İnsanlar arasında eşitsizlik var olmaya devam ettiği sürece, ölüm en büyük adalet olarak görülmüştür. Tıpki bizim gibi, zenginler ve güçlüler de kısacık
Okumaya Devam Et
Kendi adı verilen bir vebada ölen bir Roma imparatoru tarafından yazılan The Meditations’ın (Türkçe’ye “Kendime Düşünceler” olarak çevirilmiştir) korkuyla, acıyla, anksiyete ve
Okumaya Devam Et
“Çocukken, gençken, kitaplar beni umutsuzluktan kurtardı: bu da beni kültürün en yüksek değer olduğuna ikna etti.” Simone de Beauvoir- Yok Edilen Kadın
Okumaya Devam Et
“Mutluluğu aramak” ünlü Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi’ndeki (1776) ünlü bir cümledir. Ancak çok az kişi bu sözün yazarının Yunan filozof Epikür’den ilham aldığını
Okumaya Devam Et
Bir Quaker [1] olarak yetiştirildim fakat yirmili yaşlara geldiğimde inancımı yitirmiştim. Bu durumun en kolay açıklaması – bir akademisyen ve öğretmen olarak
Okumaya Devam Et
Birinci erdem meraktır. Yakıcı bir bilme arzusu doğruyu kovalamaya dair görkemli bir yeminden evladır. Merakın yakıcı arzusunu hissetmek hem cahil olmayı hem
Okumaya Devam Et
Bu ifadenin sürekli tartışıldığını duyuyoruz. Bir adam karısını aldatır. Bunun sadece onun ‘doğasının’ bir parçası olduğu söylenir –bu adam bir çapkın olarak
Okumaya Devam Et
Uzun zamandır insan doğası üzerine birkaç notu bir araya getirme yönünde bir planım vardı. Özellikle siyasi tartışmalarda gördüklerim ve işittiklerim bu tür
Okumaya Devam Et
1826’da, 20 yaşındayken, John Stuart Mill onu neredeyse intihara sürükleyen bir depresyonun içine düştü. Bu, acı bir şekilde ironikti zira kendisi tamamen
Okumaya Devam Et