mananın “betimleyici” yorumunu varsayarsak, bunun nasıl çalıştığını görebiliriz. Bu yüzden, örneğin “Akşam Yıldızı”nın manası, belki “akşam böyle-şöyle bir konumda görünen gök cismi” olabilir. Öyleyse terimin göndergesi bu betimlemeyi karşılayan biricik (unique) şey olarak belirlenecektir.
- [6] Frege için bu, düşüncelerin kendisi hakkında ve inançları (ve diğer tür düşünceleri) bildiren cümlelerin anlamları hakkında bir kuramdır. Kuramın ilk bölümüne göre, basit ifadelerin manaları cümlelerin manalarını oluşturur. Örneğin, “Akşam Yıldızı” adının manası “bir gezegendir” manası ile “Akşam Yıldızı bir gezegendir” manasını ortaya çıkararak bileşecektir. Ayrıca bu resme göre “Akşam Yıldızı bir gezegendir” cümlesinin manası, Akşam Yıldızı’nın bir gezegen olduğunu düşünen birinin düşündüğü ile aynı şey olacaktır. Kısaca, cümlelerin manaları düşüncenin içeriğidir. Bu kuramın ikinci kısmına gelince, Frege “Gökbilimci Akşam Yıldızı’nın bir yıldız olduğuna inanıyor” gibi bir inanç bildiriminde “Akşam Yıldızı” gibi bir ad göründüğünde, bunun Akşam Yıldızı’nın kendisine bir gönderimden ziyade olağan mananın kendisine gönderim yaptığını iddia ediyor. Bu dolaylı gönderim teorisi olarak anılıyor. Bkz. Age., 218-220.
- [7] Age., 211.
- [8] “Düşünce” de Frege, manaların hem maddi hem de psikolojik alemden bağımsız bir alemde var olan soyut nesneler olduğunu öne sürer. Frege’ye göre manalar, bireylerin zihninde öznel fikirler olamaz çünkü manalar esasen geneldir (1. role göre). Konuşmacıların birbirleriyle iletişim kurabilmeleri için her birinin aynı manaları aynı sözcüklerle ilişkilendirmesi gerekir. Bkz. Frege (1956), 308. Frege’nin bu fikrinin, önermeler hakkında sonraki düşünceler için de tesiri olduğu ortadadır. Frege’yi izleyen birçok filozof cümlelerin anlamlarının kelimelerin anlamlarının birleşiminden oluşan önermeler adı verilen bir soyut nesne türü olduğunu savunmuştur. Bu önermelerin üzerine düşünülebilir ve doğru ya da yanlış olması gerekir. Farklı dillerden cümleler- örn. “Kar beyazdır” ve “la neige est blanche” aynı önermeyi ifade edebilir.
- [9] Frege, betimleme olan mana örnekleri vermiştir ve bunu bazı filozoflar manalar her zaman konuşmacının kavradığı betimlemelerden oluşur şeklinde yorumlamıştır. Bu yoruma göre “Akşam Yıldızı”nın manası “akşam böyle-şöyle bir konumda görünen gök cismi” betimlemesiyle verilebilir. Diğer filozoflar manaları kavramsal roller olarak yorumlamışlardır, böylece bir ifadenin manası çıkarımlarda ve akıl yürütmede kullanılan kalıplar tarafından anlaşılır. Başka seçenekler de vardır. “Akşam Yıldızı”nın manasının, Akşam Yıldızını sunuluş kipi olduğu fikrini alan Gareth Evans, bir ismin manasını adın göndergesini düşünmenin veya tanımanın bir biçimi olarak yorumladı. Bkz. Evans (1982), bölüm. 1.
- [10] Bir kelimenin hiçbir özelliğinin, mananın yapması gereken tüm işleri yapamayacağını göstermeyi amaçlayan çok sayıda önemli çalışma vardır. Bu eleştirel gelenekteki anahtar metinler Saul Kripke’nin Naming and Necessity ve A Puzzle About Belief eserleri ve David Kaplan’ın On Demonstratives eseridir. Çok kısaca ifade etmek gerekirse, Kripke Naming and Necessity’de bir adın göndergesinin genellikle konuşmacının gönderge hakkındaki fikriyle belirlenmediğini ve bu nedenle 3. ve 4. rollerin başarısızlığa uğradığını; ayrıca A Puzzle About Belief’de, halk dilinde eş anlamlı olan kelimelerin bireysel konuşmacılar için aynı bilişsel değere sahip olması gerekmediğini ve bu nedenle 1. ve 2. rollerin başarısızlığa uğradığını öne sürer. Son olarak Kaplan, karakter ve içerik olarak adlandırdığı iki tür anlam arasında daha ileri bir ayrım yapmamız gerektiğini ve Frege’in mana kavramının ikisinin bir birleşimi olduğunu savunur. Bu gelişmelere genel bir bakış için Gillian Russell’ın Truth in Virtue of Meaning’indeki “Meaning” adlıbölüme bakabilirsiniz.
Graham Seth Moore– “Frege’s Puzzle and the Meaning of Words”, (Erişim Tarihi:20.02.2021)
Çevirmen: Emre Can Esgiyusufo
Çeviri Editörü: Erim Bakkal