Başkalarına bağlıyızdır. Hasta olduğumuzda veya yeni bir eve taşınmak için yardıma ihtiyacımız olduğunda başkalarına güveniriz. Ayrıca bizzat bilginin kendisi için de başkalarına güveniriz. Başkalarının yazdığı kitaplar yoluyla öğreniriz. Çocuklar okuldaki öğretmenleri aracılığıyla öğrenir. Eğer bir şehirde kaybolursak, bize doğru yönü göstermeleri için de başkalarına güveniriz.
Son örnek üzerinden devam edersek, bir (dijital) haritaya erişiminiz olmaksızın kaybolursanız, yardım edebilecek birini bulmak iyi bir fikirdir. İlk önce etrafa bakıp kendisi kaybolmuş gibi görünmeyen birini bulabilirsiniz. Soru sormak için müsait görünen birini de arayabilirsiniz. Aradığınız ideal kişi, muhtemelen güvenilir ve vaziyetinizi çabuk kavrayan biridir. İstediğiniz yere hızlı bir şekilde ulaşmanızın ne kadar acil olduğuna bağlı olarak, birden fazla kişiye de başvurabilirsiniz. Eğer ikinci bir kişiye soru sormak isterseniz, bu, ilk soru sorduğunuz kişinin yanındaki kişi olmaz. İlk soru sorduğunuz kişiden başka birini bulmak istersiniz. Bunu, epey mühim bir durum söz konusu olduğunda yalnızca bir kişinin bilgisine veya iyi niyetine güvenmek istemediğiniz için yaparsınız.
Başka bir örneği ele alalım. Size epey ciddi bir tıbbi tanı konduğunu hayal edin. Bu, hayatınızı tehdit eden bir durum değil ama günlük ilaç tedavisi ve yaşamınızda epey bir değişiklik gerektiriyor olsun. Söz konusu bu tanı hayatınızı epey değiştirdiği için ikinci bir görüşe başvurmak istersiniz. Ancak, herhangi bir ikinci görüş yeterli gelmeyecektir, bu ikinci görüş bir şekilde birincisinden bağımsız olmalıdır. Bu durum, yolun aşağısındaki başka bir tıbbi uygulama merkezine gitmeyi gerektirebilir. Bunu, önemli bir durum olduğunda yalnızca bir kişinin veya bir kliniğin bilgisine veya iyi niyetine güvenmek istemediğiniz için yaparsınız. Sonuçta, ikinci bir görüşe başvurmaktaki tüm maksat, eldeki tıbbi bulgulara dair yeni bir bakış açısı elde etmektir. Aynı klinikteki doktorlar, aradığınız yeni bakış açısını birbirine karıştırabilir.
Ağ epistemolojisi, hepimizin birbiriyle bağlantılı olduğu epistemik bir güven topluluğunda yer aldığımızı başlangıç noktası olarak kabul eder. [1] Bu yaklaşım epistemik yaşamlarımızı değerlendirmek için, bu güven ilişkisinin/bağımlılığın yapısını ve epistemik yaşantılarımızın birkaçının iyi niyete -veya doğru inançlara- ne ölçüde bağlı olduğunu görmemiz gerektiğini söyler. Epistemik cemaatimiz içindeki kaynaklarımız ne kadar bağımsız ve geniş yelpazeli olursa, başkalarının iyi niyetine o kadar az bağımlı oluruz ve sürdürülebilir epistemik büyüme ile entelektüel özerklik için sahip olduğumuz fırsat çok daha büyük olur.
