Thomizm (Felsefe Sözlüğü)

//
1870 Okunma
Okunma süresi: 2 Dakika

Thomizm, filozof ve teolog Thomas Aquinas’ın çalışmalarının ve düşüncelerinin mirası olarak ortaya çıkan bir Orta Çağ felsefi okuludur. Onun Summa Theologica eseri, Roma Katolik Kilisesi için önemi bakımından İncil’den sonra genellikle ikinci olarak kabul edilir ve muhtemelen tüm zamanların en etkili felsefi ekollerinden biridir.

Aquinas, Hıristiyan doktrinini Aristotelesçi ekolden alan görüşlerle, Aristoteles’ten alınan anlayışlarla Neo-Platonik felsefe görüşünü (Augustine’den sonra ortaçağ filozofları arasında muazzam derecede etkili hâle gelen görüştür) pekiştirerek yeni bir felsefi sistem oluşturmayı amaçlamıştır.

Hem kendisinden önceki hem çağdaş dönemdeki İslam filozoflarını, özellikle de İbn Sina, Gazali (1058-1111) ve İbn Rüşd’ün eserlerinden (İbn Rüşd’ün ulaştığı sonuçları ve görüşlerini açıkça reddetmesine rağmen) büyük ölçüde etkilenmiştir. Ayrıca, önde gelen Orta Çağ Yahudi filozoflarından, özellikle de İbn Ceribol (1021-1058) ve Musa bin Meymun’un eserlerinden de etkilenmiştir ve Aquinas’ın kendi felsefi sistemi, Yahudi felsefesinde de büyük etkiye sebep olmuştur.

Aquinas, hem inancın hem de aklın gerçeği keşfettiğini (ikisi de Tanrı’dan kaynaklandığı için aralarında bir çatışma olması imkânsızdır) ve aklın zihin üzerinde uygulanmasıyla Tanrı’ya ulaşılabileceğini savunuyordu. Kozmolojik Argüman (Aristoteles’in “hareket etmeyen hareket ettirici olarak Tanrı” kavramına dayanan) ve Teleolojik Argüman (modern “akıllı tasarım” fikrine benzer) dâhil olmak üzere Tanrı’nın varlığına ilişkin beş kanıt sundu.

Thomizm, insanın özgür iradesi üstünde Tanrı’nın rolü, Tanrı’nın her şeyi önceden bilmesi, lütfun doğası ve alın yazısı (Tanrı’nın zaman içinde meydana gelen tüm olayları sonsuzluktan tayin ettiği ve önceden buyurduğu fikri) gibi zor konularda verdiği cevaplarla diğer Teoloji ekollerinden temelde ayrılır. Örneğin, Aquinas, lütfun insanın doğasından kaynaklanmadığına, başından beri Tanrı tarafından insana verildiğine inanıyordu.

Aquinas’ın da mensubu olduğu Dominik dini düzeni, onun fikirlerini kendi teolojilerinin resmi felsefesi olarak hızla benimsedi ve Dominikliler, Aquinas’ın 16. yüzyıla kadar en önemli destekçileri olarak kaldılar. Diğer bir yandansa, Johannes Duns Scotus, Ghent Henry (Doktor Solemnis olarak da bilinir) ve Romanın Giles’i (muhtemelen, 1243-1316) gibi isimleri içeren Fransisken Kilisesi, Thomizm’e şiddetle karşı çıkmıştı.

Aquinas’ın bazı iddiaları, 1277’de Paris ve Oxford’un önemli dini otoriteleri tarafından kınandı, fakat bu kınama, Aquinas’ın 1323’te kilise tarafından kutsanmasıyla beraber daha devam etmedi. Thomizm ayrıca, Ockhamlı William ve yandaşları ve 16.yüzyıldan itibaren Cizvit teolog Luis de Molina’nın adını taşıyan Monizm görüşünden, özellikle de Robert Bellarmine (1542-1621), Francisco Suarez (1548-1617) ve Francisco de Lugo (1580-1652) tarafından da fazlasıyla eleştiriye maruz kaldı.

19. yüzyılın sonlarında, Papa XIII. Leo (1810-1903), bu felsefenin etik öğretilerini vurgulayarak, Thomizm’i (Neo-Thomizm denilebilir) yeniden göz önüne getirmek için çabaladı ve böylece Neo-Thomizm, İkinci Vatikan Konseyi’ne kadar Roma Katolik Kilisesi’nde felsefi okul olarak hâkim oldu. Ve şimdi, günümüzde bile Thomizm, canlı ve zorlayıcı bir felsefe okulu olarak benimsenmeye devam ediyor.

1990’ların başında İskoç filozof John Haldene tarafından geliştirilmesiyle beraber “Analitik Thomizm”, Aquinas’ın felsefi düşünceleri ile modern analitik felsefe arasındaki fikir alışverişini destekleyen felsefi bir harekettir.


Kaynak (Erişim Tarihi:21.04.2021)

Çevirmen: Alparslan Bayrak

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

Önceki Gönderi

Şüphecilik (Felsefe Sözlüğü)

Sonraki Gönderi

Atomculuk (Felsefe Sözlüğü)

En Güncel Haberler Analitik Felsefe:Tümü