Örneğin, aşağıdaki yıldız ağında (Şekil 1) bilgiler tek bir merkezi kaynaktan filtrelenerek dağılır. Dış noktaların bilgi için güvendiği tek kaynak, merkezde yer alan nokta (kaynak nokta)’dır. Her bir dış nokta, merkezdeki tek noktaya bağlıdır. Yıldız ağlarına benzer bir şekilde yapılandırılan epistemik ağlar, bir dizi problemli ve zararlı uygulama ile ilişkilendirilir. Cinsel tacizciler ve onların hedefleri çoğunlukla saldırganın merkezde ve kurbanın yıldızın uçlarında olduğu bir yıldız ağı oluşturur. Bu durum, kurbanların birbirleriyle etkili bir şekilde iletişim kurmasını, saldırgana karşı koordinasyon veya işbirliği yapmasını engeller. [2]
Yıldız ağları aynı zamanda mali dolandırıcılık, [3] akademik dolandırıcılık [4] ve terörist faaliyetlerle de ilişkilidir. [5] Bir yıldız ağının, kolayca epistemik manipülasyona yol açabilen bir bağımlılık yapısı oluşturduğunu fark ettiğimizde bu hiç de şaşırtıcı değildir. Bir kişinin belirli bir konu hakkında yalnızca bir bilgi kaynağı varsa ve söz konusu bu kaynak, o kaynağı kullanan diğer kişiler ile kendisi arasındaki iletişimi sınırlandırmaya çalışıyorsa, özneler arası teyit ve doğrulama için yer yoktur. Ne kadar çok yalnızca birkaç kişiye bağımlı haldeysek, epistemik ağımız o kadar güvensizdir ve manipülasyona karşı da o kadar savunmasız kalırız.
Ağ güvenliği, doğru inançların olasılığını arttırmasa bile hedeflenmeye değerdir. Bunun sebebini görmek için felsefe tarihinden alınmış epistemik olmayan bir duruma göz atalım. Kant, bireysel özgürlük ve özerklik için politik hakların zorunlu olduğuna dair bir argüman ileri sürdü. Eğer bu haklar olmazsa insanların mutluluk ve esenliği, güçlü olanın veya devletin iyi niyetine bağlı kalır. Bir toplumun güçlü veya o toplumun liderinin iyi niyetli olduğu bir durumda politik haklar, toplumda yaşayanlar için pratik bir fark yaratmaz. Diğer yandan bu insanların mutluluk ve esenlikleri hala güvende değildir. Lider değiştirilirse veya güçlü olan liderin fikri (kötüye bir şeye doğru) değişirse, bu durumda güçsüz kişi korumada değildir. Dolayısıyla, politik güvenlik insanların günlük yaşamlarında pratik bir fark yaratmasa bile, bu haklara sahip olmak şu anda ve değişiklik olması durumunda kişisel özgürlüğü ve özerkliği güvence altına almaktadır. Aksi takdirde, her bir bireyin mutluluk ve esenliğine saygı duyulması yalnızca bir şans veya tesadüf meselesidir.
Epistemik hususlarda da benzer sonuçlara ulaşıyoruz. Eğer bir yıldız ağı benzeri emniyetsiz bir epistemik ağın içindeyseniz; itimat ettiğiniz kaynak güvenilir, emniyetli ve doğru olsa bile hiçbir şey epistemik olarak yanlış değilmiş gibi görünebilir.
Sonuç olarak doğru ve güvenilir bilgilere erişiminiz var. Bununla birlikte, epistemik özerklik seviyenizin epistemik olarak gelişmek için çok az fırsatla birlikte azaldığına dair güçlü bir his var. Ancak, epistemik özerklik (otonomi) seviyenizin bir anlamda ciddi bir biçimde azaldığını ve bunun yanı sıra epistemik açıdan gelişme imkanınızın da çok az olduğunu söyleyebiliriz. Bir yıldız ağında, farklı türden fikir alışverişlerine yer yoktur ve bahsettiğimiz türden alışverişler bağımsız, eleştirel ve yaratıcı düşünceyi teşvik edebilir. Bunlara ek olarak, tıpkı politik durumda olduğu gibi, eğer kaynakta bir değişim varsa sahip olunan sağlam epistemik pozisyon geri alınma şansı olmaksızın kaybedilmiştir. Bir şeylerin değiştiğini bile fark etmeyebilirsiniz.
Emily Sullivan– “Depending on others for knowledge“, (Erişim Tarihi: 27.12.2020)
Çevirmen: Taner Beyter
Kaynakça
- [1] Sullivan, E., Sondag, M., Rutter, I., Meulemans, W., Cunningham, S., Speckmann, B., & Alfano, M. (2019). Can Real Social Epistemic Networks Deliver the Wisdom of Crowds?, in Oxford Studies in Experimental Philosophy (Vol. 3). Eds. Lombrozo, T., Knobe, J., & Nichols, S. Oxford University Press.
Sullivan, E. & Alfano, M. (forthcoming). Vectors of Epistemic Insecurity, in Vice Epistemology Theory and Practice. Eds. Ian Kidd, Quassim Cassam, and Heather Battaly, Routledge. - [2] Alfano, M. (2016). The topology of communities of trust. Russian Sociological Review, 15(4): 30-56.
Fire M., Katz G., Elovici Y. (2012) Strangers Intrusion Detection: Detecting Spammers and Fake Profiles in Social Networks Based on Topology Anomalies. Human Journal, vol. 1, no 1, pp. 26–39. - [3] Šubelj L., Furlan U., Bajec M. (2011) An Expert System for Detecting Automobiles Insurance Fraud Using Social Network Analysis. Expert Systems Applications, vol. 38, no 1, pp. 1039–1052.
- [4] Callaway E. (2011) Report Finds Massive Fraud at Dutch Universities. Nature, 479, p. 15.
- [5] Krebs V. (2002) Mapping Networks of Terrorist Cells. Connections, vol. 24, no 3, pp. 43–52.
Reid E., Qin J., Zhou Y., Lai G., Sageman M., Weimann G., Chen H. (2005) Collecting and Analyzing the Presence of Terrorists on the Web: A Case Study of Jihad Websites. Intelligence and Security Informatics (eds. P. Kantor, G. Muresan, F. Roberts, D. D. Zeng, F. Y. Wang, H. C. Chen, R. C. Merkle), Berlin: Springer, pp. 402–411.
Epistemoloji Hakkındaki Diğer İçeriklerimiz
- Epistemoloji, ya da Bilgi Kuramı – Thomas Metcalf
- Gerekçelendirilmiş Doğru İnanç Bilgi midir? – Edmund L. Gettier
- Epistemoloji (Bilgi Felsefesi): Neyi, Ne Kadar, Nasıl Bilebiliriz? – Taner Beyter & Alican Başdemir
- Gettier Problemi ve Bilginin Tanımı – Andrew Chapman
- Türkçede Çağdaş Epistemoloji Kitapları – Taner Beyter
- Türkçe Çağdaş Epistemoloji Sözlüğü – Taner Beyter & Zeynep Vuslat Yekdaneh
- Bilgi İlkeldir – David Papineau
- Kripke’ye Göre A Posteriori Zorunlu Bilgi Nasıl Olanaklıdır? – Zeynep Vuslat Yekdaneh
- Feminist Epistemoloji: Bir Şeyi Bilip Bilemeyeceğimiz, Cinsiyet ile Sınırlandırılmış Olabilir mi? – Taner Beyter
- Feminist Epistemoloji – Marianne Janack (Internet Encyclopedia of Philosophy)
- Kavanozdaki Beyinler (BIV) Argümanı: Hepimiz Kavanozdaki Beyinler Olabilir miyiz? – Taner Beyter
- Epistemik Gerekçelendirmeye Yönelik İki Çözüm ve Mehdiyev’in Önerisi – Taner Beyter
- Gettier Problemi’ne Giriş: Gerekçelendirme Sorunu – Taner Beyter
- Erdem Epistemolojisi: Bilgiye Erdem ile Ulaşmak- Taner Beyter
- Erdem Epistemolojisi “Bilgiye Erdem Yoluyla Ulaşmak Mümkün mü?” – Taner Beyter
- Natüralizm ve Doğallaştırılmış Epistemoloji – Taner Beyter
- Reformcu Epistemoloji ve Tanrı İnancı – Taner Beyter
- Reformcu Epistemoloji ve Temel İnançlar – Taner Beyter
- Epistemoloji ve Gerekçelendirme Sorunu – Taner Beyter
- Bilgi ve Doğruluk – Fatih S.M.Öztürk
- Quine, Doğallaştırılmış Epistemoloji ve Epistemolojinin Normatif Yönü – Fatih S.M.Öztürk
- Carnap, Quine ve Metafizik – Fatih S.M.Öztürk
- G.E. Moore’un Elleri Karşısında Radikal Şüphecilik – Jonathan Birch
- Dış Dünyanın Varlığı Hakkında Şüphecilik – Andrew Chapman
- Şüphecilik, Yanılabilircilik, Anti-şüphecilik – Alex Malpass
- Bilgi Felsefesinde Mutlak Septik Düşünce – Mehmet Mirioğlu
- Güvenilircilik Gettier Problemine Çözüm Bulabilmiş midir? – Zeynep Vuslat Yekdaneh
- Nozick’in “Doğruluk Takibi” Teorisi Gettier Problemi’ni Çözebilir Mi? – Berk Celayir
- Kipsel/Modal Epistemoloji: Zorunlu & Mümkün Bilgi – Bob Fischer
- Plantinga’nın Dini Dışlayıcılık Savunusunun Eleştirisi – Nebi Mehdiyev
- Bilim ve Din: Epistemik Bir Bakış – Nebi Mehdiyev
- Otopoyeziz Teorisi ve Gerçeklik Sorunu – Nebi Mehdiyev
- Bilgi Bağlamsal Değildir – Nebi Mehdiyev
- Schellenberg’in İlahi Gizlilik Problemi’ne Plantinga’nın Dışsalcı Epistemolojisi Bir Yanıt Verebilir mi? – Musa Yanık
- Dini Epistemoloji: Alvin Plantinga Örneği – Musa Yanık
- Dini Epistemoloji (Internet Encyclopedia of Philosophy) – Kelly James Clark
- Vahiy Epistemolojisi İçin Sonsuz Gerileme – Alex Malpass
- Gettier Durumlarında İçselci ve Dışsalcı Gerekçelendirmenin Yeterliliğinin Değerlendirilmesi – Vedat Çelebi
- Çağdaş Epistemolojide Bilginin Tanımı Sorunu – Hasan Yücel Başdemir
- Doğru İnanç Ne Zaman Bilgi Olur? – Richard Foley
- Rasyonelleştirme, İnanç ve Çıkarım – Susanna Siegel
- Neden Felsefeciler Birbirini İkna Edemiyor? – Talha Gülmez
- Carneades – Felsefi Ayrımlardan Şüphe Etmek 1
- Carneades – Felsefi Ayrımlardan Şüphe Etmek 2
- Carneades – Felsefi Ayrımlardan Şüphe Etmek 3
- Carneades – Felsefi Ayrımlardan Şüphe Etmek 4
- Descartes Neden ‘Hissediyorum Öyleyse Varım!’ Demedi? – Recep Sefa Kaya
- Yoksunluk, Yanlış İnanç ve Zaman – Alexander Pruss
- İnsanlar Neden Sanıldığı Kadar Saf Değiller? – Talha Gülmez
- Herkes O Kadar da Cahil Değil: Metabilgi Bilgiden Çok Daha Elzemdir – Neil Levy
- Uzmanlık – Jamie Carlin Watson
- Erdem Epistemolojisi – Nebi Mehdiyev
- Oy Kullanma Hakkı Bilgililerle Sınırlandırılmalı – Jason Brennan
- Demokrasi Halka Karşı: Sosyal Bilim Gözünden Seçmenler ve Siyasetçiler – Talha Gülmez
- Şüphecilik, Kabilecilik ve Mütevazı Israr – Jason Baehr